Almanya

Sorunlu konularda mutabakat yok

Almanya Başbakanı Merkel'in Ankara ziyaretinde 2016 Martında varılan anlaşmanın uygulanmasındaki sıkıntı aşılamadı, Avrupa Komisyonu'nda görüşülmesi gündemde. 3 milyar euronun Türkiye'ye aktarılmasında ve terörle mücadele kanunundaki sıkıntılarda ilerleme kaydedilmedi. Kısa vadede vizelerin kalkması gündemde değil. Merkel, Gülen örgütüne mensup isimlerin iadesine de yanaşmadı.

Konular: Almanya, Türkiye
[Fotoğraf: AA / Arşiv]

almanya başbakanı angela merkel, önce cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, sonra da başbakan binali yıldırım’la görüştü. liderlerin açıklamalarına göre, türkiye ile almanya arasındaki en önemli gerilim konularından biri olan gülen örgütü mensuplarının iadesinde bir uzlaşmaya varılamadı. merkel, ‘bağımsız mahkeme’ ve ‘kanıt’ vurgusu yaptı. erdoğan ise "geciken adalet, adalet değildir" diyerek, almanya'nın bu konuda türkiye'yle işbirliğini hızlandırması gerektiğini ifade etti. intikam duygusuyla hareket edilmediğini ve türkiye’nin bir hukuk devleti olduğun vurgulayan başbakan yıldırım da "fetö ile mücadelede almanya’nın çok daha fazla desteğine ihtiyacımız var" dedi.

açıklamalara göre avrupa birliği'yle 2016 martında varılan mülteci anlaşmasının uygulanmasındaki sıkıntı da aşılamadı, avrupa komisyonu'nda görüşülmesi gündemde. türkiye'ye taahhüt edilen 3 milyar euronun aktarılmasında ilerleme kaydedilmedi. avrupa, türkiye'nin terörle mücadele kanununu değiştirmesini beklediği için kısa vadede vizelerin kalkması gündemde değil. 

görüşmelerin ardından chp lideri ve hdp milletvekilleriyle görüşen merkel’in gündeminde, basın özgürlüğü ve güçler ayrılığı ilkesi de önemli bir yer tutu. basın toplantılarında da bu konulara vurgu yapan merkel, türkiye’de çalışan alman gazetecilerin yaşadığı sorunları da erdoğan ve yıldırım’la yaptığı görüşmelerde dile getirdi.

merkel iadeye yanaşmıyor

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan ve almanya başbakanı angela merkel, ankara’da yaptıkları 2 buçuk saatlik görüşmenin ardından basının karşısına geçti. iki ülke arasında gerilime sebep olan gülen örgütü mensuplarının iadesi konusu, erdoğan ve merkel’in görüşmesinde de masadaydı. ancak ortak açıklamada iki lider de ilk aşamada konuya değinmedi. gazetecilerin konuyla ilgili sorusu üzerine ise merkel ‘bağımsız mahkeme’ ve ‘kanıt’ vurgusu yaptı. “bazı koşullarda iadelerin yapılamayacağı”nı ifade etti:

“terörle mücadele konusunda ve bu suçlara karşı türkiye’nin beklediği şekilde mücadele konusunda kararlıyız. her ülke bunu bekler. fakat bizim adım atıp önlem almamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. mahkemeler bu kanıtları değerlendiriyor. bazı koşullarda iadelerin yapılamayacağı yönünde kararlar da var. mahkemelerin ve bağımsız incelemelerin sonucuna tabii ki saygı duymalıyız.”

"geciken adalet, adalet değildir"

erdoğan ise aynı soruyu yanıtlarken ‘geciken adalet, adalet değildir’ ifadelerini kullandı. savcılarla veya askerlerle ilgili iddialara ise değinilmedi. erdoğan, abd’deki gülen örgütü mensuplarının iade sürecinin geciktiğini de hatırlattı:

“fetö ile alakalı da, pkk ve pyd neyse, ypg neyse fetö odur. benim ülkemde devlete darbe yapacak, bunu yapan almanya’ya barınıyorsa, almanya yönetimi de ilişki kurmak suretiyle... adalet bakanları, haklısınız bilgi aktarabilir. ancak biz abd’ye kolilerle belge gönderdik fakat neticeye varılamadı.benim ülkemde darbe yapan almanya’ya kaçıyorsa, alman yönetiminin de adım atması lazım. biz abd’ye de 85 koli belge gönderdik, hâlâ bekliyoruz. iki dost müttefik ülkeyiz. bu konularda çok daha seri kararlar almak suretiyle, inanıyorum ki ‘geciken adalet adalet değildir’ anlayışıyla bir an önce neticeye varırsak isabetli olur diye düşünüyorum.”

almanya’da yaşayan ve sığınma talep eden gülen örgütü mensuplarıyla ilgili ankara’dan sert tepkiler gelirken, berlin’den henüz bir yanıt yok. özellikle gülen örgütüyle bağlantılı savcıların iadesine berlin yanaşmıyor. son olarak almanya’daki nato üssünde bulunan yaklaşık 30 türk askerinin de sığınma istediği kasım ayında alman basınına yansımıştı.

başbakan’dan ‘hukuk devleti vurgusu’

gülen örgütü mensuplarının iadesiyle ilgili binali yıldırım da türkiye’nin hassasiyetlerini dile getirirken merkel, görüşmeyi takip eden kaynakların verdiği bilgiye göre ohal kapsamında yapılan uygulamalarla ilgili endişelerini dile getirdi. yıldırım, merkel’le yaptığı ortak basın toplantısında bu sebeple türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu bir kez daha vurguladı. ‘intikamcı bir yaklaşım içinde olunmadığını’ söyledi:

aslında darbe girişiminden sonra ohal çerçevesinde darbecilerin sebep olduğu tahribatı, toplumsal travmayı ortadan kaldıracak bir takım önlemler aldık. bu önlemlerle ilgili de görüş alışverişi yapma fırsatımız oldu.

tabii türkiye bir hukuk devleti. hukukun içerisinde bütün sorumlular değerlendirilecek ve hak ettikleri cezayı bulacaklardır. burada uygulamalarla ilgili şikayetler kulağımıza geliyor, bu kadar büyük bir olayın, yüz binlerce sorumlunun içinde olduğu bu darbe girişiminde hata olabilir ancak bir kasıt söz konusu asla olamaz. başından beri şunu söylüyoruz: türkiye bir hukuk devleti. intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz. uygulamalarımız da bu yönde olmaktadır. ohal’e rağmen şikayetlere yargı yolunu da açmış bulunuyoruz.”

“avrupa’da rahatça faaliyetlerini sürdürebiliyorlar”

binali yıldırım, gülen örgütü üyelerinin avrupa’da faaliyetlerini sürdürdüğü eleştirisini de tekrarladı. ancak merkel’den bununla ilgili bir yanıt gelmedi:

“özellikle fetö’yle mücadelede almanya’nın çok daha fazla desteğine ihtiyacımız var. avrupa’da çok daha rahatça faaliyetlerini sürdürebiliyorlar, zaman içerisinde bütün avrupa için çok büyük bir tehdide dönüşebilir. bu sebeple terörle mücadelede işbirliği hayati öneme sahiptir.”

paranın aktarılmasında sorun sürüyor

türkiye ile ab arasında mart 2016’da imzalanan mülteci anlaşması ve 2013’te imzalanan geri kabul ve vize muafiyeti anlaşmalarındaki sorunları çözmek için, alman başbakan’ın ziyareti yeterli olmadı.

türkiye’de taahhüt edilen 3 milyar euronun henüz 222 milyon eurosu ödendi. merkel, “3 milyonu aşkın mülteci konusunu görüştük. 3 milyarın 2,2 milyarı harcandı. almanya’ya her ay 500 mülteciyi kabul etme kararı aldık” dedi. ancak bu para, türkiye ile yapılacak projeler için ödenmesi karar verilen ve fon olarak ayrılan miktar. henüz 222 milyon euro’un kalanı türkiye’ye aktarılmadı.

merkel, erdoğan ile görüşmesi sonrası da “ab’nin vaat etmiş olduğu finans desteğinin en kısa zamanda akması gerektiğini ifade ettim. 2,2 milyar euro verildi somut projelere. bu finans katkısının akması gerektiğini ifade ettik” demişti.

türkiye güncelleme istiyor

anlaşmalardaki tek sorun finansal desteğin türkiye’ye aktarılması değil. vize muafiyeti için türkiye’nin yerine getirmesi gereken şartlardan olan terörle mücadele yasası’nın da değiştirilmesi gerekiyor. ankara’dan ise yasada değişiklik yapılmayacağına dair açıklamalar geliyor.

merkel’in ziyaretinde bu konuda da bir ilerleme sağlanamadı. başbakan yıldırım ‘güncelleme’ derken merkel ‘anlaşmanın canlı tutulması gerekiyor’ dedi. yıldırım, konuyla ilgili gazetecilerin sorusunu yanıtlarken anlaşmanın avrupa komisyonu’nda yeniden ele alınabileceğini de dile getirdi:

“ab adayı ülke olmamız dolayısıyla ilişkilerin canlandırılması, gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi ve 2016 mart’ında yapılan anlaşmanın önümüzdeki aylarda tekrar güncellenerek birliğe üyelik konusunda bir adı daha ileriye gidilmesi için neler yapılabilir, bunları değerlendirme fırsatı bulduk.

biz yapılması gereken işlerin çoğunu yaptık aslında ama kalan beş madde var. biri var ki, terörle mücadele yasası. prensip olarak teröre en çok muhatap olan ve çok çetin bir mücadele yürüten ülke olarak, terörle mücadelede türkiye’nin, bölgenin ve avrupa’nın güvenliğini sıkıntıya sokmayacak bir şekilde ele alınmasının hatta bunun avrupa komisyonu’nda ele alınmasının daha faydalı olacağını, daha sonra da birlik nezdinde kararlaştırılmasını önerdik. bu konuda çalışmalar devam ediyor. ümit ederim ki kısa zaman içerisinde mesafe alırız.” 

yıldırım, terörle mücadele yasasından bahsederken avrupa’nın güvenliği için türkiye’nin önemine de değindi:

“amacımız terörün yok olduğu, ilişkilerin her alanda geliştiği bir alanı oluşturmak. avrupa’nın güvenliği türkiye’den geçiyor. üç milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor, ab’yi göçler ve terör tehdidi bakımından engelleyen, kaynağında durduran ülke konumunda türkiye. bunun da ab tarafından takdir edileceğini düşünüyoruz.”

 merkel, anlaşmanın yürütülmesinden yana

merkel ise aynı soruya verdiği yanıtta “18 mart anlaşmasının canlı tutulması gerekiyor” ifadelerini kullandı:

“bu yolda çok şey başardık, çok adım atıldı, ilerlemeler kaydedildi, fakat haâlâ üzerinde çalışılması gereken konular var. örneğin terörle mücadele yasalarının değiştirilmesi. bu konuda yoğun görüşmeler var. sayın başbakanla bu görüşmeleri ilerletmemiz gerektiği ve komisyonla ilerletilmesi gerektiğini konuştuk. bu anlaşmanın ilerlemesi gerektiğini düşündüğümüz için ısrarla çalışıyoruz.”

merkel’e dışişleri bakanı çavuşoğlu’nun “geri kabul anlaşması’nın iptali dâhil her türlü adım atılabilir” açıklamaları hatırlatıldığında şunları söyledi:

“bugün görüşmelerimiz tehdit konusunda gerçekleşmedi. en iyi yolun, en iyi çözümün nasıl olacağını konuştuk. türkiye-ab anlaşmasında yapılması gerekenleri görüştük. yapıcı bir şekilde bu anlaşmayı ele almaya çalıştık.”

merkel’den basın özgürlüğü ve güçler ayrılığı vurgusu

merkel’in ankara’ya yaptığı çalışma ziyaretinde öncelikli konusu, basın özgürlüğü ve demokrasiydi. ortak basın toplantılarında merkel konuşmalarına bu konuyla başladı. 15 temmuz darbe girişiminde türk halkının demokrasiyi savunduğunu belirttikten sonra, ‘hükümetin de basın özgürlüğü ve güçler ayrılığı uygulamalarını sürdürmesi’ vurgusu yaptı:

uluslararası konular hakkında konuştuk. darbe teşebbüsünden sonraki ilk ziyaretim. terörle mücadele çok önemli. darbe teşebbüsünde türk halkının demokrasi için kendini nasıl ortaya koyduğunu gördük. bu önemli süreçte, ifade özgürlüğüne saygının çok önemli olduğuna dikkat çektim. alman gazetecilerin akreditasyonunun önemini belirttim. basın özgürlüğünün önemine işaret ettim. bu konularda endişemiz olduğunu ifade ettim.

darbe teşebbüsünde bulunanların cezalandırılması gerektiğini, ancak suçun şahsiliği ilkesinin de önemli olduğunu ifade ettim.

bundan sonraki siyasi adımlarda ifade ve basın özgürlüğü ile güçler ayrılığının ne kadar önemli olduğunun dikkate alınmasını istiyoruz. bu konuda görüş alışverişinde bulunmayı sürdüreceğiz.”

türkiye’de çalışan alman gazeteciler, akreditasyon verilmediği ve rahatça çalışamadığını iddia ediyor. merkel, bu iddiaları da erdoğan ve yıldırım’la konuştu. yıldırım’la yaptığı basın toplantısında da “basın özgürlüğü konusunu konuştuk. alman gazetecilerin yasal açıdan güven içinde olmaları için işbirliğini konuştuk” dedi.

merkel’in açıklamaları sırasında, almanya’nın ankara büyükelçiliği tarafından atılan tweet’lerde de merkel’in sadece basın özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı ve toplumun çeşitliliği konularındaki ifadeleri yer aldı.

merkel, referandumla ilgili bir soruya da “agit temsilcileri gözlemcilerinin bulunmasının iyi olacağını söyledim. türk halkının temmuz ayında savunduğu ilkelerin, yeni siyasi sistemde de korunması gerektiğini söyledim. muhalefetin her sistem için önemli olduğunu ifade ettim” yanıtını verdi.

bu görüşmelerin ardından merkel, alman büyükelçilik rezidansında chp lideri kılıçdaroğlu ve hdp dış ilişkilerden sorumlu eş genel başkan yardımcısı hişyar özsoy’la görüştü. göçmen krizini görüşmek için türkiye’ye yaptığı beş ziyarette, muhalefetle görüşme programında yer almamıştı.

iki lider, iki vurgu

cumhurbaşkanı erdoğan, referandum sorusuyla ilgili olarak “güçler ayrılığının yok edilmesi gibi bir şey söz konusu değil. yürütmenin ve yasamanın seri çalışması için yolları açılmış; yargı varlığını koruyor ve işlevini aynı şekilde sürdürecektir. muhalefetin hedef saptırmaya yönelik adımlarından başka bir şey söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.

merkel açıklamalarına basın özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığı vurgusuyla başlarken erdoğan ise terörle mücadelede ortaklık vurgusu yaptı:

uluslararası, bölgesel bütün terör olaylarını ele alma değerlendirme fırsatını bulduk. türkiye-almanya arasındaki ilişkileri değerlendirme imkanımız oldu. savunma sanayine yönelik, birlikte neler yapabiliriz, bunları kısa özet görüşme imkanımız oldu. siyasi ilişkilerde gerek ab süreci olsun, gerekse nato’yla ilgli programları görüşme imkanlarımız oldu. ikili ilişkilerde de ticaret hacmimiz şu an itibariyle 35 milyar dolar ve bunu daha ileri nasıl taşırız bunları görüşme imkanımız oldu. tabii ege’deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu.

ama bölgesel olarak ağırlıklı olarak suriye, irak konusunu ele aldık. suriye’de bundan sonraki süreçte ne gibi adımlar atabiliriz, bunları konuştuk. mülteci konusunu ele alma imkanımız oldu. bunları ayrıca konuştuk. 

terörle mücadelede birlikte neler yapabiliriz yine konuşma imkanımız oldu. özellikle de bu konudaki kararlılığımız zaten türkiye olarak bellidir, bundan taviz vermemiz mümkün değil. ama uluslararası terörizmle mücadele sadece bir ülkenin halledebileceği değil, uluslararası bir dayanışmanın mutabakatının olması kesinlikle söz konusudur. kaldı ki almanya şu an 3 milyona yakın soydaşımızın yaşadığı bir ülke. bizim dayanışmamız çok büyük önem arz ediyor. özellikle bölgedeki terörizmle iki nato ülkesi olmak hasebiyle de koalisyon güçleri içindeki almanya’nın bizlerle dayanışması büyük önem arz ediyor. bu dayanışmamızı gerek buralarda, gerek ukrayna’da bundan sonraki süreçte de devam ettirmemiz gereğine inanıyorum. bu seyahatin türkiye ile almanya arasında, inanıyorum ki önemli bir yeri olacaktır.”

“önemli olan görüşmeleri devam ettirmek”

vize muafiyeti, mülteci anlaşması, gülen örgütü mensuplarının iadesi gibi konularda hiçbir sonuca varılmayan görüşmede, liderlerin önem sırasına koyduğu başlıklar da birbirinden farklıydı. erdoğan ve yıldırım almanya’da terörle mücadele konusunda destek beklediğini ve bu sayede ikili ilişkilerin gelişmesinin önünün açılacağını vurgularken merkel, ‘diyaloğun sürdürülmesi önemli’ dedi:

“açık sözlülükle tartışmalı konuları da ele aldığımız için teşekkür ediyorum. benim için önemli olan görüşmeleri devam ettirip çözümler bulmamız. çağdaş dünyada sorunları tek başımıza çözemeyiz, diyalogla çözeriz.

zor dönemlerde liderlerin birbiriyle görüşmeleri son derece önemli. bu görüşmeleri sürdürmenin doğru ve önemli olduğunu düşünüyorum. görüş farklılılarını da ele alma imkanımız var, karşılıklı görüşmede bu farklılıkları ele almanın daha iyi olduğunu düşünüyorum. bugün hiçbir konudan kaçınmadık, her konuyu ele aldık. türk tarafı bize beğenmediği, kabul etmediği hususları söylüyor. ben de şikayetlerimizi, kabul etmediğimiz hususları ifade ettim.”

"pkk saldırıları, türk toplumunda hassasiyet yaratıyor"

görüşmelerde pkk ve pyd konusu da masadaydı. türk tarafı pyd’ye verilen destek konusunda tepkilerini görüşmede ifade etti. ancak ortak basın toplantılarında ne erdoğan, ne yıldırım konuya değindi. iki lider de sadece terörle mücadelede işbirliği vurgusu yaptı.

merkel ise, pkk’nın almanya’daki faaliyetleriyle ilgili soruya ‘inceliyoruz’ yanıtını vermekle yetindi:

“pkk ve bağlı örgütler hakkında konuştuk. pkk’nın ve bu konuda almanya’da bağlantılı olan hususları elbette inceleyip izliyoruz, önlem alıyoruz. çünkü almanya’da da pkk terör örgütü olarak yasak. türkiye tarafından bize iletilen farklı vakaları büyük bir hassaşsyetle inceliyoruz. içişleri bakanlarımız ve istihbarat örgütlerimiz çok yakın işbirliğinde olmalı. pkk türkiye’de bu saldırıları gerçekleştirdiğinde tabii ki türk toplumunda çok büyük bir hassasiyet oluyor, böyle bir örgütün başka bir yerde serbestçe ortaya çıkması konusunda.”

‘islamist terör’ ifadesine tepki

erdoğan, merkel’in açıklamasının başında “ikili ekonomik ilişkileri ele aldık, islamist ve her türlü terörle mücadelede, pkk da buna dâhil, bu mücadelede yakın bir işbirliği içinde olmamız gerektiğini konuştuk” derken “islamist terör” ifadesini kullanmasına tepki gösterdi:

“bir ‘islamist terör' ifadesi ki bunu aslında ben sayın şansölye’ye de anlattım. islamist terör ifadesi biz müslümanları ciddi anlamda üzmektedir. böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir çünkü islam ile terör bir araya gelemez. kelime anlamı barış olan bir ifadeyi eğer biz terörle yan yana getirirsek bu o dinin mensuplarını üzer. biz burada daeş terör örgütünden dolayı islamist terörü kullanırsak bu üzücü olur. kullanıldığı sürece biz bunun karşısında durmak zorundayız. sessiz kalırsak bunu kabul olur. ben bir müslüman cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem.”

almanya başbakanı merkel ise cumhurbaşkanı erdoğan'ın 'islamist terör' ifadesine yönelik eleştirisiyle ilgili şunları söyledi:

"türkiye'deki insanlara şunu ifade etmek istiyorum. din özgürlüğü benim için çok önemli ve demokrasinin bir parçası olarak görüyorum. bu nedenle almanya'da müslümanların inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. bizdeki müslüman dernekleri de her türlü teröre karşı seslerini yükselttiler. bu nedenle islam ve islamist arasında bir fark var. insanlarımızın müslümanlara çok büyük takdir duyduklarını ve iş birliği içinde bu teröre karşı mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum."

merkel, erdoğan’ın tepkisine rağmen başbakan’la yaptığı ortak basın toplantısında aynı ifadeyi kullandı:

terör tehdidini ele aldık. islamcı terörü ele aldık. sayın cumhurbaşkanı’na da söyledim, bu müslümanlara karşı herhangi bir şüphecilik değil. çünkü bu insanlar insan hayatını yok edip demokrasiyi ortadan kaldırmak istiyorlar, bu mücadelede birlikteyiz.”

kaynak: al jazeera, aa ve dha

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;