suriye'de kaybolan türk gazeteciler adem özköse ve hamit coşkun, iran'ın başkenti tahran'dan türkiye'ye doğru yola çıktı. gazetecileri türkiye'ye getirecek başbakanlığa ait uçak tahran'dan istanbul'a hareket etti.

başbakan tarafından tahsis edilen özel uçakla suriye'den ayrılarak tahran'a giden gazeteciler, sağlık durumlarının iyi olduğunu ve ailelerine kavuşmayı beklediklerini söyledi. özköse ve coşkun ailelerine mutlu haberi erdoğan telefonla bizzat iletmişti.

türkiye dışişleri bakanı ahmet davutoğlu ise iran'a sürece katkılarından dolayı teşekkür etti.   

gazetecilerin serbest bırakılmasıyla ilgili süreç, başbakanlık'ta oluşturulan özel birim tarafından yürütüldü. rize'de bulunan başbakan recep tayyip erdoğan, bu birimin çalışmalarını bizzat takip ederek, son gelişmelere ilişkin talimatlarını rize'den verdi.

başbakan recep tayyip erdoğan, gazetecilerin durumlarını yakından takip ettiğini ve telefonda görüştüğünü belirterek, gazetecileri alıp istanbul'da ailelerine kavuşturacağız. ben de kendileriyle telefonda görüştüm, ikisiyle de konuştum, gayet memnunlar, sesleri gayet iyi geliyordu'' dedi.

gazetecilerden son olarak bu ayın ilk günlerinde  haber alınmıştı. insan hak ve hürriyetleri (ihh) insani yardım vakfı genel başkanı bülent yıldırım, 5 mayıs’ta gazetecilerle şam'daki kefer susa muhaberat merkezi'nde bir arya gelmişti. aynı gün iki gazetecinin aileleriyle telefon görüşmesi yapmasına da izin verilmişti.

istihbarat servisinin eline geçtiler

türkiye'de yayın yapan gerçek hayat dergisi'nin orta doğu temsilcisi ve milat gazetesinin köşe yazarı adem özköse ile kameraman hamit coşkun'ın hatay'dan suriye'nin idlib kentine geçtikten sonra kaybolduğu, 12 mart tarihinde ortaya çıkmıştı.

devam eden isyanı belgesel haline getirmek için suriye topraklarına giren gazeteciler, ailelerini arayıp idlib'e ulaştıklarını bildirmiş ancak dördüncü günden itibaren haber alınamamıştı.

gazetecilerin hayatlarından endişe eden yakınları türkiye dışişleri bakanlığı önünde toplanmış, ardından da suriye'nin ankara büyükelçiliği binasının önüne gitmişti.

dışişleri bakanlığı'nın girişimleri sürerken üç gün sonra gazetecilerin suriye istihbaratının eline geçtiği haberi gelmişti. rejim yanlısı milisler tarafından idlib'in binniş kasabası yakınlarındaki el-fua köyü'nde yakalanarak istihabarat servisine teslim edilen özköse ve coşkun, anadolu ajansı'nın yerel kaynaklara dayanarak geçtiği habere göre iki zırhlı araç eşliğinde köyden çıkarılmıştı. aynı gün, suriye'den gelen haberlerde kameraman hamit coşkun'un yaralı olduğu bilgisi de vardı ancak bu bilgi doğrulanamadı.

erdoğan iran'ı uyarmıştı

türkiye başbakanı recep tayyip erdoğan, 15 mart tarihinde yaptığı açıklamada konuyu takip ettiklerinin altını çizmiş ve "uluslararası camiayı bu noktada uyarıyoruz. başta iran olmak üzere bu noktada hassas olmalarını istiyoruz" demişti.

erdoğan, nisan ayı ortalarında konuyla ilgili yeni bir açıklama yapmış ve iki gazetecinin suriye'de esir tutulduğunu söylemişti. erdoğan'ın şam yönetiminden bilgi istemesine suriye dışişleri bakanlığı sözcüsü cihat makdisi yanıt vermiş ve kayıp gazetecilerin ellerinde olmadığını aktarmıştı.

türkiye’deki bazı gazetelerin köşe yazarları, özköse ve coşkun'a dikkat çekmek için bir video hazırlamış ve meslektaşlarının türkiye'ye iadesi için şam yönetimine çağrıda bulunmuştu.

mavi marmara gemisinde vardı

özköse, mayıs 2010'da gazze'ye gitmeye çalışan ve israil ordu birliklerinin baskınıyla dokuz sivilin hayatını kaybettiği mavi marmara gemisinde gazeteci olarak bulunmuştu. afganistan'a da giden özköse, burada yaralanmıştı.

türkiye, güney komşusu suriye'de 15 mart 2011 tarihinde başlayan isyan dalgası ve peşinden gelen şiddetten kaçan on binlerce suriye'ye ev sahipliği yaptı. 4 mayıs tarihli resmi verilere göre, türkiye'deki sığınmacı kamplarında bulunan suriyeli sayısı 23 bin.

kaynak: ajanslar