Türkiye

Yargıtay'dan cemevi kararı

Cemevini ibadathene kabul eden yerel mahkemenin kararını bozan yüksek yargı, sadece cami ve mescitlerin resmi nitelik taşıdığına vurgu yaptı.

Haberin Öne Çıkanları

İki kanuna atıf

Karar oy çokluğuyla

'Alevilik din değil'

Yargıtay'ın bu kararıyla söz konusu dernek hakkında kapatma davası açılabilecek. [AA]

türkiye'de yaşayan alevilerin ibadet ettikleri cemevlerinin resmi olarak tanınması için mücadeleleri sürerken, yargıtay 7. hukuk dairesi, çankaya cemevi yaptırma derneği hakkındaki kapatma davasını reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. daire, ilgili yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına karar verdi. 

ankara cumhuriyet başsavcılığı, tüzüğündeki 'cemevlerini ibadet yeri olarak' nitelendiren ifadeler nedeniyle çankaya cemevi yaptırma derneği hakkında kapatma davası açmıştı.

ankara 16. asliye hukuk mahkemesi ise davayı, ''cemevleri yüzyıllardır alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. derneğin tüzüğünde yazılı bulunan 'cemevleri ibadethanedir' hükmü anayasanın ikinci maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır'' gerekçesiyle ekim 2011'de reddetmişti. 
 
kararın temyiz edilmesi üzerine dosya yargıtay 7. hukuk dairesi’nde yeniden görüşüldü, yerel mahkemenin kararı oy çokluğuyla bozuldu.
 
yargıtay karaın gerekçesini atatürk döneminde inkilapları koruma adına çıkartılan tekke ve zaviyelerle ilgili yasaya dayandırdı. yasayla tekke ve zaviyelerin kapatıldığı ancak cami ve mescitlerin açık kalmasının belirtildiği hatırlatıldı. ayrıca gerekçede, islam dininin ibadet yerlerinin yönetiminin diyanet işleri başkanlığı'nın görevi olduğu, cami ve mescitlerin bu kurumun izniyle ibadete açılabileceğini belirtildi.
 
kararda, izinsiz olarak açılmış ibadet yerlerinin de kanuna göre üç ay içinde diyanet işleri başkanlığı’na devredilmesi gerektiği vurgulandı.
 
tüzükte değişiklik istendi
 
yargıtay gerekçesinde, ankara valiliği’nin söz konusu derneğin tüzüğünde yer alan, ''derneğin amacı çankaya'da yaşayan alevi inançlı yurttaşların inanç ve ibadetlerini yerine getirme merkezleri olan cemevlerini yapmak ve yaptırmaktır'' ifadesinin yeniden düzenlenmesini ya da çıkarılması istediğini hatırlattı.
 
ancak derneğin buna olumsuz yanıt verdiğini belirten yargıtay, tekke ve zaviyelerle ilgili kanunun getirdiği sınırlamalara rağmen, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altında olduğunu ancak diyanet işleri başkanlığı’nın görevlerini belirleyen yasaya göre, 'cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını' kararına vardı.
 
türkiye'de farklı kaynakara göre 10 milyonla 20 milyon arasında alevi yaşadığı tahmin ediliyor.
 
davanın geçmişi
 
içişleri bakanlığı 2008 yılında çankaya cemevi yaptırma derneği tüzüğündeki cemevlerini ibadet yeri olarak niteleyen iki maddenin çıkarılması için ankara valiliğine yazı göndermişti. bakanlığın yazısında, diyanet işleri başkanlığının “cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı” yönündeki görüşüne de  yer verilmişti.
 
ankara valiliği il dernekler müdürlüğü ise haziran 2008'de derneğe gönderdiği yazıda, tüzüğün bu maddelerinin yeniden düzenlenmesini talep etmişti. müdürlük, 'derneğe gönderilen tebligata rağmen yasal sürede eksikliklerin giderilmediği' gerekçesiyle 2010 yılının kasım ayında ankara cumhuriyet başsavcılığına ihbarda bulunmuş, bunun üzerine dernek hakkında kapatma davası açılmıştı. 
 
derneğin feshine talep eden iddianame, dava sırasında faaliyetten alıkonulması için önlem alınması ve fesih kararından sonra derneğe ait para, mal ve hakların derneğin amacına en yakın dernek olan elvankent kültür merkezi yaptırma yaşatma ve cemevi yaptırma derneğine devredilmesi de gündeme getirildi.
 
savcıya göre alevilik din değil
 
cumhuriyet savcısı ali özdemir, esas hakkındaki görüşünde, “alevilik bir din değildir, cemevi de bir ibadethane değildir, toplantının adıdır” değerlendirmesinde bulunmuştu.
 
'derneğin amacında kamu yararı olmadığı, aksine kamuoyunu kaos ortamına sürükleme çabası ve amacı görüldüğünü' iddia eden özdemir, davanın kabul edilerek derneğin kapatılmasını istemişti.
 
yerel mahkemenin gerekçesi
 
kapatma davasını reddeden ankara 16. asliye hukuk mahkemesi gerekçesinde, daha önce nüfus cüzdanının din hanesine ‘islam’ yerine ‘alevi’ yazılması için açılan davanın kabul edilmemesinin aihm’e taşındığını ve 'düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne’ aykırı bulunduğunu belirtmişti.
 
gerekçede, ''davalı derneğin amacında medeni kanun ve dernekler kanunu gibi ilgili mevzuata göre hukuka ve ahlaka aykırılık bulunmadığı gibi derneğin amaçları da yine dernek tüzüğünde açık olarak maddelerle belirtilmiştir. dernek tüzüğünde, anayasamızın 2. maddesiyle hukuka ve ahlaka aykırı bir husus bulunmadığından, davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur'' ifadeleri kullanılmıştı.
 
kaynak: ajanslar
 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;