Türkiye

'Kürtaj aile planlaması yöntemi değildir'

Sağlık Bakanı 'kadının hakkı' diyerek tartışmaya girmenin yanlış olduğunu, sezaryene de kürtaja da tıbbı gereklilik olmadıkça başvurulmaması gerektiğini söyledi.

Haberin Öne Çıkanları

Bakanlar kuruluna taşınacak

Türkiye dünyada üçüncü

Akdağ, ''Kürtaj dediğimiz zaman, bir canlının, anne rahminden kazınıp alınmasını, organlarının vücudunun kesilmesini konuşmuş oluyoruz'' dedi. [AA]

türkiye sağlık bakanı recep akdağ, kürtaj ve sezaryenle doğum konusunda gündemdeki tartışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Doğurganlık hızı

uzmanlara göre bir ülkede doğurganlık hızının yüzde 2'nin altına inmesi, nüfusun kendini yenilemeyip yaşlanması anlamına geliyor. buna göre türkiye'de toplam doğurganlık hızı 2003 yılında 2,23 iken 2007'de 2,15, 2008'de 2,14 2009'da 2,06, 2011'de 2,09 olarak gerçekleşti.

tbmm kulisinde gazetecilerin sorularını cevaplayan akdağ, ''sezaryen de kürtaj da tıbbi gereklilik olmadıkça asla başvurulmaması gereken bir yöntem. bugün basındaki bazı tartışmalara bakıyorum; hep kadının hakkından bahsediliyor. halbuki bebeğin de hakkı var. tabii ki kadın kendi vücuduyla ilgili belli haklara sahiptir; sahip olmalıdır ama ortada bir canlıdan bahsediyoruz. onun için 'kadının hakkıdır' diyerek böyle bir tartışmaya girmek çok yanlış. tabii ki tıbbi gereklilikleri bütün bu tartışmaların dışında tutuyoruz'' dedi.

bakan akdağ, bir gazetecinin bebeğin down sendromlu olması durumunu örnek göstermesi üzerine, ''down sendromlu olsa da o bebek sonuçta bir canlıdır. iş, tıbbi gerekliliklerin dışına taştığı zaman, ortada bir canlının hakkından bahsediyoruz” diye cevap verdi.

kürtajın aile planlaması yöntemi olmadığını belirten akdağ, ''kürtaj dediğimiz zaman, bir canlının, anne rahminden kazınıp alınmasını, organlarının vücudunun kesilmesini konuşmuş oluyoruz'' dedi.

'ağır komplikasyonlara yol açabilir'

kürtajın yakın dönem çok ağır komplikasyonlara yol açabildiğini ifade eden akdağ, ''rahim delinmesine kadar varan, ağır kanamalara kadar giden ciddi komplikasyonlar olabiliyor. geç komplikasyonlar da olabiliyor. o zaman biz bütün kadınlara 'aman kürtaj yaptırmayın. eğer bir aile planlaması düşünceniz varsa bunu modern diğer yöntemlerle zamanında yapın' dememiz lazım” diye konuştu.

''kürtajın yasaklanması gündemde mi?'' sorusu üzerine akdağ, ''bir rapor hazırlıyoruz; o raporu tartışacağız'' karşılığı verdi. akdağ, ''o raporda 10 hafta kriterini de dikkate alacak bir çalışmanız var mı?'' sorusu üzerine ise, ''o konuları da tartışacağız. hazırlanacak raporu ben kendi başıma kararlaştıracak değilim. bakanlar kurulu'na götüreceğiz'' dedi.

başbakan recep tayyip erdoğan da, ''zaten bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve bu yasayı çıkartacağız'' dedi.

sezaryenle doğum yapma konusunda ise akdağ, “sezaryen nasıl bir iş; kadının karnını yarıyorsunuz. rahmini kesiyorsunuz. bebeğini oradan dışarı çıkarıyorsunuz; sonra oraları tekrar dikiyorsunuz. normal yolla doğum yapabilecek bir kadına bunu yapmak zulüm değil midir? buna kimin hakkı olabilir” diye konuştu.

description: http://10.49.107.60/haber/images/spacer.giftürkiye sezaryende dünya üçüncüsü

türkiye sezaryende dünyada en yüksek orana sahip ülkelerin başında geliyor. sezaryenle doğum oranın en yüksek olduğu beş ülkeden biri olan türkiye, brezilya ve çin'den sonra üçüncü sırada yer alıyor. onu meksika ve italya izliyor.    

10 haftaya kadar isteğe bağlı

kürtaj dünyada yedi ülkede tamamen yasak. 61 ülkede kısmen, 73 ülkede ise tamamen serbest. türkiye’de kürtaj 1983 yılında kabul edilen ‘nüfus planlaması kanunu ile yasallaştı. kanuna göre 10 haftaya kadar olan gebelikler isteğe bağlı, 10 haftadan sonraki gebelikler ise, anne hayatını tehdit eden durumlar ya da bebeğin yaşamsal anomalilerinde, hekimlerin alternatif sunması ve ailelerin onayıyla sonlandırılabiliyor.

sağlık bakanlığı verilerine göre,  türkiye'de sezaryenle doğum oranları 2010'da yüzde 45,4, 2011'de ise yüzde 46,6 olarak kaydedildi.

dünya sağlık örgütü (who) sezaryenle doğumla ilgili yüzde 5-15 oranını esas alıyor, yüzde 20'yi kabul edilebilir olarak değerlendiriyor.

sağlık bakanlığı'nın araştırmasına göre hekimlerin yüzde 45'i tıbbi hatalardan dolayı yaptırım endişesi, yüzde 41'i az riskli olması, yüzde 27'si de normal doğuma göre daha kısa, kolay ve risksiz olması nedeniyle sezaryeni tercih ediyor.

başbakan gündeme getirmişti

cuma günü uluslararası nüfus ve kalkınma konferansı eylem programı'nın uygulanmasına ilişkin 2012 uluslararası parlamenterler konferansı kapanış oturumuna katılan erdoğan, "sezaryenle ilgili doğumlara karşı olan bir başbakanım ve bunu bir cinayet olarak görüyorum. kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalı. ha anne karnında bir çocuğu öldürürsünüz ha doğduktan sonra öldürürsünüz. hiçbir farkı yok" ifadelerini kullanmıştı.

başbakan partisinin cumartesi günü düzenlenen genel merkez kadın kolları 3. olağan kongresi'nde kendisini bu sözlerinden dolayı eleştirenlere, “her kürtaj bir uludere’dir diyorum. anne karnında öldürmenin doğumdan sonra öldürmekten ne farkı var?” diye seslenmişti.

kaynak: ajanslar

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;