Görüş
Okullar açıldı, TEOG kâbusu bitmedi
Adil bir sınav, adil bir ölçme-değerlendirme, adil bir yerleştirme istiyoruz sadece. Okullar açıldı. Kitaplar, üniformalar alınacak, seçmeli dersler belirlenecek ama nakil süreci kaosu, belirsizliği Ekim'e kadar devam edecek.

iki pırıl pırıl, evlada sahibiz eşimle. ve hayattaki en büyük mutluluğumuz onların mutluluğu, gururumuz onların başarıları. hayatını çocuklarına adayan, onların iyi bir eğitim alabilmesi için mücadele eden, elindeki bütün imkânlarını sadece evlatları için kullanan...
kızım 2000 doğumlu, lise için giriş sınavına 7. sınıfta dershaneye giderek ve sistematik bir şekilde çalışarak hazırlanmaya başladı. lise için giriş sınavı diyorum çünkü her sene bu sınavın hem adı hem sistemi değişti. bir sistemi geliştirmek, eksiklerini ve eksilerini düzeltmek, standarda oturtmak yerine, her yıl "olmadı sil baştan" yaparak bir yıl lgs, bir yıl oks, bir yıl sbs, bir yıl teog (temel öğretimden ortaöğretime geçiş) adı altında yeni sınavlar yaratarak hem çocukları, hem velileri, hem öğretmenleri belirsizlik ve kaosun ortasında bıraktılar.
yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu. sisteme boyun eğecek, kurallara göre oynamaya ve kazanmaya çalışacaktık. ilk sınav 28-29 kasım 2013'te yapıldı. güya öğrencileri strese sokmamak adına kendi okullarında sınava girmelerine karar verildi. biz güzel bir gelişme diye düşünürken sınav sabahı okula gittiğimizde 'sıkıyönetim'le karşılaştık. okulun içine sanki suç mahalli gibi şeritler çekilmiş, çocukların kimliklerini evde unutmaları gibi tersliklere karşı devreye girebilecek olan okul yöneticileri dışarıda bırakılmış ve henüz 13 yaşındaki çocuklar polislerin nezaretinde bir sınava tabi tutulmuşlardı. o yaştaki bir çocuğun üzerinde tarifi imkânsız stres unsurudur bu önlemler. iyi de nerede kaldı o zaman çocukları strese sokmamak fikri?..
bu sınavda şimdiye kadar hiçbir sınavda kapsama alınmayan din kültürü sorularıyla karşılaştı öğrenciler. yoruma açık, cevabı net olmayan sorular karşısında şaşkınlıkla kalakaldı çocuklar. öyle ya okumak istedikleri iyi liselere girebilmeleri için ana derslerinin iyi olması gerektiğini sanıyorlardı.
arkadan nisan sonunda ikinci oturumu yapıldı bizim meşhur teog'un. birinci sınava göre daha az tartışması oldu. en azından sorular daha net, daha anlaşılır, bilgiyi ölçmeye yönelik sorulardı.
çocuklar ve veliler sabırsızlık içinde puanlarını beklerken bu sefer de iptal edilen sorularla yıkıldılar. milli eğitim bakanlığı (meb) soruların hatalı olduğuna karşı çıkarak üst mahkemeye başvurdu, ancak itirazı reddedildi. iptal kararı, o soruları yanlış yapan çocukları sevindirirken, doğru yapanları üzdü. yanlış yapanlar, doğru yapanlara göre daha avantajlı duruma geçtiler. yılsonu başarı ortalamaları da bu sebeple yeniden düzenlenmek zorunda kaldı. iptal edilen soruların gerçekten hatalı olmaması, o sorulardan önce iptal edilmesi gereken gerçekten hatalı başka soruların olduğu gerçeğini hiç tartışmıyorum bile. ayrıca mazeret sınavında hiç iptal edilen soru olmaması bile çocukların eşit koşullarda yarışmadıklarının ispatıdır.
22 ağustos’ta yerleştirme sonuçları açıklanana kadar gergin bekleyiş sürdü bizim ve diğer öğrenciler ve veliler için. öğleden sonra sonuçlar açıklandıktan sonra yaşadığımız hayal kırıklığı tarif edilemezdi. aldığı 490 puanla türkiye’nin en iyi 3 lisesinden birine girebilir, en kötü ihtimal 5. tercihine girmeli diye düşünürken tercih listesinde 8. sırada olan okula yerleştiğini öğrendik. ben ve eşim yapılan adaletsizliklere karşı son derece kızgın, öfkeli bir durumdayken kızım adeta şoke olmuştu ve ağzını bıçak açmıyordu. sessizce odasına gidip yatağına yattığını gördüm. yatağının örtüsünü başına kadar çekmişti. daha çok küçüklerdi bu mücadeleler için ve haksızlıklara karşı nasıl tepki göstereceklerini dahi bilemiyorlardı. içine kapandı…
bu duruma sebebiyet veren uygulama ise, sistemin okullara otomatik kayıt yapmasıydı. özel okullara kayıt yaptıran öğrencilere de tercih hakkı tanınması bir yana, açıklanan puanlara göre otomatik kayıt yapılması o okullarda kontenjanları şişirdi. kayıt olduğu okula gitmeyecek olan yüzlerce çocuk bu sefer de gideceği özel okulun kaydını geri çağırmasını bekledi. halbuki kayıt inisiyatifini velilere ve öğrencilere bırakmak en doğru çözüm olacaktı. böylece kontenjanlar suni olarak şişmemiş ve öğrenciler yüzdelik dilimlerine ve puanlarına yakın okullara kayıt hakkı kazanarak hüsrana uğramamış olacaklardı.
yerleştirme sonuçları açıklandıktan sonra öğrencilere 5 kez nakil hakkı verileceği ilan edilmişti. bu durumda özel okullara gidecek öğrencilerin kayıtları geri çekildiğinde boşalan kontenjanlara 25-28 ağustos'ta nakil müracaatları alınacak, 29 ağustos saat 19.00’da ilk nakil yerleştirme işlemleri tamamlanacak ve bu nakil süreci ekim başına kadar 5 kez tekrarlanacaktı. ancak bu sene verilmesi planlanan özel okul teşvik bursu başvuru süresinin 29 ağustos'a kadar uzatılması sebebiyle hiçbir özel okul öğrencisinin kaydını yerleştirildiği okuldan çekmedi ve sistem ilk hafta planlandığı gibi işleyemedi, tıkandı. ilk hafta bütün okulları kontenjanları 'sıfır' olarak görüldü dolayısıyla daha çok sayıda öğrencinin özel okul teşvikinden yararlandırılması amacı, diğer taraftaki öğrencilerin nakil haklarından bir tanesinin elinden alınması ile sonuçlandı.
bu süre zarfında milli eğitim bakanı'nın açıklamaları ise bizleri daha da çıldırttı; “her şey düzelecek, herkes kendi puanına uygun okullara yerleşecek, veliler ve öğrenciler sabırlı olsun, özel okul kayıtları geri çağrıldıkça boşalan kontenjanlara öğrenciler yükselecek” türünden açıklamalar… bunlara sebebiyet veren zaten sizsiniz, uygulamadan zarar gören bizler, sabırlı olması gereken yine bizler… her hafta okulların boş kontenjanlarını takip etmek, yeni nakil başvuruları yapmak, çocukların bir daha, bir daha ümitlenmesi ve sonunda yine hayal kırıklığına uğramaları ihtimallerinin vebali sizindir.
yazılacak, öfkelenecek, haykırılacak çok fazla şey var. adil bir sınav, adil bir ölçme-değerlendirme, adil bir yerleştirme istiyoruz sadece. bugün 15 eylül, okullar açıldı. kitaplar, üniformaları alınacak, seçmeli dersler belirlenecek ama nakil süreci kaosu, belirsizliği ekim'e kadar devam edecek. çok daha önce başlayan hazırlıklarımızı saymasak bile kasım 2013'te ilk sınavla başlayan süreç, eylül 2014 olmasına rağmen tamamlanamamıştır ve tam olarak sonuçlanması için meb'in açıkladığı programa göre daha en az bir ay süresi vardır.
yapmayın, yazıktır, günahtır, harcıyorsunuz bu çocukları, duyun çığlıklarını artık.
figen bakay sönmez, teog sınavına katılan 1 milyon 271 bin 273 öğrenciden birinin annesi; avukat.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar