Libya Devrimi
Libya'da 'işkenceye' tepki
Muhaliflerin, ‘işkence görmüş tutukluları’ tedavi ettirdiğini söyleyen Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü, Misrata'daki faaliyetlerini durdurdu.
Haberin Öne Çıkanları
Örgüt tepki gösterdi
Silahlı muhalifler kontrol edilemiyor
BM endişeli

fransız yardım kuruluşu sınır tanımayan doktorlar (medecins sans frontieres veya msf), libya'nın misrata kentinde gözetim merkezlerinde artık hizmet vermeyeceğini açıkladı. msf başkanı christopher stokes, perşembe günü yaptığı açıklamada, "hastalar işkencenin ortasında, tedavi edilmeleri ve sorguda daha sağlıklı olmaları için bize getiriliyor" dedi.
bunun kabul edilemeyeceğini vurgulayan stokes, görevlerinin savaşta zarar gören ya da hastalanan kişileri tedavi etmek olduğuna dikkat çekerek, 'işkence seansları arasında aynı hastayı sık sık tedavi edemeyeceklerini' söyledi. stokes, misrata'daki yetkililerle libya ordusuna durumu aktardıklarını, harekete geçilmemesi üzerine, kentteki faaliyetlerini durdurduklarını belirtti.
libya'nın başkenti trablus'un yaklaşık 200 kilometre doğusundaki misrata kenti, geçen yılki muhalif isyan sırasında devrik libya lideri muammer kaddafi’ye bağlı güçlerin ağır saldırısına direnmişti. misratalı savaşçılar, başarısızlıkla sonuçlanan kuşatma sonrası kaddafi'nin doğup büyüğü sirte kentine saldırmışlardı. devrik lider, 20 ekim'de burada öldürülmüştü.
işkence kaygısı
insan hakları kuruluşları daha önce defalarca, libya'da çoğu sahra çölü'nün güneyindeki afrika ülkelerinden olan kişilere karşı işkence yapıldığına yönelik kaygılarını dile getirmişlerdi. bu kişilerin, libya'da dokuz ay süren iç savaş sırasında, kaddafi'nin güçleriyle birlikte dönemin muhaliflerine karşı savaştıklarından şüpheleniliyor.
libya'da yönetimi elinde bulunduran ulusal geçiş konseyi'nden (ugk) ise henüz msf'nin iddialarına yanıt gelmedi. ugk yetkililere daha önce kaddafi dönemindeki uygulamalara son verileceğini ve libya'da artık insan haklarına saygı gösterileceğini söylemişlerdi.
mahkumlara kötü muamelenin sürdüğü ve kaddafi destekçisi olduğundan şüphelenilen bazı kişilerin kaybolduğu yönündeki iddialar, yönetimi durumda bırakıyor. tüm bu tartışmalar, kaddafi karşıtı isyanı destekleyen ve ugk'nın libya'da yönetimi devralmasına yardımcı olan batılı ülkeleri de zorlayacak nitelikte.
ugk yetkilileri, daha önce libya vatandaşlarına, kaddafi'yi destekleyenlere 'misilleme yapılmaması' çağrısında bulunup, kötü muamele iddialarını soruşturacaklarını söylemişlerdi. ancak trablus yönetiminin işkenceyle mücadele yeteneğinin sınırlı olduğu zira işkence yapanların çoğunun ugk'nın emir komuta zinciri dışında, bölgelerinde etkin yerel milis güçleri olduğu belirtiliyor.
bm uyarmıştı
birleşmiş milletler (bm) insan hakları yüksek komiseri navy pillay da, bu hafta içinde libya'daki devrim sırasında kaddafi yanlısı olduğu iddiasıyla tutuklanan kişilerin, silahlı muhalif güçler tarafından işkenceye maruz kalmaya devam ettiğini söylemiş ve bu durumun kendisini endişelendirdiğini dile getirmişti.
birleşmiş milletler genel sekreteri ban ki-moon da, iki ay önce libya'daki cezaevlerinde yedi bin mahkum olduğunu sandıklarını söylemişti. libya'nın bm daimi temsilcisi abdurrahman muhammed şalgam ise bm güvenlik konseyi'nde yaptığı bir konuşmada, sadece trablus'taki cezaevlerinde sekiz binden fazla mahkumun olduğunu ancak bunların kaçının ugk yetkililerince hapiste tutulduğunun bilinmediğini belirtmişti. şalgam konuşmasında ayrıca hükümetinin, resmi olmayan gözetim merkezlerinin kullanılmasını da kınadığını vurgulamıştı.
kaynak: ajanslar
Yorumlar