Mektup: Pazarlık mı, uzlaşı arayışı mı? | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Gülen örgütü soruşturmaları

Mektup: Pazarlık mı, uzlaşı arayışı mı?

Fethullah Gülen’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdiği mektubun içeriği ve zamanlaması hükümet ve cemaat arasındaki tartışmaların merkezinde oturdu.

Konular: Türkiye
Gülen, Mehmet Ali Şahin'in iddiasını avukatı aracılığıyla yalanladı.

4 ocak cumartesi günü başbakan recep tayyip erdoğan gazeteci ve köşe yazarlarını dolmabahçe’deki çalışma ofisinde ağırladı. gündeme dair konulardan bahsetti, soruları yanıtladı. toplantıdan çıkan kişilerin söyledikleri arasında en çarpıcı olan hükümet ile 11 yıllın ardından arası bozulan gülen cemaati’nin liderinin türkiye yönetimine gönderdiği mektuptu.

mektubun içeriği ve zamanlaması

toplantıda bulunanların aktardığı kadarıyla gülen cemaati, ak parti hükümeti ile uzlaşı yolu arıyor, çatışmanın sebebi olan dershanelerin kapatılması ve kamuda cemaat üyelerinin tasfiyesi kararından vazgeçilmesi isteniyordu. başbakan erdoğan pazarlığı reddettiğini ve “dönülmez yola” girildiğini ifade ediyordu.

sonrasında mektubun içeriği ve kime yönelik olduğuna dair daha net bilgiler geldi. bu da başka soruları ve başka çatışma alanları ortaya çıkardı. mektubu götüren kişi gazeteci fehmi koru idi. fethullah gülen’in pennsylvania’daki evine gazeteci kimliği ile gittiğini ve gülen cemaati’nin son dönemdeki olaylara dair fikrini öğrenmeyi amaçladığını açıkladı.

fethullah gülen, fehmi koru’dan gündeme dair görüş ve isteklerini cumhurbaşkanı abdullah gül’e iletmesini istemişti. koru ise bunları yazılı bir metin olarak iletmesinin doğru olduğunu söylemişti. işte “meşhur” mektubun çıkış hikayesi böyle başladı.

tam metni aşağıda verilen mektupta genel olarak dershanelerin kapatılma kararından ve kamudaki gülen cemaati’ne yakın olduğunu düşünülen kişilerin görevden alınması sürecinden vazgeçilmesi isteniyordu. medya ve sosyal medyada tarafların çatışmasından rahatsızlık duyulduğu söyleniyordu. bunun bir pazarlık mı, uzlaşı girişimi mi, tehdit mi yoksa boyun eğme mi olduğu okuyanın bakış açısına ve durduğu yere göre değişiyor. 

işte gül 'e gönderilen tam metin

22 aralık 2013, pennsylvania

sayın cumhurbaşkanım,

aziz dost, kıymetli insan,

saygıdeğer abdullah gül beyefendi

en içten hürmetlerimi arz eder, gönülden selamlarımla sağlık ve afiyet üzere bulunmanızı dilerim.

ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçıran her hadisenin zat-ı âlilerinizi ne kadar üzdüğünün/üzeceğinin idrakinde olarak, aynı hüznü paylaştığımı ifade etmek istiyorum.

başkaları 'hizmet', 'hareket', 'cemaat' veya 'câmia' gibi farklı isimlendirmelerde bulunsalar da aslında her tür, her anlayış, her renk ve her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan insanların misillü) bir makuliyette ve bir mantıkiyette buluşmalarının şahs-ı manevisi olarak gördüğüm adanmış ruhların faaliyetlerinin ve müesseselerinin hedef alınması karşısında çok mahzunum.

***

daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk günlerde sayın başbakanımıza da değişik vesilelerle ifade edildi; milletimiz için faydalı gördüğümüz müesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi sürdürmesini arzuladığımız hususu kendilerine iletildi. bu hareketin gönüllülerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden geldiğince nezaket çerçevesinde kendilerini ifade etmelerinin ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığı kamuoyunun malumu. bu hususta kanunlar çerçevesinde hukukun gereklerinin seslendirildiğini düşünüyorum. zamanla içtimai hayat içinde birçok insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket ölçülerinin dışına çıkan bir üslup ile çok çirkin söz ve karşılıklı isnatların gündemde olması hasebiyle bunun önüne geçilmesi gerektiği akl-ı selim sahiplerinin öncelikli bir zaruret olarak gördüğü bir husus. özellikle bir kısım medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınları sona ererse, dost ve arkadaşlarımın da sükûtu tercih edecekleri kanaatindeyim. fakir'in de bu meselenin önünü kesmek için elinden geleni yapacağını bilmenizi isterim. sürekli çirkin şeyler neşreden bir kesimin o kötü neşriyatının durması hususunda zât-ı alinizin de ciddi etkili adımlar atacağınıza, yeniden akl-ı selime dönüşü sağlayacağınıza inanıyorum ve sizden bunu kemal-i samimiyetle istirham ediyorum.

***

muhterem efendim,

devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım zât-ı alinizin malumudur. bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatime sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim.

medyanın takip ettiğim kadarıyla, kamuoyunun da vakıf bulunduğu işleyen hukuki bir vetire ile ilgili olarak, bir taraftan görevliler kanunlar çerçevesinde vazifelerinin gereğini yerine getirerek suçluları tespit etmeye ve haklarında işlem yapmaya çalışıyorlar. diğer taraftan, bu konuda sadece görevlerini yapmakla meşgul bulunan veya herhangi bir şey yapmasa da başka illerde olan bazı kimseler hakkında belli bir itham olmadan işlem yapılıyor. kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar çerçevesinde yerine getiren memurînin sırf belli bir yere nispet edilerek engellendiğini ve hatta süreçle hiçbir ilgisi olmadığı halde yine aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların) yapıldığını üzüntüyle izlemekteyim.

devlet memurlarının üzerlerin gidip onları vazifelerini yapmaktan men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet ederek tasfiyeye/ kıyıma tabi tutma konusunda biz sussak bile zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.

***

sayın cumhurbaşkanım,

ayrıca, kamu kurumlarına giriş mülakatlarında ciddi bir eleme gayreti bulunduğu dillendiriliyor. şu anda da eskiden beri olduğu gibi bazı insanlar hakkında 'şu cemaatten, bu tarikattan; şu dershaneye gitmiş, bu okuldan mezun olmuş!' denilerek bilgi toplama ve engelleme yapıldığı ifade ediliyor. bu haksız uygulamanın sadece genel müdür, müdür veya emniyet amiri konumunda da kalmadığı, ta memurlara kadar inmiş bulunduğu söyleniyor. şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca 'falan yere, müntesip, falancı.. filancı..' görüldüğünden dolayı mağduriyete uğramış pek çok insanın yanımda gözyaşı döktüğüne şahit oldum. fakat ben bunları hiç dillendirmediğim gibi o insanlara da sabır ve vifak tavsiye ettim. belli bir yere nispet edilerek engellenen bu vatan evladı yakın çevrelerine, nazları geçen kimselere de üzülerek hislerini dile getirmekte, içlerini dökmektedirler. bu ülkenin öz evladı, masum anadolu insanlarının bir kısım kara listelere kaydedilmesine ve önlerinin kesilmesine matuf gayretlerin artık bütünüyle sona ermesi gerektiği kanaatindeyim.

dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve allah'ın inayeti, zât-ı devletleriniz gibi kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen hizmet hareketinin -maalesef- önünü kesmeye matuf gayretler olduğu aşikar hale geldi. bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -önceden olmamakla birlikte- hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eş zamanlı olarak arttığı görülmektedir. süleyman efendi'nin talebelerinin, ilim yayma cemiyeti'nin, menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalmayacağı nasıl söylenebilir?!.

***

kıymetli efendim,

göndermek lütfunda bulunduğunuz kıymetli misafirin aktardığı hususları dikkate alarak, ifade etmeliyim ki, dün neredeysek şu yaklaşan seçim sürecinde de aynı yerde ve çizgide duruyoruz. diyaloğa her zaman açık bulunduğumuzu, binaenaleyh zât-ı âlilerinizin ve sayın başbakanın ortak tensiplerini tensibimiz sayacağımızı da belirtmek isterim. bahse konu hususların sayın başbakanla da paylaşılmasını arzu ederim.

hayatını dinine, milletine ve insanlığa adama gayretindeki bir kardeşiniz olarak bütün samimiyetimle ifade etmeliyim ki, hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, fakir'e sevgi duyanları da bu yönde teşvik etmeye çalıştım. gözümde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşımdan sonra da başka bir sevdam, düşüncem ve emelim olamaz. devlet büyüklerimizin uzatacakları dostluk ellerini mutlaka tutacağımızı, bize karşı samimiyetle atılan her adıma -ilahi ahlaka iktîdaen- on katıyla mukabelede bulunacağımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve sevenlerimize itidal tavsiye ederek huzurun temini adına elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı ve her zaman sulhun takipçisi/destekçisi olacağımızı arz ederim.

bu vesileyle, zât-ı âlilerinize, saygıdeğer hayrünnisa hanimefendi'ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hürmetlerimi sunarım.

imza: m. fethullah gülen

22 aralık, pennsylvania

mektubun zamanlaması da içeriği kadar tartışma konusu. yazılma tarihi 22 aralık. yani 3 bakanın oğlunun da gözaltına alındığı 17 aralık’taki “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonunun sonrasında. hükümet bu operasyonu gülen cemaati’nin yargı ve emniyetteki unsurlarının gerçekleştirdiğini savunuyor.

üstelik mektup 21 aralık’ta fethullah gülen’in gidişata yönelik hükümete tepkisini gösterdiği ve “beddua” olarak bilinen şu açıklamasından sonra gelmişti;

mektubun ardından yani 25 aralık’ta gülen cemaati’nin direktifleri ile hareket ettiği iddia edilen savcı muammer akkaş bir “rüşvet ve yolsuzluk” operasyonu daha başlattı. ancak polis ekipleri savcının gözaltı kararını yerine getirmedi. savcı bunun üzerine hukukun çiğnendiği iddiası ile basına açıklama yaptı. bu sebeple “kendisinin hukuku çiğnediği” gerekçesiyle dava dosyasından alındı.

kaynak: ajanslar / al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;