katar'ın başkenti doha'da pazar gününden bu yana toplantılarını sürdüren suriyeli muhalifler, suriye ulusal konseyi'nin (suk) başkanı olarak george sabra'yı seçti. hristiyan olan sabra, suriyeli muhaliflerin önde gelen isimlerinden.

altı ay boyunca görev yapacak olan sabra, burhan galyun ve abdulbasid seyda'dan sonra suk'un üçüncü başkanı oldu. sabra, cuma akşamı göreve seçilmesinin ardından fransız afp haber ajansına yaptığı ilk açıklamada "umarım bu özgür ve şeffaf seçimler, suriye için model olur" dedi.  

daha sonra diğer medya kuruluşlarına da konuşan sabra, amerikan associated press haber ajansına yaptığı açıklamada, uluslararası topluma koşulsuz destek çağrısında bulundu. muhaliflerin yüzlerce milyon dolar desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyen sabra, uluslararası toplumun kendilerinin hayalkırıklığına uğrattığını belirtti. 

anadolu ajansı'nın sorularını da yanıtlayan sabra, ''demokrasi, insan hakları ve ahlakın bölgedeki en iyi temsilci türkiye'dir. türkiye'nin desteğini asla unutmayacağız'' diye konuştu.

suk başkanı george sabra'nın yardımcısı olarak ise müslüman kardeşler'in üst düzey yetkililerinden faruk tayfur seçildi. 

sabra'nın suk başkanı seçilmesinde de, müslüman kardeşler'in desteği etkili oldu. önce bir üyesinin feragat etmesiyle sabra'nın icra kurulu'na girmesini sağlayan grup, daha sonra da hristiyan muhalife aktif destek verdi. 

suriye müslüman kardeşler lideri sadreddin beyanuni, ''sabra'yı desteklememiz, iktidar hırsımızın olmadığının kanıtıdır. bizim için kimin hangi kimlikten başkan olması önemli değil, önemli olan geçiş sürecinin istikrarıdır. esed sonrası suriye'de halk liderini kendisi seçecektir'' dedi.

ülkede mart 2011'de rejim karşıtı isyanın başlamasından altı ay sonra kurulan suk daha önce de genel sekreterlik ve icra kurulu üyelerini belirlemişti. konsey'in bu organları sırasıyla 41 ve 11 kişiden oluşuyor. 

uzun süre öğretmenlik yaptı

1947 yılında şam'da doğan george sabra, 1967'de şam'daki öğretmen okulundan ve 1971 yılında şam üniversitesi coğrafya bölümü'nden mezun oldu. indiana üniversitesi'nde eğitim teknolojileri üzerine yüksek lisans öğrenimi gören  sabra, uzun yıllar suriye'de öğretmenlik ve okul idareciliği yaptı.

birçok eğitim dergisinin kurulmasına da öncülük eden sabra, özellikle çocuklar için yazdığı kısa hikayeler ve denemelerle de tanınmakta.

suriye demokratik halk partisi üyeliği yapmış olan sabra, sol eğilimli muhalif kimliğiyle tanınıyor. sabra, bu nedenle geçmişte birçok kez esed yönetimi tarafından gözaltına alınmıştı. 

muhalif görüşleri sebebiyle tutuklandıktan sonra 19 eylül 2011'de serbest bırakılan ve suriye'yi terk eden sabra, suk genel sekreterliği'nde çalışmıştı

hristiyan olmasına rağmen islami kesimle olan ilişkisi, liberal kimliği ve suriye içerisinde iyi bilinmesi sabra'yı kısa sürede suk'un önemli isimlerinden biri haline getirmişti. 

suk'tan 'ulusal kongre' önerisi

öte yandan, suk'un, abd'nin desteklemiş göründüğü eski milletvekillerinden riyad seyf'in önerisi hakkındaki çekinceleri sürüyor. 

riyad seyf perşembe günü suriye muhalefeti için 60 üyeden oluşacak yeni ve daha kapsayıcı bir oluşum önermişti. muhalefeti birleştirmesi amaçlanan bu oluşumun suk'un yanı sıra suriye'deki sivil toplum kuruluşlarını, silahlı grupları ve müslüman din adamlarını da içermesi öngörülüyordu. 

seyf, yeni oluşumun 10 kadar kişiden oluşacak bir geçiş hükümeti ile askeri bir konsey kurmasını da öneriyor. 

suk üyesi necati tayara ise 'kurtarılmış topraklarda 300 üyenin katılacağı ulusal bir kongre düzenlenmesini önerdiklerini' söyledi. tayara böylece herhangi bir yürütme organına  'devrimci meşruiyet' kazandırmak istediklerini belirtti. 

tayara suk'un, muhaliflerin ele geçirdiği toprakları yönetecek geçiş hükümetinin bu kongrede oluşturulmasından yana olduğunu açıkladı. 

suk, oluşturulması halinde, böylesi bir hükümetin insani yardımları koordine edip, askeri operasyonları da yönetebileceğini düşünüyor.

şiddet 20 aydır sürüyor

suriye’de 15 mart 2011’de demokratik reform ve özgürlük talebiyle toplumsal gösteriler başlamış ancak güvenlik güçlerinin halka karşı ölümcül müdahaleleri ülkedeki isyanı tırmandırmıştı.

bir süre sonra devlet başkanı beşşar esed’in devrilmesini amaçlayan silahlı isyan, iç savaşa dönüşmüştü.

muhalif insan hakları örgütlerinin verilerine göre ülkede yaklaşık 20 ayda 33 bin kişi hayatını kaybetti.  

'terörizme karşı mücadele’ verdiği savunan suriye yönetimi ise saldırılarda sekiz binden fazla güvenlik görevlisinin öldüğünü belirtiyor.

kaynak: al jazeera ve ajanslar