Görüş
Irak'ta parlamento seçimleri ve Kürtler
Beklentilere rağmen köklü Kürt partileri, 2014 seçimlerinde ittifak kurmamayı tercih ettiler. Bu durum, KDP ve KYB’nin karşısında yükselişe geçen Goran Hareketi’ne yarayabilir.

iraklılar, ulusal parlamentonun yeni üyelerini belirlemek üzere 30 nisan 2014 günü sandık başına gidiyorlar. abd’nin irak’ı 2003’teki işgalinden sonra gerçekleştirilen ulusal seçimler, hiçbir zaman bu kadar az ilgi görmemişti. bir taraftan mevcut başbakan nuri maliki’nin bütün siyasi muhalifleri ve azınlık grupları baskı altına alması yüzünden popülaritesini yitirmesi, öbür taraftan da muhalif grupların parçalanmışlığı, seçimleri daha da belirsiz hale getiriyor.
şii lider muktada sadr'ın bu seçimlerde pek bir esamesi okunmuyor. sünni liderlerden tarık haşimi halen sürgünde, iyad allavi ise zamanının çoğunu yurtdışında geçiriyor. kürt partiler 2014 seçimlerine bölünmüş bir şekilde girmeye karar verdiler. bu seçim, şii ve sünni gruplar açısından olduğu kadar kürt partileri açısından da zorluklar içeriyor.
daha önceki irak ulusal parlamento seçimlerine, iki büyük kürt partisi -kürdistan demokrat partisi (kdp) ve kürdistan yurtseverler birliği (kyb)- ittifak halinde girmiş ve büyük başarı elde etmişlerdi. kürtler, 2010 genel seçimlerinde 325 sandalyeden oluşan irak parlamentosunda 57 sandalye kazanmışlardı.
kürt oyları esasen irak bölgesel kürt yönetimi (ibky) idaresindeki dohuk, erbil ve süleymaniye vilayetlerinde yoğunlaşmış durumda. bölgeye sınırı olan kerkük, nineva ve diyala vilayetlerinden de önemli oranda kürt oyları çıkıyor. bu yılki seçimlere her ne kadar ilgi azsa da kürt partileri, yeni seçim yasası tarafından ibky sınırlarına giren ve kürt nüfusun yoğunlaştığı vilayetlere verilen ekstra kontenjanla birlikte, parlamentoda 7-8 sandalye daha elde edebilirler.
beklentilere rağmen köklü kürt partileri, 2014 seçimlerinde ittifak yapmamayı tercih ettiler. bilhassa ibky’de kurulan yeni hükümette kyb’nin yer almaması ittifakı engelledi. bu durum, kdp ve kyb’nin karşısında yükselişe geçen goran hareketi’ne yarayabilir. fakat goran birkaç gün önce kdp ile ibky için kurduğu koalisyon hükümeti üzerinden aslında “ulusal çıkarlara” ne kadar sadık ve kyb’nin yerini almaya ne kadar istekli olduğunu ortaya koydu.
goran hareketi de diğer kürt partileri gibi sistemle bütünleşme eğilimleri gösteriyor. goran lideri nuşirvan mustafa, kendisine rakip olabilecek güçlü kişilikleri elemek ve otoriter eğilimler taşımakla suçlanıyor. goran'ın kurucularından salar aziz’in irak parlamento seçimlerinden önce gerçekleşen istifası, suçlamaların ciddiyeti ve partinin 2014 seçimlerinde yara alabileceğinin göstergesi. hareketin bazı yöneticileri, mustafa’nın kdp’nin bölgedeki gücüne karşı kyb ile birlikte hareket etmek yerine kdp ile ittifak kurmasını pek kabullenmediler. mustafa’nın kdp tercihi nedeniyle daha önce de goran’dan üst düzey istifalar gerçekleşmişti.
kyb - goran çekişmesi
süleymaniye vilayeti’nde kyb’nin, bilhassa yönettiği binlerce kişilik peşmerge gücünden dolayı, ibky’de kurulan yeni hükümete dahil edilmeme kararı çeşitli riskler taşıyor. ayrıca goran hareketi’nin eylül 2013’teki bölge seçimlerinde çoğunluk oylarını aldığı süleymaniye ve germiyan bölgelerindeki güvenlik güçleri ve ekonomik gelirin çoğunluğunu da kyb idare ediyor. goran, kyb’nin bu gücünü göz önüne alarak muhalif olmak yerine kdp ile anlaşmaya vararak aylar süren hükümet kurma çabalarını sonuçlandırdı.
goran liderleri, değişim talep eden yeni nesil kürtlerden güç aldıklarını ve dolayısıyla kürt partilerin grup çıkarlarına değil ulusal birliği sağlayacak politikalara önem vermeleri gerektiğini ifade etseler de bu bilincin bazı şehirler dışında tüm ibky’de paylaşıldığı iddia edilemez. ayıca goran’ı eleştirenler, partinin kyb’nin yerini almaya çalıştığı yönündeki suçlamalarını her geçen gün arttırıyorlar. bu şartlarda goran’ın, 30 nisan seçimlerine bağımsız katılsa bile, ulusal parlamentoda kdp ve diğer kürt partileriyle beraber hareket edeceği söylenebilir.
kyb ise eylül 2013’te düzenlenen ibky parlamento seçimlerinde yaşadığı kaybı halen üzerinden atabilmiş değil. lakin kyb, daha önce elinde tuttuğu gücü kaybetmemek için tehditler savurmaktan da geri durmuyor. mesela yönetimi altında bulundurduğu 20.000 civarındaki peşmergeye dayanarak ibky içişleri bakanlığı’na üyelerinden birinin atanması gerektiğinde ısrar ediyor. goran ise buna karşı çıkıyor ve süleymaniye'deki seçim başarısına binaen, kyb’nin buna hakkı olmadığını dile getiriyor. ibky’de bir koalisyon hükümeti kurulmasının yedi aydan fazla bir süre alması, böylesi anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor.
kyb’nin kdp ile siyasi çekişmesi, irak parlamento seçimlerine doğrudan yansıyor. daha önce birçok bölgede ittifak kuran kyb ve kdp, bu seçimde ayrı kalmayı tercih ettiler. iki parti arasındaki ayrışma, tartışmalı bölge kerkük’teki seçim atmosferini de etkiledi. kerkük vilayeti’nde kyb üstün görünse de bu seçimlerde kdp ile ittifak kurmadığı için daha önceki başarıyı elde etmesi zor görünüyor.
kürt siyasetçiler, kerkük’teki kürtlerin yanı sıra türkmen, arap ve hristiyanlardan da oy almak için yoğun çaba harcadılar. ama kürt olmayan kesimlerle ihtilafları ve idari karnelerinin zayıflığı, kürt grupların kerkük’teki başarılarının önünde önemli bir engel teşkil edebilir ve ikby’nin kerkük için öngördüğü entegrasyon hedefini daha da uzağa koyabilir.
görünen o ki maliki’nin otoriter yaklaşımı, sadece şii ve sünni adayları siyasetten soğutmakla kalmadı, aynı zamanda ibky’nin irak parlamenter seçimlerine ilgisini de azalttı. kyb lideri ve irak cumhurbaşkanı celal talabani’nin sağlık sorunları dolayısıyla bu seçimlerde siyasi ortama katılamaması, kürtleri 2014’te sandıktan uzak tutabilir.
2010 öncesine göre kürtler, irak merkez hükümetinden daha fazla bir kopuş yaşıyorlar. bu kopuş, siyasal ve finansal olmanın ötesinde kültürel ve duygusal boyutları da bulunan bir yabancılaşmayı getiriyor. kürtler, bağdat’tan uzaklaştıkça, ankara ve tahran’a daha fazla yaklaşıyorlar. geleneksel olarak kdp’ye oy veren kuzeydeki zaho, dohuk ve rewanduz bölgeleri türkiye’ye daha yakın dururken; kyb’ye oy veren süleymaniye ve erbil bölgeleri ise iran’a daha yakın pozisyon alıyor.
maliki faktörü
parlamento seçimleri, başbakan nuri maliki’nin, gittikçe otoriterleşmesi yüzünden popülaritesinin azaldığı ama karşısında durabilecek daha güçlü bir aday bulunmadığı için neredeyse tek aday olarak belirdiği bir dönemde yapılıyor. maliki, 2011’de amerikan güçleri irak’tan ayrıldıktan sonra daha fazla otoriterleşme eğilimleri sergilemeye başladı ve ona muhalif olabilecek güçleri merkezden uzaklaştırmakla uğraştı.
irak’ın şii başbakanı’nın bu eğilimine karşı 2012 baharında kürt partiler ve şii mukteda sadr ortak hareket ederek, maliki hükümetini güven oylamasına tabi tuttular. maliki, güvenoyu alamamaktan kıl payı kurtuldu. dahası maliki taraftarları, 20 nisan ve 20 haziran 2013’teki yerel seçimlerde yüzde 22 oy alarak, 2009’da aldıkları yüzde 28’in altına düştüler.
yine de maliki herkese vazgeçilmez olduğunu göstermek için fazlasıyla çaba harcadı. bir taraftan türkiye ile ilişkilerini sınırlı düzeyde de olsa iyi tutmak için sünni liderleri aracı olarak kullanırken, öbür taraftan abd ve iran’ın desteğini senkronize bir şekilde arkasına almayı sürdürdü. içeride ise şii muhalif grupları köşeye sıkıştırdı. çok sayıda siyasi lideri, diğer adayların daha radikal politikalara sahip olabileceğini telkin etmek suretiyle kendi tarafına çekmeye çalıştı.
kürt partilerin 2012 yılındaki güven oylamasında üstlendikleri role rağmen tüm taraflar son kertede “siyaset siyasettir.” anlayışıyla hareket ediyor. maliki, kürt partilerin kerkük’te daha fazla güç kazanmaları ve türkiye ile petrol anlaşması yapmalarına ilk başlarda göz yumdu. buna karşılık olarak da kürt aktörler, ağustos 2013’te irak anayasa mahkemesi’ndeki yandaşlarının, siyasi parti liderlerinin başbakanlık yapmalarını iki dönemle kısıtlayan yasayı iptal etmelerine ses çıkarmadılar.
kürtlerin, şii ve sünniler arasındaki siyasal denklemde oynadığı kilit rol gittikçe gerçekliğini yitiriyor. kürtlerin irak’taki siyasi rolünün küçülmesi, sadece maliki’nin kürtleri bağdat siyasetine karşı soğutmasından kaynaklanmıyor. ibky’nin siyasal denklemlerindeki değişiklikler de buna sebep oluyor.
yeni nesil kürtler artık irak’ın geri kalanına göre yeni bir aidiyet ve kimlik duygusuyla hareket ediyorlar. bununla birlikte bölgedeki ekonomik hareketlilik sayesinde irak’ın kuzeyinin, ülkenin geri kalanına göre daha yüksek bir refah düzeyi yakalaması, kürtlerin bağımsızlık taleplerini yükseltiyor.
ankara bu konuda henüz net bir şey söylemiş değil. türkiye’nin de kürt liderler ile olan yakın ilişkisi, bölgedeki ekonomik ağırlığı ve kısa bir süre önce başlattığı petrol ithalatı, bu sessizliği bir nebze açıklayabilir. abd her ne kadar irak’ın bütünlüğünden yana görünse de ülkedeki çıkmazın farkında ve bu konuda yeni politikalar geliştirip kendisini her duruma uyarlayabilecek gibi görünüyor.
kürt partilerin bu seçimlerde ittifak kurmaması, maliki’nin muhalif partileri bağdat siyasetinden uzaklaştırması ve her geçen gün kürtler arasında milli bilincin artması, kürtlerin irak hükümetine yönelik ilgilerini azaltıyor.
ne olursa olsun irak parlamento seçimleri, kürt liderler için büyük önem arz ediyor. sonuçta irak parlamentosu kürt siyasetçilerin, irak federal hükümetinin kürt bölgeler hakkında aldıkları kararlara karşı mücadele edebilecekleri ve bunun için diğer gruplarla ittifak kurabilecekleri yegane kurumdur.
dr. metin atmaca isviçre'deki basel üniversitesi orta doğu araştırmaları merkezi'nde misafir öğretim görevlisidir. yüksek lisansını abd''nin texas üniversitesi (university of texas at austin) tarih bölümü, doktorasını ise almanya’nın freiburg üniversitesi islam ve doğu çalışmaları merkezi'nde tamamladı. orta doğu tarihi üzerine uzman olan atmaca, irak ve iran’da yaşayan kürtler üzerine birçok makale kaleme aldı.
twitter'dan takip edin: @metinatmaca
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar