Türkiye
Mahkemeyi kaplayan sessizlik
Mavi Marmara duruşmasının görüldüğü salonda tanıklar dinlenirken çıt çıkmıyor, ta ki 18 yaşındaki kurbanın babası yutkunarak konuşuncaya kadar.
Haberin Öne Çıkanları
Salonda izdiham
Yabancılar dinleniyor
'20 gemi saydım'
istanbul adliyesi'nin önüne ulaştığımda, ellerinde filistin bayrakları olan bir grubun, israil'in uluslararası sularda saldırdığı mavi marmara gemisi için açılan davayı izlemek üzere toplandığını görüyorum.
aralarında saldırıda ölenlerin aileleri, gemi katılımcıları, yerli ve yabancı gözlemcilerin de bulunduğu yaklaşık 100 kişilik grup, sabahın erken saatlerinden itibaren adliyenin önünde bekliyor. saatler 09.30'u gösterdiğinde grup yavaş yavaş içeri alınırken, salon küçük olduğu için bazıları dışarıda kalıyor. davanın avukatları, içeri girecek kişileri görevlilere iletse de mahkeme girişindeki yığılma engellenemiyor.
zor da olsa içeri girmeyi başardığımda, avukatların, ölenlerin yakınlarının yerlerini almış olduğunu görüyorum. kurban yakınları daha çok en arka sıralara oturmayı tercih etmişler, bir tek 18 yaşında vurulan furkan doğan'ın babası ahmet doğan en ön sırada. yanında kudüs muhafızı olarak anılan şeyh raid salah var.
ön sıralarda ağırlık, yabancı gemi katılımcıları ve gözlemcilerin. tercümanlar peş peşe kimlik tespiti yapıyor, zira çok sayıda ülkeden yabancı dinleniyor. davacıların kimlik tespitine sıra geldiğinde, salonu derin bir sessizlik kaplıyor.
duruşmada ilk dinlenenler arasında, 1967 yılında israil'in yine akdeniz'de saldırdığı abd uçak gemisi uss liberty'de de bulunan joe meadors var. 1967 yılında 34 arkadaşını kaybeden ve hukuk mücadelesinde başarısız olan meadors, mavi marmara filosunda yer almış ve istanbul'da açılan mahkemeye başvurarak şikayetçi olmuştu.
'bütün donanma oradaydı'
meadors'tan sonra amerikan ordusunda 26 yıl görev yapmış bir albay, ann wright söz alıyor. dışişleri bakanlığı'nda da 15 yıl görevi bulunan wright, görüşlerini değiştirerek ülkesinin savaş politikalarına karşı durmuş ve en sonunda israil'in gazze'ye yönelik ambargosunu delmek için yola koyulan gemiye binmişti.
gemide olanları anlatan wright'a avukatlardan biri, "siz amerikan ordusunda da çalışmış bir albaysınız, dolayısıyla böyle bir filoyu durdurmak için ne kadar askerin gerekli olduğunu bilirsiniz. o gece israil'in gönderdiği askerleri düşündüğünüzde oraya gemiyi durdurmak için mi yoksa bir katliam yapmakiçin mi gelmişlerdi?" sorusunu yöneltiyor.
ann wright'ın yanıtı, "filoda altı gemi vardı. ben iki helikopter, küçük zodyaklar hariç 20 kadar gemi saydım. sonra denizaltılar ve uçaklar olduğunu duydum, evet altı gemiyi durdurmak için sanki bütün israil donanması oradaydı" oluyor. wright'ın sözlerinden, israil'in orantısız bir güçle gemiye saldırdığı ortaya çıkıyor.
furkan'ın babasına öncelik
plana göre, davanın ilk gününde tamamen yabancılar dinlenecekti ancak saldırıda 18 yaşındaki oğlunu kaybeden öğretim görevlisi ahmet doğan, kayseri'den geldiği için sıra ona veriliyor.
bir günlüğüne istanbul'a gelen doğan, oğlunu, "başkalarının derdini dert edinen bir çocuktu, yardım etmeyi severdi. israil'in gazze'de yaptıklarını takip ediyordu. fiziksel olarak da orda olmak istedi, bu yüzden o gemiye bindi. doktor olup yine afrika'da katarakt ameliyatları yapmak istiyordu" sözleriyle anlatıyor. doğan yutkunarak konuşurken salonda çıt çıkmıyor, çoğunluk yabancılar olmasına rağmen bazıları gözyaşlarına hakim olamıyor.
filoyu organize eden isimlerden insani yardım vakfı (ihh) başkanı bülent yıldırım, bir ara arka sıralarda görünüyor salonda.
üzerinden iki yıl geçse de, 31 mayıs 2010 tarihindeki yolculuktan geriye kalan acılar halen taze. hakimlerin dört israilli askeri yetkili hakkında nasıl bir karar vereceği şimdilik bilinmese de, duruşma salonundaki hava değişecek gibi görünmüyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar