Ekonomi
'TÜSİAD'ın küsme lüksü yok'
Patronlar kulübünün yeni başkanı Haluk Dinçer, Türkiye ekonomisinin ve demokrasisinin güçlenmesi söz konusuysa, TÜSİAD'ın iktidara ya da muhalefete kırılma veya küsme lüksünün olmadığını söyledi.
Haberin Öne Çıkanları
TÜSİAD başkanının ilk toplantısı
Hükümetle verimli çalışacağız
Kutuplaşmaya imkan verilmemeli

türk sanayicileri ve işadamları derneği (tüsiad) yönetim kurulu başkanı haluk dinçer düzenlediği basın toplantısında türkiye gündemine ilişkin değerlendirmede bulundu.
tüsiad başkanı dinçer, "tüsiad'ın yeni başkanına bilhassa son dönemlerde 'sizin hükümetle ilişkiniz nasıl olacak' gibi garip bir soru sorulmaya başlandı. bunu türkiye'deki ağır kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendiriyoruz" dedi.
türkiye ekonomisinin, demokrasisinin, sosyal yapısının güçlenmesi söz konusuysa, tüsiad'ın veya herhangi bir sivil toplum kuruluşunun iktidarla, muhalefetle veya herhangi bir sivil toplum kuruluşuyla kırılma, küsme gibi bir lüksü olmadığını ve olamayacağını vurgulayan dinçer "tabii ki her hükümetle olduğu gibi bu hükümetle de en iyi, en verimli, en akışkan şekilde çalışmamız, ilişki kurmamız gerekir. öyle yaptık bugüne kadar, bundan sonra da böyle davranmaya devam edeceğiz. çünkü türkiye'nin en saygın sivil toplum kuruluşlarından olan tüsiad'ın misyonu bellidir" şeklinde konuştu.
tüsiad'ın ana gayeleri çerçevesinde çalıştığını ve bundan sonra da bu şekilde çalışmaya devam edeceğini belirten dinçer, görüşlerini büyük bir açıklılıkla kamuoyu ile paylaştıklarını, görüşlerinin tamamlayıcı bir görev olduğunu, bazen ülkenin önünde ufuk açıcı nitelikteki söylemlerinin, politika önerilerinin olduğunu, bazen de toplumsal tartışmalarda bir katalizör görevi üstlendiklerini dile getirdi.
'kamplaşmanın tarafı olamayız'
dinçer, tüsiad'ın bir ideolojik kamplaşmanın tarafı, bir dönemsel akımın ve bir siyasi partinin taraftarı haline gelmesine izin vermediklerini ve bundan sonra da vermeyeceklerinin altını çizdi. "biz her halükarda kurumun organlarından süzülerek gelen görüşleri, malum uzmanlarımız var, çalışma gruplarımız var, komisyonlarımız var. buralardan gelen ve akademik tutarlılıkla test edilen görüşlerimizi oluşturuyoruz. bunları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşıyoruz ve çağdaş türkiye'nin geleceği için çalışmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
haluk dinçer demokrasilerde farklı görüşlerin bulunmasını çok doğal olduğunu, siyasal ve ideolojik tartışmaların kamplaşmaya, kutuplaşmaya imkan vermemesi gerektiğini söyledi.
dinçer, hükümetlerden ve siyasi partilerden beklentilerinin, farklılaşan görüşleri zenginlik olarak görmeleri, tahammül etmeleri, empati kurmaları ve zaman zaman özeleştiri yapmaları olduğunu vurguladı. cumhurbaşkanlığı seçimini 'ağır kutuplaşma' olarak tanımladığı ortamı çözmek için fırsat olarak gördüklerini söyledi. "halk tarafından seçilecek bir cumhurbaşkanı, kim olursa olsun, birinci görev olarak partiler üstü bir anlayışla toplumda oluşmuş bu ağır kutuplaşmaya karşı uzlaşmacı ve uzlaştırmacı bir tutum benimsemelidir diye düşünüyoruz" dedi.
kutuplaşmaya yenik düşüldü
ülkedeki tüm vizyon önerilerini, çoksesliliği, diyalog arayışını ve tüm iyi niyetli çabaları yok eden bir kutuplaşma olduğunu dile getiren dinçer, türkiye gündeminin son yıllarda artan ve etkisini ağır bir şekilde toplumun tüm kesimlerinde hissettiren bir toplumsal kutuplaşmaya yenik düştüğünü dile getirdi.
bu kutuplaşmanın görüşlerin, politikaların ve eleştirilerin duyulabilmesini engellediğini vurgulayan dinçer, temel uzlaşma olanaklarını da tamamen ortadan kaldırdığını ifade etti.
"kimse kimsenin ne anlatmaya ve hangi mesajı vermeye çalıştığına akıl yormuyor. çok acıdır, bir görüş ifade edildiğinde bu görüşün içeriğinden değil, bu görüşü kimin söylediği üzerinden eleştiriler geliyor. yani ne söylendiğine değil, kimin söylediğine bakılıyor" diyen dinçer, herhangi bir taraf olunduğunda herkesin kendi doğrusuna sımsıkı sarıldığını ve ikinci bir görüşü asla kabul edilmez ve dinlemeyi dahi tahammül edilmez gördüğünü vurguladı.
demokratik düzen teoride var
siyasetin ayrıştırıcı söyleminin kutuplaşmayı daha da keskin hale getirdiğine işaret eden dinçer sözlerine şöyle devam etti:
"teorik olarak baktığınız zaman türkiye'de bir demokratik düzen var ama bu düzenden yeterince faydalanamıyoruz. çünkü alternatif görüşler ortaya konulamıyor ve esasında siyasal ve toplumsal yaşamımızı zenginleştirici bu alternatif görüşlerden ülkemiz demokrasisi faydalanamıyor. güncel siyaset konuşuluyor ve ülkenin temel konuları üzerine böyle bir ortamda eğilinemiyor. çünkü kurumlar arasında sağlıklı ilişkiler de oluşturulamıyor. hem kanaat önderleri, hem stk'lar; bir taraftan akademisyenler ve düşünce kuruluşları, hepsi de bu ağır kutuplaşmadan nasibini alıyor. varsa, yoksa bu ülkede günlük siyaseti konuşuyoruz. bir seçimden diğerine ve ilk seçimde herkesin oy oranını maksimize etmek için neler yapması gerektiğini konuşuyoruz ve kutuplaşmanın bize dayattığı cepheye gitmezsek, bu da oldukça zor gözüküyor. doğaldır ki bu durumdan son derece üzgünüz, kaygılıyız."
dış kaynağa ihtiyaç var
dinçer iç tasarrufların türkiye'nin yatırım ihtiyacını karşılayamadığını da ifade etti. yapılan hesapların yüzde 5'lik bir büyüme için türkiye'de milli gelirin yaklaşık yüzde 20-22'si kadar yatırım yapılması gerektiğini gösterdiğini belirten dinçer, ancak iç tasarrufların milli gelirin henüz yüzde 13-14'ler seviyesinde olduğunu kaydetti.
aradaki farkın cari işlemler açığını oluşturduğuna işaret eden dinçer, türkiye'nin cari işlemler açığını finanse edebilmesi ve yüzde 5 büyüyebilmesi için milli gelirinin yüzde 7'si kadar bir dış kaynağa ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
türkiye'nin bu dış kaynağı bulabilirse yüzde 5, bulamazsa yüzde 2-3'ler mertebesinde büyüyebileceğini anlatan dinçer, bunu sosyal açıdan sürdürülebilir görmediklerini ifade etti.
türkiye'nin kamu maliyesine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan dinçer, "ovp'lerde (orta vadeli programlar) kamu maliyesinde önemli hedefler konuldu ve bunlar büyük ölçüde başarıldı. bu arada yanlış anlaşılmasın, türkiye'nin kamu maliyesi uygulamaları son 10 yılda çok olumlu bir noktadadır" şeklinde konuştu.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar