ABD

'ABD tipi' başkanlık

20 Ocak'ta göreve başlayan Trump'ın başı ABD'deki Başkanlık sistemi nedeniyle dertte. Trump, istediği bakanı atayamadı. Başkanlık emri yargıya takıldı. Sağlık reformu düzenlemesinden vazgeçmek zorunda kaldı.

Konular: ABD, Donald Trump

“amerika’yı yeniden büyük yapmak”  sloganıyla başkan seçilen donald trump, abd'deki başkanlık sisteminin denetleme ve dengeleme öngören kuralları nedeniyle vaat ettiği her şeyi yapamıyor ve yürütmenin başı olarak epey zorlanıyor.

20 ocak 2017’de göreve başlayan trump’ın başkanlık sisteminin işleyişi nedeniyle başını ağrıtan bir çok mesele var. göreve geleli henüz bir ay bile olmamışken, trump’ın ulusal güvenlik danışmanı michael flynn rusya konusunda başkan yardımcısını yanıltığı iddiaları üzerine istifa etmek zorunda kaldı. trump’ın damadı jared kushner rusya ile ilişkileri yüzünden senato önünde ifade vermeye çağrıldı. kendi partisi cumhuriyetçi parti’nin senatörleri onay vermediği için istediği kişiyi bakan olarak atayamadı. abd’ye girişleri kısıtlayan başkanlık emri yargıya takıldı. trump önemli seçim vaatlerinden biri olan sağlık sigortası reformunu gözden geçirmeyi gerçekleştiremeyeceğini de ilân etmek zorunda kaldı.

oysa trump hızlı başlayacağı sözü vermişti.

her istediğini atayamıyor

abd’de başkanlar birlikte çalışmak istediği bakan, büyükelçi ve yüksek mahkeme yargıcını aday olarak gösteriyor. o adaylar da önce ilgili senato komitesinde saatler, bazen günler süren oturumlarda senatörlerin zorlu sorularına ter dökerek yanıtlar veriyor. bu sorgulamadan sonra komiteler adayları uygun buldukları ya da bulmadıkları yönünde senato’nun genelini bilgilendiriyor, bazen tarafsız kaldıkları da oluyor ama komite tavsiye etsin etmesin, adayların göreve uygunluğu senato’da oylanıyor. basit çoğunluğun onay verdiği aday görevine başlayabiliyor.

başkan atasa bile senato’nun onayını gerektiren yaklaşık 1200 makam

kongre araştırma servisinin 2012'de yayınladığı bir rapora göre, başkanın aday gösterdiği ama senato onayı gerektiren makam yaklaşık 1200 tane. bunların arasında dışişleri bakanı da var, engelliler ulusal konseyi’nin 15 üyesi de, yönetim ve bütçe dairesi fikri mülkiyet kanunlarını uygulama koordinatörü de.

fakat senato onayı her zaman kolay olmuyor. 50 eyaletten gelen ikişer senatörden oluşan senato’nun üçte biri iki yılda bir seçimle yenileniyor. seçimler de dar bölge usulüne göre yapılıyor. senatör aday adaylarının belirlenmesinde parti genel merkezleri değil, yerel dinamikler, sendikalar, çıkar grupları, dernekler yani seçmenler etkili. öyle olunca da, senato’nun çoğunluğu başkan’ın partisinden olsa bile, başkan’ın her istediği atama her zaman gerçekleşmiyor.

istediği bakan adayı senato’dan onay alamadı

şu anda abd senatosunda trump’ın partisi cumhuriyetçiler 52 sandalye ile çoğunlukta. ama bu senatörler, trump’a atamalarda sorun çıkarmaktan çekinmediler. hatta, trump’ın aday gösterdiği çalışma bakanı andrew puzder, bazı cumhuriyetçi senatörlerin kendisine onay vermeyeceğini ilan etmesinden sonra adaylıktan çekilmek zorunda kaldı.

puzder’ın çalışma bakanlığı adaylığından çekilmesinde rol oynayan en büyük etken, yasal statüsü olmayan bir göçmeni evinde hizmetli olarak çalıştırması. punzer’in eski eşine şiddet uyguladığı iddiaları da senato’daki yalnızca demokrat senatörlerin değil, cumhuriyetçi senatörlerin de tepkisine neden oldu. dört cumhuriyetçi senatör puzder’e onay vermeyeceklerini açıkladı. gerekli oyu toplayamayacağını anlayınca puzder adaylıktan çekildi.

onay için tarihte ilk kez başkan yardımcısı devreye girdi

abd’de başkanlar bakanlıklara adaylarını açıklarken, senato’dan onay alıp alamayacağını hesaba katıyorlar. tek tek senatörlerin, adaylara nasıl tepki vereceğini önceden belirlemeye çalışıyorlar. trump’ta da bunun istisnası olmadı ama trump’ın eğitim bakanlığına aday gösterdiği betsy devos’un senato onayını alması epey zor oldu.

devos’un hayatı boyunca bir devlet okuluna gitmemiş olması, eğitim konusundaki deneyim eksikliği gibi gerekçeleri öne süren trump’ın partisinden iki cumhuriyetçi senatör devos’a onay vermeyeceklerini söyledi. öğretmenler sendikasının desteklediği bu iki cumhuriyetçi senatörün onay vermeyeceğini açıklaması trump’ı zora soktu. çünkü böylece 100 sandalyeli senatoda onay verecek senatör sayısı 50’ye indi. trump’ın adalet bakanı olarak atamayı düşündüğü jeff sessions da senato üyesi. sessions bakan olunca, senato üyeliği düşeceğinden ve devos için onay oyu kullanamayacağından, sessions’un ataması da geciktirildi. abd anayasasına göre, abd başkan yardımcısı aynı zamanda senato’nun başkanı. ancak oy kullanma hakkı yalnızca herhangi bir oylamada eşitlik sağlanması durumunda var. devos’un atanması için bu kural devreye sokuldu. abd tarihinde ilk kez bir başkan yardımcısı senato’da bir görev onayı için oy kullandı. ancak bu şartlar altında devos eğitim bakanı olabildi.

bakan adayları, trump’a ters düştü

trump’ın aday gösterdiği bakanların bazıları senato’nun ilgili komitelerinde saatler süren oturumlarda kendilerine olası görevleriyle ilgili sorular yöneltilirken, trump’ın seçim kampanyası sırasında verdiği sözlerle ters düşen açıklamalar da yaptılar.

örneğin,trump rusya ile iyi ilişkiler kuracağını ve iran ile imzalanan nükleer anlaşmayı iptal edeceğini vaat etmişti ancak savunma bakanlığına aday gösterdiği james mattis, rusya’nın nato’yu bölmeyi amaçladığını ve hâlâ abd için önemli bir tehdit olduğunu söyledi. iran ile anlaşmaya da sadık kalınması gerektiğini anlattı.

seçim kampanyası sırasında iklim değişikliğinin kanıtlanmamış olduğunu öne süren trump’ın aksine, dışişleri bakanı adayı rex tillerson senato komitesindeki onay oturumunda bu konunun ciddiye alınması gerektiğini söyledi. trump ile rusya konusunu konuşmaya fırsatı olmadığını da açıkladı.

trump’ın başka önemli bir seçim vaadi de meksika sınırına duvar çekmekti. iç güvenlik bakan adayı john kelly, senato onay oturumunda, böyle bir duvarın işe yaramayacağını söyledi.

trump’ın yüksek yargıç adayı, trump’ın tavrını “moral bozucu” buluyor

abd’nin çok kısa bir anayasası var. temel meselelerle ilgili temel kararların oluşturulmasında, başkan’ın aday göstermesi ve senato’nun onay vermesiyle ömür boyu seçilen dokuz yargıçtan oluşan yüksek mahkeme kilit rol oynuyor.  abd’de şu anda yüksek mahkeme yargıcı koltuklarından biri boş, zira 2016 yılında şubat ayında ölen yargıç yerine, dönemin başkanı barack obama’nın aday gösterdiği yargıcın atamasının yapılması senato’da engellenmişti. trump, bu boş koltuğa muhafazakar yargıç neil gorsuch’u aday gösterdi. gorsuch’un senato adalet komisyonundaki sorgusu dört gün sürdü. bu sorguda gorsuch, “kimse yasaların üstünde değil, buna abd başkanı da dâhil” dedi. trump’ın federal hakimlerle ilgili eleştirilerini de  “cesaret kırıcı” ve “moral bozucu” olarak nitelendirdi.

yargıçlar, trump’ın kararını durdurdu

trump’ın ülkedeki yargıçlar hakkında sert demeçler vermesinin nedeni de, trump’ın bir başkanlık emrini yasalara aykırı bularak uygulanmasını engellemiş olmaları.

trump, göreve geldikten sekiz gün sonra törenle halklarının büyük çoğunlukla müslüman olan yedi ülkenin, iran, irak, libya, yemen, suriye, sudan ve somali’nin vatandaşlarının tümünü, daha önce alınmış veya onanmış giriş vizeleri olsa bile üç ay süreyle amerika’ya girişlerini yasakladı.  30 ocak’ta washington federal bölge mahkemesi trump’ın emrinin anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti ve yürütmeyi durdurma kararı aldı. adalet bakanlığı ertesi gün temyiz mahkemesine başvurdu yürütmenin durdurma kararının kaldırılmasını istedi. fakat temyiz mahkemesi konu karara bağlanıncaya kadar yürütmenin durdurulması kararını yerinde buldu. bu karar mahkeme heyetindeki üç yargıcın da ortak kararıydı. bu yargıçlardan biri obama, diğer ikisi cumhuriyetçi bush döneminde atanmıştı. amerika’da federal yargıçları, başkanlar atıyor ancak ömür boyu görevde kalıyorlar. görevden alınmaları için senato tarafından yargılanmaları, burada aleyhlerinde karar çıkarsa bu kararın da temsilciler meclisinde onaylanması gerekiyor. federal yargıçların maaşlarının azaltılması anayasa tarafından yasaklanmış durumda.

önemli bir seçim vaadiyle ilgili başkanlık emri yargıya takılan trump’ın, ya bu emri mahkemenin gerekçelerini gözönüne alarak yeniden düzenlemesi, ya da anayasa mahkemesine gitmesi gerekiyor.

trump yüksek mahkeme’ye gidebileceğini ima eden tweetlerin  yanı sıra yargıçların kötü kararlar verdiğini söylediği tweetler de attı.

o imzaladı, partisi direndi

trump’ın önemli seçim vaatlerinden biri de önceki başkan obama döneminde yapılan ve o zaman da büyük tartışmalara yol açan, obamacare olarak bilinen genel sağlık sigortası uygulamasını neredeyse iptal edecek düzeyde değiştirmekti. trump imzaladığı ilk başkanlık kararnamesinde, hükümetinin obamacare ile ilgili yasal düzenlemelerin iptali için çaba harcayacağını açıkladı. abd başkanlık sistemine göre, bu kararname, bir yasayı değiştirmeye, ya da uygulanmasından vazgeçilmesine olanak tanımıyor ama hükümetin bir politikasının vurgulanması için kullanılıyor. böylece yasama organına da kuvvetli bir mesaj gönderilmiş oluyor.

en önemli vaatlerinden birine kendi partisi destek vermedi

ister bireysel olarak satın alınsın, ister işveren tarafından sağlansın çalışan herkese sağlık sigortası zorunluluğu getiren obamacare ile çok sayıda amerikalı ilk defa sağlık sigortası kapsamına alınmıştı. ancak sisteme primlerin yüksekliği ve sigorta kapsamının darlığı gibi eleştiriler de yöneltiliyor. bazı cumhuriyetçiler ise, “devletin sağlık sigortası konusunda belirleyici olmasının seçme özgürlüğünü zedelediğini” iddia ediyor.

trump’ın imzaladığı kararnameden üstüne vazife çıkaran cumhuriyetçi parti’nin önerisiyse, sigorta kapsamını daraltıp, pirim ödemelerinde inisiyatifi daha çok sigorta şirketlerine bırakmak yönünde. tasarının geçmesi için temsilciler meclisinde 216 evet oyu gerekiyor. temsilciler meclisinde trump’ın partisi cumhuriyetçilerin 237 üyesi bulunuyor. demokratların sayısıysa 193. ancak cumhuriyetçi temsilciler meclisi üyelerinin bir kısmı çeşitli gerekçelerle tasarıya karşı çıktılar. oylama iki kez ertelendi ve trump’ın bütün çağrılarına rağmen, kabul edilmeyeceği anlaşılınca geri çekildi.

ulusal güvenlik danışmanı istifa etmek zorunda kaldı

çiçeği burnundaki başkan trump’ın başını ağrıtan meselelerden biri de, rusya’nın abd başkanlık seçimlerine trump lehine karıştığı. rusya’nın trump’ın rakibi hillary clinton’ın ve bazı demokratların maillerini ele geçirdiği ve basına sızdırdığı, bunun da seçmenin tercihlerini etkilemek için yapıldığı iddialar arasında.

abd federal soruşturma bürosu (fbi) başkanı james comey, trump’ın danışmanlarının, rusya’nın abd seçimlerine yönelik olası müdahalesine katkılarının olup olmadığının soruşturulduğunu açıkladı.

fbi başkanları, abd başkanları tarafından atanıyor senato’nun da onayını alıyorlar. değişen her başkanla fbi başkanının değişmesi gerekmiyor çünkü on yıllığına atanıyorlar. comey de 2013 yılında atanmıştı.

trump’ın seçim kampanyasının neredeyse başından beri yanında olan ve seçilmesinden sonra da ulusal güvenlik danışmanı olarak atanan flynn’ın da rusya ile ilişkilerine yönelik iddialar, trump için sıkıntıya yol açtı.

trump'ın başkanlık görevini barack obama'dan devralmasından önce flynn'in rus büyükelçi sergey kislyak ile yaptığı telefon görüşmesinde abd'nin rusya'ya uyguladığı yaptırımları konuştuğu iddia edilmişti. flynn bu iddiaları reddetmiş ve kislyak ile taziye görüşmesi yaptığını öne sürmüştü. flynn'in abd başkan yardımcısı mike pence'i de bu yönde bilgilendirdiği belirtilmişti.

ancak amerika’daki siyasal sistemin önemli ayaklarından biri olarak kabul edilen ve kamu adına denetleme görevini yerine getirdiği için dördüncü kuvvet olarak da adlandırılan basının konunun üzerine gitmesinin ardından flynn “rus büyükelçi ile yaptığım telefon görüşmesi hakkında farkında olmayarak seçilmiş başkan yardımcısı'nı ve diğerlerini eksik bilgilendirdim” diyerek istifa etmişti. basına yansıyanlara göre, bu istifayı trump istemişti.

abd kongresi’nin iki alt kanadı olan senato ve temsilciler meclisi’nde iki ayrı istihbarat komitesi, abd başkanlık seçimine rusya’nın müdahil olup olmadığını ve trump’ın seçim kampanyasıyla rusya arasında bir bağ olup olmadığını da araştırıyor.

flynn, bu komitelerin önünde trump’ın seçim kampanyası ve rusya arasındaki ilişkiyle ilgili soruları yanıtlamayı teklif etti. ancak anlatacağı şeylerin kendisini mahkemeye götüreceğinden şüphelenen flynn, ifade vermek için yargılanmama garantisi istedi. ancak komite bu öneriyi reddetti.

abd başkanlarının görevden alınmaları kolay değil, bu uzun süren kongre araştırmaları gerektiriyor. ama başkanların bu tip soruşturmalar geçirmesi görülmemiş değil. örneğin bill clinton böyle bir soruşturma geçirmişti. trump’ın ekibinin rusya ile ilişkilerine yönelik iddialar şimdiden trump’ın da kendisini görevinden edecek bir soruşturma geçirebileceği haberlerine ve tartışmalarına yol açtı.

trump’ın damadı da ifade verecek

abd başkanlık seçimine rusya’nın müdahil olup olmadığını ve trump’ın seçim kampanyasıyla rusya arasında bir bağ olup olmadığını da araştıran

komitelerden biri olan senato istihbarat komitesi, trump’ın damadı ve danışmanı jared kushner’i de ifade vermeye çağırdı.

kushner’in trump seçildikten sonra ama göreve başlamadan önceki geçiş döneminde trump tower’da rusya’nın abd büyükelçisi sergey kislyak ile görüştüğü belirlenmişti.

kushner’in, kislyak’ın yanı sıra ukrayna’ya müdahalesinden dolayı rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamında bulunan vnesheconombank başkanı sergey garkov ile de görüştüğü, bu görüşmenin de daha önce kamuoyuna açıklanmadığı da amerikan medyasındaki haberlerde yer aldı.

beyaz saray basın sözcülerinden hope hicks, kushner’in senato istihbarat komitesi’nin çağrısına uyarak ifade vermeye gideceğini söyledi. hicks, kushner’in görüşmelerinin olağandışı olmadığını, seçim süreci ve geçiş döneminde aralarında ruslar da olmak üzere birçok yabancı yetkili ile görüşmesinin görevleri arasında olduğunu belirtti.

aslında kushner’in danışman olarak atanması da tartışmalara yol açmıştı zira adam kayırmacılığı engelleyen abd’deki nepotizm yasası, bir kamu görevlisinin akrabasını, yakınını kendi çalıştığı kuruma atamasını ya da atamasının yapılmasını sağlamasını yasaklıyor. kushner, bu yasayı delmemek için danışmanlık görevinden maaş almayacağını açıklamış ve sahip olduğu ticari kurumlardaki görevlerinden istifa etmişti. yine de bazı demokrat temsilciler meclisi üyeleri konuyu etik kurulu’na taşıdı.

kaynak: al jazeera

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;