suriye'deki kimyasal dosyasını belgeleme bürosu tarafından hazırlanan rapora göre, esed rejimine bağlı güçler, 11 nisan'da hama'nın kefr zeyta bölgesine düzenlediği saldırılarda ‘kimyasal olması muhtemel zehirli gaz’ kullandı.

rapora göre, bm özel inceleme kurumu tarafından bu ihtimalin ispatlanması durumunda rejimin savaş suçu işleyerek 1925 cenevre protokolü’nü ihlâl etmiş olacak. söz konusu saldırıda biri çocuk iki kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmıştı.

saldırının kimyasal silah kullanımında rejimin yeni yöntemlerinden biri olduğu ifade edilen raporda, varillerin üzerinde askeri mekanizmalar ve kimyasal maddeler üreten ‘turenku’  isimli çin şirketinin ismi olduğu iddia edildi.

güvenlik konseyi'ne çağrı

kimyasal silahların yasaklanması örgütü'ne (opcw) bu gazların atıldığı bölgelerde incelemelerde bulunmak üzere uzman ekip göndermesi ve olayla ilgili derhal soruşturma açılıp sorumluların belirlenmesi çağrısında bulunulan açıklamada, bm güvenlik konseyi'nden de konuyla ilgili olarak toplanması ve dosyaların uluslararası ceza mahkemesi'ne (ucm) gönderilmesi talep edildi.

"sarı dumanlar çıktı"

raporda aynı zamanda, muhaliflerin kontrolündeki hama'da sağlık müdürü hasan arac'ın ifadesine de yer verildi. arac, "11 nisan gecesi rejim güçlerine ait helikopterlerin 3 varil bombası attı, büyük ebatta bir bombanın patlamasının ardından sarı dumanlar çıktı, dumanlardan etkilenen yaklaşık yüz kişide kuru ve kanlı öksürük ile ağızda köpük oluşması ve kusma gibi haller görüldü" ifadelerini kullandı.

arac ayrıca, "dumandan etkilenen bu kişilerin bir kısmı tedavi edildi, bir kısmının ise tedavisi sürüyor. aynı gece iki varil bombası daha atıldı ve saldırıda biri çocuk 2 kişi öldü" dedi.

büro 2012'de kuruldu

kimyasal dosyasını belgeleme bürosu 11 ekim 2012'de "uluslararası topluma suriye'de yaşanan ihlâlleri tarafsız şekilde alktarmak ve bu konuda çalışmalar yürütmek üzere" kuruldu. kimyasal dosyasını belgeleme bürosu'nun internet sitesinde "yasaklı silahların kullanımına karşın ofisin elinde birçok somut ve tıbbi olarak kanıtlanmış kanıt bulunuyor" ifadeleri kullanılıyor.

sosyal medyada da twitter, facebook ve youtube gibi kanallarla duyurular ve raporlar yayınlanan grubun bünyesinde yaralıların durumlarını saptamak üzere doktorlar da bulunuyor.

kaynak: al jazeera ve aa