Görüş

Suriye muhalefetinin halleri

Devrimin başlangıcından beri muhalefet, tutarlı bir siyasi söylem geliştiremedi ve sürekli olarak dışarıdan gelen tepkiler çerçevesinde kendi siyasi zeminini tanımlamaya çalıştı.

Şam'daki Suriye Ulusal Kurtuluş Konferansı.
Ülkedeki klasik muhalefet, devrimin getirdiği dinamikleri göremedi ve halk ile samimi bir temas kuramadı. [Reuters]

KRONOLOJİ: SURİYE'DE İÇ SAVAŞ

siyasetin ve siyasi çekişmenin anlamının bilincinde olan partilerin yokluğunun sonucu olarak suriye devriminin siyasi eylemsizlik sıkıntısı yaşadığı söylenebilir. her devrimde siyasi eylem olmazsa olmazdır. zira suriye muhalefeti başından beri olayın dışındaydı ve sonraki bütün politikaları, aynı yerde kalmasına neden oldu. muhalefet şu an iktidarın reformlarda gerilemesine bel bağlıyor, çeşitli baskılara güveniyor ve bu yüzden şam’da muhalefet toplantısı gerçekleştirmeye hazırlık yapıyor. yahut hâlâ ‘dış müdahale’ yanılgısıyla yaşıyor, batılı ülkelerle temasa yoğunlaşıyor ve ‘geçici hükümet’ kurulması hazırlıkları için çalışıyor. devrim hâlâ kendi sorunlarını yaşıyor ve kendi süreçlerini düzene koyuyor.

suriye muhalefeti ülkede devrimin yaşanacağını tahmin etmedi. halka yönelik bakış açısı olumsuzdu. halkın ekonomik sıkıntısına temas etmedi. aksine ‘siyasi düzlemde’, yani iktidarla çekişmeye girdi veya ‘emperyalizmden’ dem vurdu. maruz kaldığı uzun süreli baskılar ve bunun sonucu olarak (bu baskı geçmiş yıllar zarfında muhalefeti çokça zayıflattı) temel değerlendirmesi, ‘iktidarın yenemeyeceğimiz kadar güçlü olduğu ve güç dengesinin iktidar lehinde çokça bozulduğu’ şeklindeydi.

güç dengesizliği

bu değerlendirme iktidar ve muhalefetin güç hesabına dayandı. yani halk ‘siyaset dışı’ ve dolayısıyla etkisiz olmasından hareketle bu güç dengesinden uzak tutuldu. geri kalmışlık, teslimiyet ve boyun eğmek gibi en kötü sıfatlar eklendi. bu durum halkı görmezlikten gelmeyi ve halkın devrime götürebilecek bir konumda olduğu değerlendirmesinin yapılmamasını öngörüyordu. muhalefet özellikle de 2000 yılından beri yaşanan ekonomik dönüşümlere değinmedi. yahut muhalefetten büyük bir kesim bu ekonomik dönüşümleri iktidarın yapısını değiştirmek isteyen ‘genç başkanın reformcu’ eğilimiyle ilişkilendiriyordu. yani ağırlık, liberalleşmenin organik bir oluşum olarak gerçekleşmesine eşlik eden ‘siyasi reformun’ yapılmasına veriliyordu. bu da muhalefeti, ekonominin liberalleşmesini göz ardı etmeye ve sadece siyasi reform talebine tutunmaya götürdü. ekonomik liberalleşme sosyal tıkanıklığın tırmanmasına yol açıyor ve devrimin yaşanmasına zemin hazırlıyordu.

belki ‘şam baharı’ denen süreçte şekillenen gençler, suriye’nin tunus, mısır, libya, bahreyn ve yemen’deki devrimlerin yolunda yürüyebileceğini düşünüyordu ve halkı harekete geçirme girişimine başladı. bu gençlerin genelde muhalefet güçleriyle bağlantıları kopuktu veya devrim sırasında bağlantı kesildi.

muhalefetin bu durumu, devrim sonrası bütün faaliyetlerini ‘çözümlere’ ve ‘sonraki süreç’ arayışına yoğunlaştırmaya yönlendirdi. bunu yaparken de ‘tarihi direnişçi’ olması veya uzun yıllar kurban vermesi sebebiyle iktidara ‘objektif’ biçimde geleceği düşüncesinden hareket ediyor. hatta bunca yaşanandan sonra herhangi bir değişime uğramadan bunun doğal sonuç olacağını öngörüyor. bu muhalefete geçmişte direnmeyen veya hiçbir rol oynamayan ‘yığınlar’ ve birçok ‘reformcu’ bindi. bu kimseler sadece ‘yeni’ iktidarla ve iktidardaki rolleriyle ilgililer ve sahada yaşananlar kendilerini alakadar etmiyor.

halk ve muhalefet bağı

o halde halk ile muhalefet arasında bir kopukluk olduğu söylenebilir. ayrıca ortada farklı ‘hayaller’ de var. bu durum devrimin bir süreçte, farklı renkleriyle muhalefetin de (devrim süreciyle hiçbir ilişkisi olmayan) bir başka süreçte yürümesine temel teşkil etti.

devrim, kendisine fikir, deneyim ve tecrübe kazandıracak siyasi güçlere ihtiyaç duyuyordu. böylece hedefleri açık (yani siyasi) şekilde berraklaşacak, siyaseti bilmeyen ve kendisini siyasetin en geniş kapısında (devrim kapısında) bulan gençlerin bilinci gelişecek, gençlere kendi gerçeklerini ifade eden sloganlar ve faaliyetlerinin gerçekçi gelişimine izin veren bir siyaset sağlayacaktı.

dolayısıyla muhalefetin devrime pratik anlamda (günlük olarak) katılması öngörülüyordu. zira devrim bir çılgınlık ve gelişigüzel bir olgu değildir. başlatılması, organize olmaya ve birleşmeye büyük gereksinim duymaktadır. bu da bilinç, deneyim, vizyon ve değişim stratejisine sahip siyasi güçlerin işidir. devrim sadece ‘talepler programı’ değildir.

devrimin başlamasından sonra muhalefetin ‘stratejisi’ kendi tarihinin ürünü olması esasına dayandı ve bu ürün kendi siyasi bakış açısıyla şartları görmesiyle ilişkiliydi. (işaret ettiğimiz üzere siyasi bakış açısı, toplumun bütünüyle değil, siyasi seviyesiyle ilişkili.) şöyle ki, muhalefetin, iktidarın ‘zulmünü’ ve onu düşürme acizliğini düşünmesi bütün politikalarına hükmediyor ve stratejisini belirliyordu. özellikle de muhalefetin halka bakışı, sahada gördüğü güç ve dinamizme rağmen değişmedi. yani muhalefet, bu halkın zaferle çıkabileceğine güven duymadı ve hâlâ da güvenmiyor. bu yüzden devrim kelimenin tam anlamıyla fırsat oldu.

bir başka deyişle devrim, 'iktidarın adamlarının’ önüne geçmek ve ‘demokratik devlete geçişi’ gerçekleştirmek kanalıyla reform isteyen muhalefetin söylemine ikna etmek için bir fırsat oldu. yahut emperyalist (muhalefetin bir kesimince batılı) devletlerin iktidarı düşürmeleri için bir imkana dönüştü. bu ülkelerin kanaatine göre bu tür ‘ulusalcı’ rejimler (irak ve libya yaşandığı gibi) ancak dış müdahaleyle düşebilir.

devrim muhalefeti

devrimden üç ay sonra demokratik değişim için ulusal koordinasyon komitesi kuruldu. yalnız komite, yaşanan büyük değişimin oluşturduğu partileri dikkate almadı. (bu büyük değişimin ‘halka’ bakışı ve halkın denklemin dışında olduğu düşüncesiyle hareket edilmesiyle ilgili konularda önyargıda bulunan her mantıktan şüphe etmesi gerekirdi.) bunun yerine aynı değerlendirme ve denklemi (muhalefet ile halk arasında güç dengesinin bozulması ve iktidarın devrilmemesi) izlemeyi sürdürdü.

bu yüzden on yıldır, yani ‘şam baharı’ndan beri bütün muhalefet yelpazesinin yaptığı reform çağrıları tekrarlandı. halk, çıtayı yükselttiği için rejimin devrilmesi hedefinin altındaki her düşünce geçerliliğini yitirdi. bu durum başından beri komite’yi marjinalleştirdi ve muhalefetin merkezini dışarıya taşıma alanı açtı. dışarıda yaşayan güçler de muhalefetin başına geçmek için iç muhalefetin ‘sokağın nabzını’ tutmakta başarısız kalacağı ana hazırlık yapıyorlar.

aslında koordinasyon komitesi, bazı kollarına bağlı çevrelerin (sosyalist birlik partisi) başından beri devrime katılmış olmasına ve birçok bölgenin harekete geçirilmesinde yer almasına rağmen (bu durum sonraları bu çevrelerden çoğunun partiden çekilmesine yol açtı), halk tarafından kabul görmedi. komite, işin peşini bırakmadı ve çözüme ilişkin düşüncesi temelinde mesafe kat etmeksizin sloganlarının/söylemlerinin çıtasını yükseltmeye çalıştı. bu da kendisini önce arap birliği girişiminin, sonrasında çözüm arıyor gibi görülen rus rolünün, ardından kofi annan ve ahdar ibrahimi’nin girişimlerinin peşinden sürükledi.

komite, halihazırdaki iktidarın kabul edilmemesi ve ‘beşar sonrası dönem’ arayışı meselesini gündeme getirmesi gerektiği kanaatine varsa da, bu kanaate varmak için arabuluculuklara bel bağladı. ardından bu meseleyi ‘iktidar geçişi için diyalog’ veya ‘iktidardaki taraflarla diyalog’ kapsamına koydu. yani geçiş operasyonunu düzenlemek için iktidarla görüşmeler yaptı. bu durum söylemini karışık hale getirdi ve özellikle de bazı isimlerinin silahlanma, özgür suriye ordusu ve ‘silahlı çetelere’ yönelik ‘eleştiriye’ yoğunluk vermeye başlaması sonrası iktidardan kopmadı. komite, halk ile iktidar arasında ramazan ayındaki ateşkes girişiminde yaşandığı gibi, üçüncü bir taraf olarak kendisini gösterdi.

buna karşın dışarıdaki muhalefet çevreleri (müslüman kardeşler, alelacele organize olan liberaller ve başka muhalif renkler) eyleme geçmek için hazırlık yapıyorlardı. iş, konferanslar (antalya, istanbul, brüksel ve diğerleri) düzenleyerek başladı. farklı yelpazeleri almayan ve ülkeden gerek kaçmak zorunda kalan, gerekse de içeriden gelen aktivistleri katmaya çalıştılar. o vakitler kamuoyuna geçici ulusal konsey kurulması düşüncesi ve dış müdahale çağrısı bilgileri sızmıştı.

bu durum süratle yaklaşık dört ay sonra suriye ulusal konseyi’nin (suk) kurulmasına götürdü. devrim şartları devrimci sokaklarda azımsanmayacak bir yankı bulmuştu. suk, devrimin ‘meşru ve tek’ temsilcisi olarak ortaya çıktı, ancak bu durum çok uzun sürmedi. şöyle ki, suk da koordinasyon komitesi gibi kabul görmedi. hatta suk, gerek açıklamalarında ve savurganlığında, gerekse de iç bölünme ve çekişmelerde kendisine eşlik eden ‘skandalların’ sonucu itibariyle komite’den daha kötü bir performans sergiledi. bu durum esasında suk’un devrimin sorunlarını ele almamasının sonucudur. suk çözümün, ‘uçuş yasağı’ dayatılması suretiyle dış müdahale olmasına halkı inandırdı, ancak bu çözüm gerçekleşmedi ve böyle bir müdahalenin mümkün olmadığı açıkça görüldü.

suk’un (birleşmiş milletler şartı'nın yedinci bölümünden bahsetmek veya aslında savaş durumunu belirten uçuşa yasak bölge çağrısında bulunmak suretiyle) bir ‘dışişleri bakanlığı’ gibi batı’yı askeri müdahalenin kaçınılmaz olduğuna ikna etme misyonunu yürüttüğü anlaşıldı. suriye halkının tek temsilcisiymiş gibi göründü. askeri müdahaleye dair bütün ihtimallerin ortadan kalkması meselesinin ‘göz kamaştırıcı’ açıklığına rağmen (obama, clinton, merkel ve nato genel sekreteri gibi birçok batılı lider ve yetkilinin tekrarlanan açıklamaları bu yönde), suk’un temel alarak yürüttüğü strateji ‘dış müdahale’ idi.

bu yüzden devrim, suk’un söyleminde bir trajediye, katliama ve felaketzede bölgelerine dönüştü. ağlamak, dilenmek ve yas tutmak ‘resmi söylem’ oldu. rejimin vahşetine, kanlı yapısına ve yaptığı bütün yıkıma rağmen yaşananların devrim olduğuna değinilmedi. bu söylemdeki amaç dış müdahale dilenciliğidir. zira iktidara gelmenin tek yolu budur. çünkü muhalefet halka güvenmemekte ve çekişmenin sonuçlanmasının mısır veya tunus’taki gibi kendisini iktidara getireceğini düşünmemektedir.

burada muhalefet devrim için sadece yararsız şeyler yapmakla kalmadı, devrimi zayıflatacak şeylere de neden oldu. söyleminde iktidarın dillendirdiği bütün noktaları teyit ediyordu. bu söylem (bilinçli ve planlı şekilde) devrimin köktenci yapısına, ulusalcılığa ve direnişçi rolüne yoğunlaştı. şöyle ki, dış müdahale çağrısı suriyelilerin, irak’taki amerikan işgalinin tehlikelerini ve bunun mezhepçi çekişmelerin patlak vermesi üzerindeki yansımasını yakından hissetmesi sebebiyle farklı toplum kesimlerini (ancak özellikle de hristiyanları) korkutuyordu.

bu yüzden askeri müdahale çağrılarına yönelik korku büyüktü ve bu korku toplumun büyük kesiminin devrime katılmamasına veya gecikmeli katılmasına yol açtı. ayrıca ‘islamlaşmaya’ odaklanılması, ardından devrim medyasının ele geçirilmesi ve köktencilik boyasıyla boyanması, geçmişi (1980/1982 olaylarını) hatırlattı ve yaşananların islamcıların iktidarı kontrol altına almalarına ve akabinde özellikle alevilere karşı misillemelerde bulunmalarına götüreceği görüntüsü oluştu. tunus ve mısır’da seçimler kanalıyla islamcıların iktidara gelmesine dair yaşananlar bu korkuyu teyit ediyordu.

ancak bu korku milliyetçilere, laiklere ve keza sola da uzandı. bu durum ayrıca kararsızlık ve devrime entegre olmama ve hatta rejim sevgisi gibi nedenlerden dolayı değil, alternatiften korkulduğu için iktidarın yanında durmayı getirdi. böylelikle muhalefet devrime yük oldu.

1955 filistin birzeit doğumlu yazar, bağdat üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında lisans eğitimi aldı. filistin direnişinde ve arap solunda faaliyetlerde bulundu. suriye’de sekiz yıl hapis yattı. birçok arap gazete ve dergisinde makaleleri yayımlanıyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Selame Kile

filistinli yazar ve aktivist. 1955 yılında birzeit'te dünyaya geldi. bağdat üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında lisans eğitimi aldı. filistin direnişi ve arap sol hareketi içinde faaliyetlerde bulundu. suriye’de 8 yıl hapis yattı. birçok arap gazete ve dergisinde makaleleri yayımlanıyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;