‘yeni libya’ için değişimin hemen başlayacağını söyleyen konseyin iki numaralı ismi mahmud cibril, ramazan ayı sona ermeden maaşların ödenebilmesi ve acil insani ihtiyaçların karşılanabilmesi için 5 milyar dolara ihtiyaç olduğunu belirtti. konsey, daha önce 2,5 milyar dolar yardım talebinde bulunmuştu.

 

katar'ın başkenti doha'da yaptığı açıklamada, "artık, birleşmiş, sivil ve demokratik bir ulus için libyalı tüm kardeşlerimizle yeni bir libya kuruyoruz" diye konuşan cibril, doha’da yarın libya halkına yardım amacıyla uluslararası bir zirvenin düzenleneceğini kaydetti. toplantıya, abd, fransa, ingiltere, italya, türkiye, katar ve birleşik arap emirlikleri'nin katılması bekleniyor.

 

 

 

 

kaddafi sonrası dönemde ülkenin yeniden imarına destek için rejime ait yurtdışında dondurulan paraların serbest bırakılması uluslararası toplumun gündeminde. nitekim türkiye dışişleri bakanı ahmet davutoğlu da dün gerçekleştirdiği bingazi ziyaretinde bu konun altını çizmiş ve libya’nın kaynaklarının biran önce libya halkının kullanıma açılması için çağrıda bulunmuştu. davutoğlu ayrıca, bu konunun ayrıntılı olarak yarın istanbul’da gerçekleştirilecek olan libya temas grubu toplantısında ele alınacağını kaydetmişti.

 

birleşmiş milletler güvenlik konseyi yaptırımları çerçevesinde dondurulan hesapların serbest bırakılmasını fikrini, başta almanya ve avusturya olmak üzere avrupa birliği ülkeleri ve amerika birleşik devletleri de destekliyor. 

 

bu çerçevede özellikle avrupa’dan yükselen sesler libya’nın ek bir mali yardıma ihtiyacı olmadığı yönünde. avrupa parlamentosu’ndaki liberaller grubunun alman üyesi alexander graf lambsdorff, libya’nın bir marshall planı’na ihtiyaç duymayacak kadar zengin olduğunu ifade ederek, avrupa’nın asıl görevinin libya’yı barışa götürecek bir plan üzerinde çalışmak olduğunu söyledi. 

 

lambsdorff, “ekonomik çıkarların yanı sıra stratejik çıkarlar da önemli rol oynuyor. libya, avrupa’nın güney kıyısı. burada gerçek istikrar, fransızlar’ın, italyanlar’ın, ispanyollar’ın, hepsinin çıkarına. bunun diktatörlük üzerine kurulu sözde istikrar değil, demokratik bir istikrar olması gerek. bu yolun nereye gittiğini gördük" diye konuştu.

 

 

bütün bu desteğe rağmen ulusal geçiş konseyi’nin yapısından kaynaklanan bazı soru işaretleri de yok değil. kaddafi rejimine başkaldıran farklı kimlikteki gruplar konseyin yapısına yansımış. şimdiye kadar kaddafi’yi devirme konusunda birlikte hareket eden bu grupların bundan sonra nasıl bir pozisyon alacağı merak konusu. muhaliflerin içindeki etnik ve ideolojik kırılma noktalarının kısa sürede ortaya çıkacağını savunanların sayısı az değil. korkulan senaryo ise birbirlerine karşı hakimiyet kurma mücadelesine girerek libya’yı parçalanmaya götürecek olan bir sürecin yaşanması.  

 

berlin merkezli bilim ve politika vakfı’nda güvenlik uzmanı markus kaim deutsche welle’ye verdiği röportajda, batı tarzında demokrasi ihracı konusunda geçmişten dersler çıkarılması gerektiğini vurguluyor: 

 

“afganistan ve irak’taki deneyimlerin ardından, batı demokrasilerinin ihraç edilip edilemeyeceği sorusu konusunda biraz temkinli olmamız gerektiğine inanıyorum. libya’da önümüzdeki aylarda demokrasinin belli öğelerinin benimseneceğini öngörebiliriz. yeni anayasa’yı oluşturacak bir meclisin kurulması, öngörülebilir bir sürede seçimlere gidilmesi gibi. ama siyasi sistemin, siyasî partilerin nasıl şekilleneceği, devletin ne ölçüde merkezî olacağı gibi somut sorular açıkta. sonuçta bir yanda bizi batı bakış açısına göre tatmin edecek bir demokrasi ile karışık olarak, somut uygulamada bize yabancı, hatta yadırgayacağımız öğeler de yer alacaktır. aynı afganistan ya da irak'ta olduğu gibi.“ 

 

 

bu arada libya ulusal geçiş konseyi'nin, karargahlarını iki gün içinde bingazi'den başkent trablus'a taşıyacağı bildirildi. libyalı muhaliflerin askeri sözcüsü ahmet bani, al jazeera’ye yaptığı açıklamada, konsey'in iki gün içinde karargahlarını trablus'a taşıyacağını söyledi.