Türk futbolu için rezalet, siyaset için utanç | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Türk futbolu için rezalet, siyaset için utanç

Türkiye bir ilke hazırlanıyordu, beraberinde pek çok ilki daha yaşayacağını 22 Eylül günü İstanbul Olimpiyat Stadı’nda öğrendi.

Konular: Futbol

beşiktaş taraftarının haftalardır beklediği gün gelmiş çatmış, yurtdışında örnekleri olan ama türkiye’de ilk kez yapılan ‘derbi festivali’ başlamıştı.

sabah erken saatlerde olimpiyat stadı’nın etrafında kalabalıklar marşlar söylemeye başladı, beşiktaşlılar için eğlence başlamıştı. sahneden yükselen şarkıları tribün sloganları kesiyor, maç saati yaklaştıkça kalabalık artıyordu.

maça birkaç saat kala stada girişler başladı. herkes kalabalıktan memnundu. taraftarlar en çok seyircisi olan maç rekorunu kırmak istiyordu. ama o an anlamlandırılamayan oysa gecenin tamamına bakınca can sıkan ilk uygulama daha kapıda görüldü. turnikelerden geçişler çok gevşekti. bir biletle geçen iki kişi de vardı, biletsiz geçmek için kapıya yüklenenleri izleyen güvenlik görevlileri de.

üstelik üst araması yapmak için bekleyen görevliler her zamanki uygulamanın aksine “geç” demekle yetiniyordu. sadece bana mı bu diye dönüp baktığımda herkesin rahatlıkla geçtiğini gördüm kapıdan. ne de olsa galatasaray taraftarları yoktu. bu, türkiye standartlarında anlaşılabilir bir durum olabilirdi.

koltuk sayısı ve bilet sayısı belli olmasına rağmen statta yine yer yoktu. her derbide olduğu gibi koridorlara kadar bilet satılmış ya da stadın aldığı yerler dışında bir yere illegal transferler yapılmıştı. bu da türkiye’de alışık olduğumuz bir manzaraydı.

türkiye’de futbol fanatiğiyseniz, maçın başlama düdüğü bu sorunları unutturuyor. hele bir beşiktaş- galatasaray maçında olduğu gibi takımınız iyi oynuyorsa ve ilk golü bulduysa gerisi pek de umurunuzda olmuyor. dış aktörler devreye girene kadar!

bir futbol maçında oyuncular dışında skoru belirleyen şeylerin başında kötü hakem, kötü hava ve de kötü taraftar gelir. ve maalesef taraftarın kötülüğü yine kendine ve kulübüne zarar verir. tam da öyle oldu. 

galatasaray 72’nci dakikada 2-1 öne geçtiğinde bazı taraftarlar tribünü terk etmeye başladı. olimpiyat stadında oynanınca bu anlaşılabilir. stadın çıkışında bir metro istasyonu ve ona akın edecek en az 40 bin kişi var.

türk futbolu için rezalet, beşiktaş için kara günler, siyaset için utanç (zor ama) bu dakikadan itibaren başladı. benim bulunduğum doğu tribününün doğusundaki bölümün alt katında terk edenlerin üzerine yukardan şişe atılmaya başlandı. çıkanlara küfürler yağıyor, karşılıklı sözlü sataşma başlamıştı. bu da türkiye’de futbolun olağanlarındandı.

ancak kısa bir süre sonra yukardan aşağıya inen yaklaşık 100 kişilik grup olağandışıydı. çoğunun üstünde forma yoktu, ki 100 kişilik grup maça organize gelir, dernekleri vs vardır, dolayısıyla da maça formayla gelecek kadar profesyonel taraftardır.

‘olağandışı taraftarlar’ merdivenlere tekbir getirerek girdiler ve önlerine geleni itip kakmaya başladılar. durun yapmayın sakin olun diye araya giren tribün büyüklerine de saldırmaya başlayınca olayın normal olmadığı belli oldu. 100 kişilik grubun tek amacı kavga çıkarmaktı, kimsenin kendilerine karşılık vermediği anlarda bile ortalığa küfürler saçarak “yapmayın” diyene saldırmalarından bu anlaşılıyordu.

tüm bunlar olurken sahada maç devam ediyordu... ya da ediyormuş diyeyim. o an için maç bitmişti aslında bizim tarafta. yaralanan arkadaşlarımız vardı. yukarı çıkıp stadı terk etmek istiyorduk ama anlamsız bağrışlar ve kargaşa devam ediyordu. ta ki galatasaraylı melo oyundan atılana kadar.

saldırgan ekip doğrudan sahaya yöneldi. ya onların etkisi ya da onların etkilenmesiyle sahada yüzlerce kişi koşturarak, polise ve özel güvenliğe saldırdı. onların sahaya dalmasıyla biz de stattan 'güvenli' bir şekilde ayrılabildik.

genel olaydan anladığımı ya da yorumumu sona bırakayım: adamlar polisi tribüne çekemeyince kendileri polise gitti. 

kaynak: al jazeera
 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;