Çözüm süreci
Somut adım öncesi Kandil görüşmesi
Çözüm sürecinde her iki tarafın da 'somut adım' beklentisini dile getirdiği bir dönemde HDP heyeti Kandil'e gitti. Görüşmeden çıkacak sonuç, sürecin hızlanması açısından büyük önem taşıyor.

çözüm süreci görüşmelerini hdp adına yürüten heyet, bugün bir kez daha kandil'e gitti. hdp'nin grup başkanvekilleri pervin buldan, idris baluken, istanbul milletvekili sırrı süreyya önder, dtk eşbaşkanı hatip dicle ve demokratik özgür kadın hareketi'nden ceylan bağrıyanık'ın yer aldığı heyet, kandil'de kck yöneticileriyle görüşen en kalabalık heyet olma özelliği de taşıyor. görüşmenin bir diğer özelliği de, iç güvenlik paketi gibi gerilimlere karşın çözüm sürecinde son günlerde hızlanan trafik ve artan beklentilerin ardından gerçekleşiyor olması. her iki tarafın da somut adım beklediği bir dönemde gerçekleşen görüşme, sürecin en zor ikna edileni olarak nitelendirilebilecek kandil'in ne söyleyeceği açısından önemli. yeni adımlar bu görüşmenin ardından belli olabilir.
anahtar; 'çözüm taslağı'nda
kürt sorununun çözümünde pkk'nın izleyeceği adımlar en azından abdullah öcalan'ın kafasında net.
örgütün hapisteki lideri, “barış ve demokratik çözüm taslağı” adını verdiği metni hdp'nin çözüm sürecini yürüten heyetine, 29 kasım'da yaptığı görüşmede verdi.
heyetin üyesi hdp'li sırrı süreyya önder, 1 aralık 2014'te örgüte yakın fırat haber ajansı'na yaptığı açıklamada, taslağın dört ana başlığından üçünün ayrıntılarını verdi. bu üç başlık; yöntem, tarih-felsefe ve temel gündem maddeleriydi. ancak somut adımların yer aldığı dördüncü madde olan 'eylem planı' hakkında ayrıntı vermedi. önder bununla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
“yürüteceğimiz kandil ve devlet-hükümet görüşmeleri ile birlikte, sayın öcalan'ın eşsiz emeği ile ortaya çıkan bu çalışmanın tümünü kamuyla paylaşacağız. kandil ve devlet görüşmelerini bir tur bitirdikten sonra muhtemelen metnin tümünü orijinal olarak yayımlayacağız.”
öcalan'ın, bu metni, devlet heyetiyle yürüttüğü görüşmeler sonucunda hazırladığını düşünecek olursak, “barış ve demokratik çözüm taslağı”nın, sürecin nasıl bir yol izleyeceği, hangi tarihlerde hangi adımların atılacağı konusunda en somut belge olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
imralı-ankara-kandil hattındaki son trafiğin temelinde de bu belgede yer alan somut adımların hayata geçirilmesi yatıyor.
peki bu somut adımlar ne?
hükümetin birinci beklentisi: sınır dışına çekilme
bu adımların ne olduğunu bilmiyoruz. ancak tarafların beklentileri üzerinden gidersek bu belirsizlik netlik kazanabilir.
hükümetin en önemli beklentisini başbakan ahmet davutoğlu, 11 şubat'ta trt haber kanalında katıldığı programda dile getirdi. davutoğlu, "önemli olan herkesin üzerine düşeni yapması. 2013 nevruzu'nda verilen sözün getirilmesi, biz bunu bekliyoruz. 2013 nevruzu'nda verilen söz, mart'ında, 2015'te türkiye'de silahlı unsurların çekilmesi ve daha sonra silahlı yöntemlere bir son verilmesi, bunu bekliyoruz ve bunu da bir sürecin ana unsuru, ana ekseni olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
diyarbakır'daki 2013 nevruz kutlamalarında okunan mektubunda öcalan, pkk'dan iki şey istedi: ateşkes ve sınır dışına çekilme. pkk bir gün sonrasında ateşkesi, 25 nisan'da da, o dönem kck yürütme konseyi eşbaşkanı olan murat karayılan'ın ağzından sınır dışına çekilme takvimini açıkladı. buna göre silahlı pkk üyeleri 8 mayıs 2013'ten itibaren sınır dışına çekilmeye başlayacaktı. karayılan çekilme işleminin sonbaharda bitmesini öngörüyordu, ancak çekilme açıklamasının üzerinden iki sonbahar geçmesine rağmen pkk'lılar türkiye topraklarını hâlâ terk etmiş değil.
bu yıl 21 mart'ta, öcalan'ın 2013 nevruz'undaki mesajının üzerinden tam iki yıl geçmiş olacak. 2015 nevruz'unda, öcalan'dan yine "önemli bir mesaj" beklentisi var. imralı heyetinin üyesi dtk eşbaşkanı hatip dicle, 12 şubat'ta yaptığı açıklamada, "“çözüm süreci'yle ilgili nevruz da önemli bir mesajın açıklanmasına yönelik bir çaba var. yetişir yetişmez bilemeyiz. bu görüşmelerin seyrine bağlıdır. kandil ve hükümet ile görüştükten sonra umarım ortak bir açıklama en kısa sürede yapılır” diye konuştu.
öcalan'ın mesajının "silah bırakma" olacağı yönünde, özellikle hükümete yakın gazetelerde çıkan yorumlar var. ancak, başbakan davutoğlu'nun bile "2013'te verilen söz tutulsun" dediğini dikkate alırsak, verilecek mesajın, iki yıl önce yapılan "sınır dışına çekilme" çağrısının bir benzeri, ama bu kez daha güçlü bir şekilde dile getirilmişi olacağını tahmin edebiliriz.
kamu düzeni
6-8 ekim'deki kobani eylemleri sırasında yaşananlar, hükümetin öncelikleri arasına kamu düzeninin sağlanması konusunu da soktu. hükümet, başbakan davutoğlu'nun olayların hemen ardından yaptığı, "kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm süreci de olmaz" açıklamasında olduğu noktada durmaya devam ediyor.
bu amaçla, kobani eylemlerinin hemen ardından hazırlanmaya başlanan ve önümüzdeki günlerde meclis gündemine getirilmesi beklenen "iç güvenlik paketi" iki taraf arasında gerilime neden oluyor. paketin meclis gündemine gelmesi iki kez ertelendi.
al jazeera muhabiri gonca şenay'ın edindiği bilgilere göre, hdp dışında, chp ve mhp'nin de karşı çıktığı paketin ertelenme nedeni, hdp heyeti ile hükümet arasında yürütülen görüşmeler.
başbakan yardımcısı yalçın akdoğan, 12 şubat'ta sırrı süreyya önder ile yaptığı görüşme sonrasında gazetecilerin "iç güvenlik paketi önümüzdeki hafta meclis'e gelecek mi?" şeklindeki sorusuna "iç güvenlik paketi gelecek" yanıtını verdi. akdoğan, paketin geçmesindeki kararlılığı bir kez daha gösterse de, bu sözlerinde herhangi bir zaman vurgusu yapmaması dikkat çekti. yani pakete yeni bir erteleme gelebilir.
hdp'nin beklentisi ise paketin toplumsal olaylara müdahale konusunda güvenlik güçlerinin yaklaşımını belirleyen maddelerinin büyük ölçüde tasarıdan çıkarılacağı yönünde.
hdp'nin öncelikli beklentisi: müzakere aşaması
abdullah öcalan'ın açıkladığı taslağın iki taraf arasında görüşülmeye başlanması, müzakere aşamasına geçilmesi anlamına geliyor. hdp eş genel başkanı figen yüksekdağ’ın 11 şubat'ta bazı medya organlarına "müzakereler iki hafta içinde başlayacak" sözlerine hdp'den açıklama gelmiş, yüksekdağ'ın böyle bir ifade kullanmadığı belirtilmişti. aynı açıklamada, "sayın yüksekdağ değerlendirmelerinde, çözüm sürecinin hızlandırılması için bir an önce müzakerelerin başlaması gerektiği hususunu vurgulamış ve bu yöndeki beklentileri dile getirirken, hükümete de adımlarını hızlandırması çağrısını yapmıştır" dendi. yani hdp kanadı tarih vermemekle beraber böyle bir beklenti içinde.
hdp heyeti 29 kasım'da öcalan'dan aldığı “barış ve demokratik çözüm taslağı”nı, vakit geçirmeden kandil'e götürdü. taslağı görüşen kck yöneticileri, görüşlerini 10 aralık'ta hdp heyetine aktardı. yazılı açıklama yapan hdp heyeti, kandil'in taslağı oybirliği ile kabul ettiğini duyurdu. ancak yine aynı açıklamaya göre, kandil'in çekinceleri de vardı. hükümetten somut adım bekleniyordu.
halihazırda sürecin bir üst aşamaya geçmesi için her iki taraf da karşıdan bir somut adım bekliyor. hdp heyetinin kandil'e bugün (13 şubat) yaptığı son ziyaret bu adımların atılması konusunda önem taşıyor.
hdp'nin seçim kararı
hdp'nin 7 haziran genel seçimi'ne parti olarak katılma kararı, öcalan'ın da bu kararı desteklemesinin ardından artık kesinleşti. hükümet, hdp'nin bu kararına tepkili. zira hdp'nin barajı geçmesi demek, ak parti'nin yeni anayasayı tek başına yapmasını veya referanduma götürecek sayıya ulaşmasını imkânsız kılıyor. hükümetin böyle bir süreci yürütmesi, meclis'te şu an elinde bulundurduğu gücünden kaynaklanıyor. hdp'nin barajı geçmesiyle ortaya çıkacak daha güçsüz bir hükümetin, çözüm sürecini nasıl etkileyeceği ise en büyük soru işareti. hükümetin bir diğer tepkisinin nedeni de, hdp’nin barajı geçememesi durumunda ortaya çıkacak tablo. böyle bir durumda da, hükümet, çözüm süreci görüşmelerini parlamentoda bulunan bir parti ile değil parlamento dışında bir parti ile yürütmek durumunda kalacak.
Yorumlar