Suriye'deki iç savaşa dair fotoğraflar | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Görüş

Suriye'deki iç savaşa dair fotoğraflar

Suriye'deki savaşın kurbanlarına ait video ve fotoğrafların sosyal medya ve diğer mecralarda yaygın şekilde paylaşılması, bazılarının ülkede yaşanan drama karşı duyarsızlaşmasına sebep oluyor.

Başta Hums olmak üzere Suriye'nin iç savaştan ağır hasar gören tarihi şehirleri, rejimin bombardımanı sonrası harabeye dönüştü. [Reuters]

birleşmiş milletler (bm) cenevre 2 barış konferansı'nın toplanmasından bir hafta sonra, 30 ocak 2014 perşembe günü yapılan bir hareket, (suriye'ye dair) bir umut ışığı doğurdu. konferansa katılan suriye’deki çatışmanın karşıt tarafları, ülkede üç yılı aşkın süredir devam eden savaşın kurbanları için birlikte saygı duruşunda bulundular.

barışçıl bir hareket olarak yola çıkan, ancak suriye devlet başkanı beşşar esed tarafından acımasızca bastırılan suriye devrimi'nin başlangıcından bu yana 100 binden fazla insan hayatını kaybetti. bm verilerine göre (haberin orijinal ingilizce metni), ülkelerindeki şiddetten kaçıp komşu ülkelere sığınan yaklaşık 2,5 milyon kişi de suriye sınırları dışında büyük bir insani krize yol açtı. 

uygulanan şiddet miktarı akıllara durgunluk vericiydi. özel bir araştırma neticesinde elde edilen bulguların cenevre 2'nin arefesinde yayımlanmasıyla, esed güçlerinin bu konuda sınır tanımadığı bir kez daha doğrulamış oldu. ingiliz hukuk firması carter-ruck tarafından suriye'den kaçırılan 55 bin fotoğrafa dayanarak hazırlanan rapor, suriye hükümetinin 11 bin tutukluyu işkence edip aç bırakarak sistematik bir şekilde öldürdüğünü belgeliyordu. raporun yayınlanmasıyla birlikte bu dehşet verici fotoğraflar da twitter üzerinden hızla yayılırken, esed karşıtları, fotoğrafları rejimin işlediği korkunç suçların birer kanıtı olarak kullandı.

esed taraftarları bunun "terörist grupların işi" olduğunu; bir diğer kesim ise araştırmanın katar hükümetinin sponsorluğunda yapılmasından ötürü taraflı olduğunu öne sürse de, suriye hükümeti, iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt sunmadı. öte yandan, şunu da kabul etmek gerekiyor ki, suriye rejimi de istediği takdirde esed güçlerine karşı savaşan bazı isyancı gruplara mal edilebilecek korkunç fotoğraflar üretebilir. nitekim, esed karşıtı kesimler gibi esed yanlıları da suriye muhalefeti aleyhine koalisyonlar kurmak amacıyla bu tür fotoğraflardan yararlanmakta. 

her savaşın iki tarafı vardır; suriye örneğinde ise kendi aralarında çekişen isyancı grupların çoğalmasıyla tarafların sayısı daha da artmış halde. diğer bir deyişle, taraflardan her birinin elinde diğerleri aleyhine kullanabileceği çok sayıda fotoğraf karesi mevcut ve bu da durumu adeta sonucu katliam olan bir iskambil oyununa çeviriyor. dolayısıyla 'bir fotoğraf binlerce kelimeye bedel olsa bile' hikayenin tamamını anlatmadığını kabul etmemiz gerekiyor. bu açıdan bakıldığında, carter-ruck raporu kapsamında yayınlanan fotoğraflar, salt imgeler çemberine katkı sağlayıp bu tür fotoğraflardan daha da fazlasını üretme ihtiyacını beslemesi hasebiyle zarar verdi.

suriye krizi üçüncü yılını sürdürürken, ülkede kol gezen şiddete dair fotoğraflı belgeler, pek çoklarında bir nevi "merhamet yorgunluğu" yaratıyor.

by Louis Fishman

şiddet içerikli fotoğrafların gösterilmesi, bazı ülkeleri duruma müdahale konusunda isteksizleştirmek suretiyle, bir ölçüde suriye'nin barışa kavuşturulması ve beşşar esed iktidarına son verilmesi bakımından da olumsuz etki yaratıyor. bunun en belirgin örneklerinden biri, 2013 yazında kimyasal silah saldırısında gaza maruz kalan çocukların videolarının yayımlanması idi.

söz konusu videolara yanıt olarak, el kaide bağlantılı bazı isyancıların insanların kafalarını kestiği görüntüler yayımlandı. böylesi suçlar işleyen el kaide güçlerinin yükselişini görmek, kimi amerikalıların gözünde esed’i kötünün iyisi haline getirirken, başkan barack obama'nın üzerindeki 'adım atmama' baskısını daha da artırdı.

doğrusunu söylemek gerekirse, suriye krizi üçüncü yılını sürdürürken, ülkede kol gezen şiddete dair fotoğraflı belgeler, pek çoklarında bir nevi "merhamet yorgunluğu" yaratıyor. kimilerimiz her her yeni fotoğrafla birlikte yumruk yemiş gibi olsa da, bu tür kan dondurucu görüntüleri sürekli görmek, pek çoğumuzu duyarsızlaştırıp dehşet ile ilgili rutin beklentileri doğrulamaktan öteye gitmiyor.

şüphesiz ki, suriye’deki ölümleri ve yıkımı jeopolitik bir bölünmenin sonucu olarak açıklamak mümkün. fakat tarafların liderleri krizi gerçekten çözmek isteseydiler, işlerin çok daha farklı olacağı da bir gerçek. başka bir deyişle, televizyon ekranlarımızda, sosyal medyada gördüğümüz bu fotoğraflar, bölgesel ve küresel liderlerin, ülkenin her yerine yayılan şiddete son verecek bir çözüme varma konusundaki başarısızlığının da acı bir göstergesi.

yukarıda bahsettiğimiz rapor ve fotoğrafların gerçek değeri, ancak barış ve istikrar sağlandığı zaman anlaşılacaktır. bunların beşşar esed ve arkadaşlarının insanlığa karşı işledikleri suçlar aleyhinde son derece önemli birer delil teşkil edeceğine şüphe yok. bu suçlar elbette suriye devrimi ile başlamadı. esed'in korku krallığı, babası hafız esed'den iktidarı devraldığı dönemden beri belgeleriyle birlikte gayet iyi biliniyor ki, baba esed de insan haklarını bariz şekilde ihlal etmesiyle tanınan bir isimdi.

son olarak, suriye’deki savaşa dair dehşet verici fotoğraflar hızla zihinlerimize kazınırken, belleğimizde tutmamız gereken asıl fotoğrafın bir başkası olduğunu unutmamalıyız. o kare, devrim sürecinin başında barışçıl eylemler yapmalarına rağmen kendilerine kurşunlar ve katliamlarla yanıt verilen, barış yanlısı suriyelilerin fotoğrafıdır. 

abd'de dünyaya gelen louis fishman, 1995 yılında israil'in hayfa üniversitesi orta doğu tarihi bölümü’nden mezun oldu. chicago üniversitesi yakın asya dilleri ve uygarlıkları bölümü’nden yüksek lisans (1999) ve doktora derecelerini (2007) aldı. halen new york şehir üniversitesi brooklyn college’da öğretim üyeliği yapan fishman, osmanlı filistini’nin son dönemlerini mercek altına alıyor. ingilizce, ibranice, arapça, türkçe, almanca ve fransızca bilen akademisyen, çalışmalarını daha çok türkçe, arapça ve ibranice kaynaklar üzerinden gerçekleştiriyor. hayatını abd, israil ve türkiye arasında sürdüren ve türkiye'deki çeşitli üniversitelerde ders veren fishman, israil-filistin sorunu ve türkiye-israil ilişkileri hakkında makeleler kaleme alıyor. ottoman palestine: the roots of jewish hegemony and palestinian protest (osmanlı filistini: yahudi hegemonyasının kökleri ve filistin protestosu) isimli kitabı yayım aşamasında bulunan yazara http://louisfishman.blogspot.com adresinden ulaşılabilir.

twittar'dan takip edin: @istanbultelaviv

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir. 

Louis Fishman

abd'de dünyaya gelen louis fishman, 1995 yılında israil'in hayfa üniversitesi orta doğu tarihi bölümü’nden mezun oldu. chicago üniversitesi yakın asya dilleri ve uygarlıkları bölümü’nden yüksek lisans (1999) ve doktora derecelerini (2007) aldı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;