Afrika
Türkiye Suriye’ye yaptırım uygulayacak
Başbakan Erdoğan, ülkesinin BM'den bağımsız olarak Şam’a tedbir uygulayacağını duyururken, önlemlerin içeriği hakkında bilgi vermedi.
Haberin Öne Çıkanları
'Şam meşruiyetini kaybediyor'
‘İsrail bölgesine tehdit’

türkiye başbakanı recep tayyip erdoğan, türkiye’nin suriye’ye karşı kendi tedbirlerini uygulayacağını açıkladı.
güney afrika cumhuriyeti ziyareti sırasında, çarşamba günü uluslararası ilişkiler ve işbirliği bakanlığı’nda konferans veren erdoğan, birleşmiş milletler (bm) güvenlik konseyi’nin suriye’ye ilişkin önlemler içeren tasarıyı reddetmesinin, ülkesinin ‘yaptırımlarını engellemeyeceğini’ söyledi.
başbakan bir önceki gün reddedilen tasarıyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “bunun veto edilmesi özellikle türkiye gibi veyahut da ab ülkelerinin bir kısmı gibi veya tamamı gibi, bilemem kimler bu konuda adımlar atacaktır, yaptırımlarımızı engellemez. biz şu anda bir yaptırım paketini ister istemez devreye sokacağız.”
türkiye'nin suriye'ye ne gibi yaptırımlar uygulanacağını açıklamayan erdoğan, bunun önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacağını ifade etti. başbakan, “biz türkiye olarak kendi (yaptırım) kararımızı kendimiz vereceğiz'' dedi.
bm güvenlik konseyi, salı günü suriye'deki rejimi kınayan ve rejimin askeri operasyonlarına devam etmesi halinde rejime karşı çeşitli tedbirler getirilmesini öneren karar tasarısını, çin ve rusya’nın veto etmesi sonucunda reddetmişti.
suriye liderliğinin tüm reform vaatlerine rağmen gereken adımları atmadığını belirten başbakan, devlet başkanı beşar esad’ın halkın sesini halen baskı ve şiddetle susturmaya çalıştığını vurguladı ve “yönetimin halkın gözündeki meşruiyetini ve güvenini kaybetmekte olduğu bir aşamadayız” dedi.
başbakan, ülkesinin suriye’yle sınırı ve akrabalık bağları olması nedeniyle diğer ülkelerden farklı bir konumda olduğunu ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “bu noktada sessiz kalmamız mümkün değil. ya burada hak ve özgürlükler noktasında egemen bir hayat olacak, demokrasi, halkın sesi, halkın iradesi hakim olacak ve yahut da burada yönetim halkın iradesi istikametinde gerçekleşecektir.”
orta doğu ve kuzey afrika ülkelerini yoğun olarak etkileyen arap baharı hareketi, geçtiğimiz mart ayında suriye’ye de sıçramıştı. ülkede başlayan demokratik reform gösterileri, ordunun sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. insan hakları örgütleri, gösterilerin başladığı mart ayından bugüne kadar ülkede üç bini aşkın sivilin öldüğünü ifade ediyor. bm ise, ölü sayısının en az 2700 olduğunu belirtiyor.
‘israil bölgesine tehdit’
öte yandan, israil'in pretoria büyüklelçi yardımcısı başkatip ya'akov finkelstein, başbakan’a konferansta yönelttiği soruda, gazze’deki tünellerden, erdoğan’ın açıklamalarının aksine, ‘sadece gıda değil, silahların da geçtiğini' vurgulayarak, 'israil büyükelçisini geri çekerek, türkiye’nin diyaloğa nasıl katkıda bulunacağını’ sordu.
güvenlik konseyi, tasarıyı salı günü reddetti. [reuters]
erdoğan cevabında, bu tünellerden sadece küçük çaplı silahların geçebileceğini ifade ederek, ‘israil’in gazze’de fosfor bombası kullandığına ve atom bombasına sahip olduğuna’ dikkat çekti. fosfor bombası kullanımına ilişkin olarak, ‘kitle imha silahı kullanmanın suç olduğunu’ vurgulayan başbakan, “ben, şu anda israil'i de çevresi için, bölge için tehdit unsuru olarak görüyorum çünkü kendisinde atom bombası var” ifadesini kullandı.
başbakan, israil’in filistin politikasını yorumlarken şu ifadeleri kullandı: “bu zulme dayalı yönetim anlayışını kabul etmek mümkün değildir. artık buna bir son verilmeli, uluslararası toplum, israil'e 'sen hukukun üstünde değilsin' demelidir.”
iaea karar almıştı
erdoğan, filistin halkının devlet olarak tanınma yönündeki haklı talepleri karşılanması ve 1967 sınırları temelinde kurulacak filistin devleti bm üyesi olarak hak ettiği yeri bm'de ve dünyada alması gerektiğini de vurguladı.
nükleer silahların yayılmasını önleme antlaşması’nı imzalamayı reddeden israil’in nükleer silaha sahip olduğu, uluslararası toplumda yaygın bir kanı. israil, bu konuda yorum yapmaktan kaçınıyor.
uluslararası atom enerjisi kurumu (iaea), eylül ayında aldığı kararında, tüm orta doğu ülkelerini söz konusu antlaşmaya taraf olmaya çağırmıştı. karar, anlaşmayı imzalamayan tek bölge ülkesi israil’i kast ediyordu.
israil, gazze ablukasını kırmak için mayıs 2010’da yola çıkan mavi marmara gemisine uluslararası sularda askeri operasyon düzenleyerek, dokuz türkiye vatandaşını öldürmüştü. ankara’nın resmi özür talebine olumsuz cevap veren israil’le türkiye’nin ilişkilerinde kriz oluşmuştu.
aylar süren görüşmeler sonuç getirmeyince, defalarca ertelenen ve bm’nin mavi marmara baskınına ilişkin raporu eylül ayında açıklanmıştı. raporun içeriğine sert tepki gösteren türkiye, israil ile diplomatik ilişkilerin ikinci katip düzeyine düşürülmesi de dahil olmak üzere bir dizi kararı hayata geçirmişti.
kaynak: al jazeera ve ajanslar
Yorumlar