İhsanoğlu'nun kampanya performansı | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Görüş

İhsanoğlu'nun kampanya performansı

CHP tabanındaki itirazların önemli ölçüde devam ettiğini görüyoruz. MHP tabanında da önemli bir kayıp var. Türkiye, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanıdıkça sevdi; fakat adaylığının belirleniş, ilan ediliş ve kampanyasının yürütülüş şeklindeki acemilikler nedeniyle bir türlü beklenen sinerjiyi yaratamadı.

İhsanoğlu, mitinglerden çok halkın arasında bir seçim kampanyası yürütmeyi tercih etti. [Fotoğraf: Zahidin Köşüş/Al Jazeera]

cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde başbakan recep tayyip erdoğan gazetecilere "adaylar açıklandığında ters köşe olabilirsiniz" dediğinde herkes adalet ve kalkınma partisi'nden (ak parti) farklı bir aday bekliyordu; ancak beklenen olmadı, cumhuriyet halk partisi (chp) ve milliyetçi hareket partisi (mhp) gösterdiği aday ile herkesi ters köşeye yatırdı.

türkiye, ekmeleddin ihsanoğlu’nu tanıdıkça sevdi fakat adaylığının belirleniş, ilan ediliş ve kampanyasının yürütülüş şeklindeki acemilikler nedeniyle bir türlü beklenen sinerjiyi yaratamadı.

ihsanoğlu’nun adaylığının ilanının ilk anından itibaren özellikle chp tabanından itirazlar yükseldiğini çok iyi biliyoruz. süreç içinde bu itirazların bir bölümü kerhen desteğe dönüşse bile chp’ye oy veren bazı seçmenlerin, özellikle kürt alevi seçmenlerin önemli bir bölümünün ihsanoğlu yerine selahattin demirtaş’a yöneldiğini ve hâlâ onu desteklediklerini araştırmalarda görebiliyoruz. özetle; chp tabanındaki itirazların bir bölümü azalsa da önemli ölçüde itirazlarının devam ettiğini görüyoruz.

ihsanoğlu chp ve mhp tabanını blok halde birleştirmiş değildir. orta anadolu’da, karadeniz’de ve doğu’da yaşayan mhp seçmeninin bir bölümü chp ile hareket etmekten hoşlanmıyor. 

by Adil Gür

mhp tabanı açısından da durum şöyle: ihsanoğlu dünya görüşü, kamuoyundaki algısı itibarıyla mhp tabanına daha uygun bir aday gibi görünse de, önemli bir mhp kitlesinin (yüzde 15-20) ihsanoğlu yerine ak parti’nin adayı başbakan erdoğan’a destek verdiği araştırmalarda açık ve net şekilde görülüyor. buradaki sorun ihsanoğlu’nun mhp tabanına uygun aday olup olmaması ile ilgili değildir. orta anadolu’da, karadeniz’de ve doğu’da yaşayan mhp seçmeninin bir bölümü chp ile hareket etmekten hoşlanmıyor. bunun çok bariz örneğini 12 eylül 2010 referandumunda gördük.

dolayısıyla ihsanoğlu chp ve mhp tabanını blok halde birleştirmiş değildir. buradaki sorun ihsanoğlu’nun şahsından değil, kampanyasını yürütenlerin beceriksizliğinden, neden-sonuç ilişkisini parti tabanlarına iyi anlatamamasından kaynaklanmaktadır.

ihsanoğlu’nun adaylığı gündeme geldiğinde kamuoyunun neredeyse yüzde 90’ı kendisini tanımıyordu. kitle iletişim araçlarının yaygın olduğu günümüzde tanınırlık oranı kısa sürede yüzde 10’lardan yüzde 90’lara çıktı. ancak ismen tanınır olması, oy verme davranışında tanınıyor anlamına gelmemelidir. ihsanoğlu’nun isminin bilinmesi değil, türkiye’nin temel sorunlarıyla ilgili reflekslerinin siyaseten tanınıyor olması önemlidir. bu nedenle ismen tanınırlık oranı artsa da siyaseten tanınmayışının dezavantajı hâlâ devam etmektedir. hele karşısında uzunca süredir siyasetin içinde yer alan iki siyasi parti liderinin oluşu bu dezavantajı artırmaktadır.

ihsanoğlu'nun yürüttüğü kampanya sürecinde tepkileri dindirmek, tabanı ikna etmek şöyle dursun bugünlerde yapılan araştırmalarda kendisine verilen desteğin adaylığının ilan edilişinin ilk günlerinden daha az olduğunu araştırmalarda net bir şekilde görüyoruz.

tercih doğru, kampanya yanlış

ihsanoğlu aslında doğru bir adaydı. kamuoyunda şu konuşuldu, tartışıldı: “muhafazakâr bir aday karşısında seçim kazanmak için muhafazakâr bir aday gösterdiler.” ihsanoğlu, parlamenter bir sistem içerisinde siyaset dışı, tarafsız bir cumhurbaşkanı adayı gösterme iddiasındaki partiler için doğru bir tercihti. ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi hem aday gösterenler hem de kampanyasını yürütenler oldukça kötü bir kampanya ve algı yönetimi sergilediler. seçmene neden-sonuç ilişkisini bir türlü anlatamadılar. kampanyanın ana sloganı “ekmek için ekmeleddin” oy verecek seçmenlerin önemli bir bölümü tarafından anlaşılamadı.

Çankaya Köşkü'nün üç tâlibi

bir adayın sadece muhafazakâr olduğu için muhafazakâr seçmenlerden oy alması kısa vadede mümkün değildir. çünkü seçmen kanaati ve oy verme davranışı dediğimiz şey kısa vadede değişen bir olgu değil. bu kanaatlerin oluşması için aylar hatta yıllar geçmesi gerekiyor. bir örnek vermek gerekirse fenerbahçeli bir taraftar sabah aynaya bakarken “ben artık galatasaraylıyım” demez. kaldı ki aslı varken benzerine oy vermek kolay bir iş değildir. bu nedenle sayın ihsanoğlu’nun ak parti’nin muhafazakâr tabanından oy alması mümkün değildir. hatta chp ve mhp tabanının tamamını konsolide edemediğini, bu iki partinin toplam oy oranında bir desteğe ulaşmadığını da belirttim.

ihsanoğlu’nun sinerji yaratamamasında kendisinin değil, en çok kampanyasını yürütenlerin sorumlu olduğunu söyledik. tamam; seçim yarışı eşit şartlarda yürütülmüyor. bir tarafta her türlü imkâna sahip başbakan; diğer tarafta 'çatı aday', ancak kendisini aday gösterenlerin dahi elini taşın altına koymaktan sakındığı ihsanoğlu. ancak bunca olumsuzluğa rağmen seçim kazanmak sadece para harcamakla, medyayı iyi kullanmakla olmuyor. örneğin 2002 seçimlerinde iktidar partilerinin tamamı yüzde 10 ülke barajının altında kaldı; hatta bir önceki seçimin birincisi olan demokratik sol parti sadece yüzde 1 oy alabildi.

söylemek istediğim şu: imkânlar önemli ancak kazanma arzusu ve iradesi her şeyden daha önemli. bugün toplumun geniş kitlelerine ulaşan sosyal medya gibi bir mecra var. o dahi yeterince aktif ve verimli kullanılamıyor. mitinglerin yapılmaması büyük eksiklik. toplumda karizmatik lider denildiğinde masaya yumruğunu vuran, güçlü bir lider algılanmamalı. karizma sadece güç demek değildir. sükûnet, ağır başlılık da belli başına bir karizma özelliğidir. bu nedenle mitinglerde katılımcıları heyecanlandırmayacak, gür sesli olmayan bir adayımız var diye mitingler yapılmadıysa çok yanlış karar verilmiş demektir.

mitinglerin algı yönetimi bakımından da çok önemli bir etkisi var. bazı vatandaşlar, 'kazanma iddiası yok onun için miting yapmıyor' diye düşünüyor. 

by Adil Gür

mitinglerin kampanyaya iki önemli olumlu etkisi var. birincisi miting yaptığınızda rakiplerinizle eşit şans verilmese de televizyonlarda kendinizi tanıtmak, neden aday olduğunuzu anlatmak gibi bir imkânınız var; ancak bunu yapmayarak böyle bir fırsatı kaçırıyorsunuz.

mitinglerin algı yönetimi bakımından da çok önemli bir etkisi var. bazı vatandaşlar, "kazanma iddiası yok onun için miting yapmıyor" diye düşünüyor. yani miting yaparak hem kazanma iddianız olduğunu ortaya koyarsınız, hem de mitinglerdeki mesajların medya aracılığı ile ülkedeki tüm seçmenlere ulaşmasını sağlarsınız. bunun yapılmayışı algı yönetimi açısından büyük bir eksiklik ve seçim sürecinde dezavantaj olarak ortada duruyor.

üzerinde durulması gereken bir diğer konu şu: rakip iki aday siyasi parti lideri olduğu için teşkilatlarını aktif olarak kullanabilecekleridir. örgüt adaya daha sımsıkı bağlı olacak gerek seçim sürecinde, gerekse seçim akşamı sandık kurullarında aktif olarak görev alacaktır. halbuki ihsanoğlu ne bir siyasi partinin lideri ne de bir ideolojinin temsilcisidir. bu durum da kampanya sürecinde bir dezavantaj olarak görülmelidir.

sonuç olarak, yaptığımız araştırmalar ve gözlemlerimiz kampanya sürecinin çatı aday ihsanoğlu aleyhine işlediğini gösteriyor. 10 ağustos akşamı ihsanoğlu adına çıkacak olumsuz bir sonuç kendisini aday gösteren siyasi partilerde çalkantılara neden olabilecektir. başarı ve başarısızlıktan müteselsilen her iki parti de sorumlu olacak; yetkili kurullarına ve seçmen tabanlarına bunu izah etmeye mecbur kalacaklardır.

ekmeleddin ihsanoğlu, türkiye’nin yetiştirdiği değerli bir bilim adamı, dürüst bir vatandaş ve tarafsız bir cumhurbaşkanı adayı olmasına rağmen adaylığının ilan edildiği ilk günden bu yana süreç çok da lehine işlememiştir. sorumluluk kendisine ait değil, kendisini aday gösterenlerdedir, bu unutulmamalıdır.

adil gür, kamuoyu yoklamaları ve seçim anketleri alanında faaliyet gösteren a&g araştırma şirketi başkanı.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Adil Gür

kamuoyu yoklamaları ve seçim anketleri alanında faaliyet gösteren a&g araştırma şirketi başkanı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;