Görüş

Syriza’nın zaferi Yunanistan’a umut veriyor

Muhalefetteyken ekonomik tedbirler ve memorandum konularında negatif bir tavır takınan Syriza ve lideri Aleksis Tsipras’ın ülke yönetimini devralınca değişip değişmeyeceği, Yunan siyasetinin başat konusunu teşkil edecek.

Syriza Lideri Aleksis Tsipras, 26 Ocak 2015 günü Yunanistan'ın başbakanlık görevini resmen üstlendi. [Fotoğraf: Reuters]

yunanistan’da 25 ocak 2015 günü düzenlenen erken genel seçimler, syriza’nın (radikal sol koalisyon partisi) zaferiyle son buldu. oyların yüzde 36’sını alan syriza’yı, yüzde 28 ile merkez sağ yeni demokrasi partisi (nd) ve yüzde 6 ile aşırı sağcı altın şafak (xa) takip etti. merkez sol parti panhelenist sosyalist hareket (pasok) ise yaklaşık yüzde 5’lerde kaldı. seçimlere katılım oranı yüzde 64 olarak açıklandı.

syriza’nın zaferi, ekonomik tedbirlerden boğulmuş yunan toplumunun mevcut sisteme karşı toplu bir haykırışı ve isyanı olarak yorumlanabilir. 

by Ali Hüseyinoğlu

syriza’nın yükselişi, ne yunan halkı ne de yunanistan’ı yakından takip edenler için sürprizdi. 2012 yılından beri yunanistan’ı yöneten antonis samaras liderliğindeki nd-pasok hükümeti, [demokratik sol parti (dimar) koalisyona katılmış ama 2013’te hükümetten ayrılmıştı] ülkeyi ekonomik krizden çıkarmak için bir dizi tasarruf tedbiri ve memorandum uygulamalarını yürürlüğe koymuştu.

o çerçevede memur maaşlarının düşürülmesi ve ek vergiler getirilmesi, fakirinden zenginine yunan halkının farklı katmanlarının belini büktü. ekonomik tedbir programlarında avrupa etkisinin ön plana çıkması, halkın almanya ve avrupa birliği’ne (ab) güvenini derinden sarstı. bu bağlamda syriza’nın 1974 doğumlu genel başkanı aleksis tsipras’ın troyka (ab komisyonu, ab merkez bankası ve imf’den oluşan üçlü yapı) karşıtı söylemleri ve kendi milli programları sayesinde ülkenin ekonomik darboğazdan kurtulacağı yönündeki söylemleri, radikal sol partinin seçim galibiyetinde kilit rol oynadı. 

syriza’nın zaferi, ekonomik tedbir paketlerinden boğulmuş yunan toplumunun mevcut sisteme karşı toplu bir haykırışı ve isyanı olarak yorumlanabilir. yıllardır hükümetler kurmuş nd ve pasok gibi köklü partiler yerine syriza’ya giden oyların büyük kısmının, onun daha önce hiç denenmemiş ve 2012’den beri ana muhalefet olmasının yanında ekonomi alanındaki ab karşıtı dik duruşundan kaynaklandığı söylenebilir.

"umut geliyor" (η ελπίδα έρχεται) sloganıyla yola çıkan syriza’nın lideri tsipras’ın, seçimlerin ardından yaptığı ilk açıklamasında, troyka’nın artık yunanistan adına bir maziden ibaret olduğunu ifade etmesi dikkat çekiciydi. ülkenin dış müdahalelerden arındırılmış kendi ekonomik programına sahip olması gerektiğini vurgulayan tsipras, seçimlerin asıl kaybedenlerinin yunan eliti ve oligarkları olduğunun altını çizdi.

tsipras’ın zafer konuşmasının bütününü ele aldığımızda, avrupa ve troyka tarafından yunanistan’a dayatılan kemer sıkma politikasının son bulması vurgusunun ön plana çıktığı görülüyor. dolayısıyla ekonomi alanında yeni hükümetin atacağı adımlar ayrı bir önem kazanıyor. çünkü ab’nin ortak para birimi euro’dan muhtemel bir ayrılık ve imf-ab karşıtı bağımsız politikaların uygulanması ihtimalinin, domino etkisi yaparak önümüzdeki aylarda seçime gidecek diğer güney avrupa ülkelerine (ispanya ve portekiz) sıçraması söz konusu olabilir.

milliyetçi söylemleriyle bilinen anel ile radikal sol syriza, özellikle azınlıklar, göçmenler, güvenlik vb. konularda zıt kutuplarda yer alıyor. bu husus, syriza’ya oy vermiş sol seçmen kadar yunanistan’a komşu ülkeleri ve ab’yi de düşündürüyor.

by Ali Hüseyinoğlu

yunanistan’ın yeni hükümeti: syriza-anel koalisyonu

seçim sonuçlarına göre syriza’nın yunan parlamentosunda 149 sandalyeyle temsil edileceği ortaya çıktı. onu 76 sandalye ile nd ve 17 sandalye ile altın şafak izledi. 300 milletvekilinden oluşan yunan parlamentosunda en az 151 milletvekilinin desteğiyle hükümet kurulduğunu göz önüne aldığımızda, syriza’nın bir parti ile koalisyon kurması kaçınılmaz görünüyordu. koalisyon için ise yelpazenin sağında duran ve seçimlerden yüzde 5 civarında oyla çıkan bağımsız yunanlılar (anel) ve seçmenlerin yüzde 6’sının desteğini alan sosyal demokrat to potami öne çıkıyordu.

ideolojik açıdan syriza’nın to potami ile yakınlığı daha fazla. fakat to potami’nin troyka ve ekonomik tedbirlere olumlu bakması nedeniyle tsipras, hükümet kurmaya yönelik ilk görüşmesini 26 ocak sabahında anel lideri panos kammenos ile gerçekleştirdi. ab troykası ve tasarruf tedbirlerine “hayır” diyen iki parti, koalisyon kurma konusunda anlaşmaya vardı. 26 ocak öğleden sonra hükümetin kurulacağı açıklandı ve tsipras, cumhurbaşkanı karolos papoulias ile görüşmesinin ardından yemin ederek başbakanlık görevine resmen başladı.

milliyetçi bazen de aşırı milliyetçi söylemleriyle bilinen anel ile radikal sol syriza, özellikle azınlıklar, göçmenler, güvenlik vb. konularda söylem ve eylem bakımından zıt kutuplarda yer alıyor. bu husus, syriza’ya oy vermiş sol seçmen kadar yunanistan’a komşu ülkeleri ve ab’yi de düşündürüyor. burada syriza-anel koalisyonunun, türk-yunan ilişkileri bağlamındaki konularda nasıl bir tavır sergileyeceği ayrı bir önem kazanıyor.

yunanistan’ın yeni hükümetinin kaderini etkileyecek en önemli nokta, şüphesiz syriza’nın söylem ve eylem noktasında göstereceği samimiyet. muhalefetteyken ekonomik tedbirler ve memorandum konularında negatif bir tavır takınan tsipras’ın ülke yönetimini devralınca değişip değişmeyeceği, yunan siyasetinin başat konusunu teşkil edecek. yıllardır kemer sıkma politikalarından bunalmış, geleceğe yönelik umudunu yitirmiş, belirsizliğe doğru yelken açmış yunan toplumuna bir ışık mahiyetinde olan bu seçimin galibi syriza’nın, seçim vaatlerini koalisyon hükümetinin eylem planında ne derece uygulayıp uygulamayacağını önümüzdeki aylar bizlere gösterecek.

ayrıca altın şafak gibi aşırı milliyetçi çizgide hareket eden, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı körükleyen açıklamalarda bulunan bir partinin oylarını arttırarak syriza ve nd’den sonra üçüncü sıraya yerleşmesi de gözlerden kaçmamalı. aşırı milliyetçilik ve islamofobinin günden güne arttığı bir avrupa’da altın şafak’ın oylarını yükseltmesi, yunanistan’ın daha demokratik, eşitlikçi ve farklılıklara saygı gösteren bir ülke olması adına soru işaretleri doğuruyor.

aşırı milliyetçilik ve islamofobinin günden güne arttığı bir avrupa’da altın şafak’ın oylarını yükseltmesi, yunanistan’ın daha demokratik, eşitlikçi ve farklılıklara saygı gösteren bir ülke olması adına soru işaretleri doğuruyor.

by Ali Hüseyinoğlu

batı trakya ve syriza

25 ocak seçimlerinin genel havası, batı trakya müslüman türk azınlığı’na da doğrudan yansıdı. yunanistan parlamentosuna müslüman türk kökenli 3 milletvekili seçildi: hüseyin zeybek (iskeçe, 16244 oy), mustafa mustafa (rodop, 12429 oy) ve ayhan karayusuf (rodop, 9559 oy). bu, beklenen bir sonuçtu. lakin üç ismin de syriza listesinden seçilmeleri dikkat çekiyor. syriza’nın ülke genelinde en yüksek oy aldığı iller arasında rodop’un yüzde 49 ile birinci, iskeçe’nin yüzde 46 ile üçüncü sırada gelmesinin de altını çizmek gerekiyor.

geçtiğimiz dönemde yunan parlamentosunda syriza’dan 2 ve pasok’tan 1 müslüman türk kökenli milletvekili yer almıştı. o milletvekilleri, batı trakya müslüman türk azınlığı hakkındaki birçok düzenlemeye karşı gelmişler fakat sözlerini nd-pasok hükümetine dinletememişlerdi.

azınlıklar, göçmenler ve dezavantajlı gruplara yönelik olumlu söylemleriyle öne çıkan syriza’nın yeni hükümette yer alması, bölgenin kronikleşen sorunlarının çözülmesi yolunda bir fırsat olarak değerlendiriliyor. syriza’nın başarısı, batı trakya türklerinin, azınlık kimliği ile asimile olmadan entegre olmalarını gitgide zorlaştıran temel meselelerinin (eğitim ve dini özerklik, etnik türk kimliğinin inkarı, türk derneklerinin yasaklanması vd.) artık çözüme kavuşması gerektiği yönündeki temennilerini daha da kuvvetlendiriyor.

syriza önderliğindeki yeni koalisyon hükümetinin, batı trakya türkleri adına da yeni umutlar ve yeni beklentiler anlamına geldiği unutulmamalı. bir umuttur syriza...

yrd. doç. dr. ali hüseyinoğlu, trakya üniversitesi balkan araştırma enstitüsü öğretim üyesi. gümülcine'de doğdu. lisans ve yüksek lisansını orta doğu teknik üniversitesi (odtü) uluslararası ilişkiler bölümü'nde tamamladı. sussex üniversitesi (ingiltere) uluslararası ilişkiler bölümü'nde doktora yaptı. hüseyinoğlu çalışmalarını azınlık hakları, batı trakya türkleri ve türk-yunan ilişkileri konuları üzerinde yoğunlaştırıyor. 

twitter’dan takip edin: @alihuseyinoglu

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. 

Ali Hüseyinoğlu

trakya üniversitesi balkan araştırma enstitüsü öğretim üyesi. gümülcine'de doğdu. lisans ve yüksek lisansını orta doğu teknik üniversitesi (odtü) uluslararası ilişkiler bölümü'nde tamamladı. sussex üniversitesi (ingiltere) uluslararası ilişkiler bölümü'nde doktora yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;