orta doğu ve kuzey afrika (mena) bölgesinde otokratik rejimlerin devrilip demokrasiye geçilme süreci, iyimser bir bakışla 'arap baharı' olarak tanımlanmıştı. bu ifade, mart 2011'de suriye'de başlayan barışçıl protesto gösterilerinin kısa sürede kanlı bir iç çatışmaya dönüşmesiyle yerini 'arap kışı' tamlamasına bıraktı.

çok büyük insani felaketlerin yaşandığı suriye'deki çatışmalarda, baas rejimine karşı savaşan muhalefetin sivil unsurlarının çatı örgütü konumundaki suriye muhalif ve devrimci güçler ulusal koalisyonu (smdk) liderliğini, armet carba yürütüyor.

şammar aşiretinden

muhalif güçlerin sahada etkisizleştiği ve siyasi çözüm baskılarının güçlendiği bir dönemde smdk'nın başına geçen ahmet carba, 15 eylül 1969’da suriye'nin kuzeyindeki kamışlı’da doğdu. carba'nın ailesi, suudi arabistan, irak, kuveyt ve ürdün’de kolları bulunan sünni arap şammar aşiretine mensup. şammar kabilesi 19. yüzyılda arabistan yarımadası'nın necd bölgesinde nüfuz sahibiydi, topluluk günümüzde halen orta doğu’daki etkin aşiretler arasında gösteriliyor. carba, ailesinden gelen nüfuzu da kullanarak suriye’deki bazı sünni arap aşiretlerinin muhalefete katılmalarında rol oynadı.

beyrut arap üniversitesi hukuk fakültesi mezunu. 1990’larda iki kez, ayaklanmanın başladığı dönem mart 2011’de de bir kez tutuklandı. serbest kaldıktan sonra suriye dışında yaşamaya başladı.

smdk’nın 6 temmuz 2013’deki bildirisine göre carba, “suriye devrimi’ni başından beri askeri ve tıbbi yardım sağlayarak, destekliyor.”

liberal destek

carba, istanbul’da yapılan ve tartışmalı geçen başkanlık seçimlerinde, muhtemel bir rejim değişikliğinden sonra ülkede islami bir devlet kurulmasından endişe eden ve ülkenin etnik, dini azınlıklarının da muhalefete etkin katılımını isteyen liberallerin de desteğini aldı.

nitekim smdk üyesi olmakla birlikte, kendileri için ayrılan başkan yardımcılığı koltuğunu doldurmaktan kaçınan suriye kürt ulusal konseyi, carba’nın başkanlığa seçilmesinden sonra, ağustos 2013’de smdk’ya aktif bir biçimde katılma kararı aldı.

hedefleri

carba, muhalifleri ve uluslararası medya tarafından ‘suudi arabistan’ın adamı’ olarak tanımlanıyor.
ancak, “talk to al jazeera”ya verdiği söyleşide bu iddiaları reddederek, kabilesi nedeniyle diğer körfez ülkelerinin yöneticileriyle de iyi ilişkileri olduğunu söyledi.

aynı söyleşide devlet-din ilişkilerinde suudi arabistan’ın mı, yoksa türkiye’nin mi model alınacağı sorusuna, “türk ya da başka bir model değil, suriye modeli olacak” dedi.

ülkesinin iran devrim muhafızları ve hizbullah’ın işgali altında olduğunu söyleyen carba, rejime karşı savaşan yabancı güçleriyse kendilerinin getirmediğini ve onlarla ilgileri olmadıklarını da savundu.

suriye rejimi içinde eli kana bulaşmamış kişilerle işbirliği yapılabileceğini aktaran carba, muhalif ya da rejim yanlısı, insanlığa karşı suç işleyenlerin yargılanması gerektiğini söylüyor ve hür suriye ordusu’nu güçlendirerek tek bir yönetim altında toplamayı hedefliyor.

kaynak: al jazeera ve ajanslar