Görüş
Yanlış türden Kafkasyalılar
Boston’daki bombalı saldırının Çeçenistan ile çok az ilgisi bulunmasına rağmen, medya tüm bir etnisiteyi şeytanlaştırmakta vakit kaybetmedi.

uyarı: bu makaledeki metin içi linkler, dış sitelerdeki ingilizce kaynaklara yeni pencerede / sekmede açılmaktadır.
1901 senesinde, leon çolgoş adında 28 yaşındaki bir amerikalı, abd başkanı william mckinley’yi bir suikastla öldürdü. çolgoş amerika’da doğmuştu, ancak polonya asıllıydı. mckinley’nin ölümünün ardından, amerikan medyası polonyalı göçmenleri suçladı. onlar, şüpheli bir dinin (katoliklik), garip soyadlı mensupları, öteki ve yabancılardı.
doğu avrupalı göçmenlerin küçük görüldüğü bu dönemde, polonya asıllı amerikalılar tek bir kişinin korkunç eylemleri nedeniyle topyekün cezalandırılacaklarından korktular. polonya asıllıların çıkardığı bir gazetedeki editöryel yazı acıyla şöyle diyordu: “bu talihsiz olayın sadece amerika’da değil, tüm dünyada yol açtığı acıyı hissediyoruz. herkes, bizim milletimize mensup bir manyağın yüzünden yas tutuyor.”
bu duygu, boston maratonu saldırısının şüphelileri cahar ve tamerlan çarnaev’in çeçen asıllı olduklarının ortaya çıkmasının ardından müslümanların ve çeçenlerin bugünlerde yazdıklarını (ya da 'instagramladıklarını') hatırlatıyor. şu an itibarıyla, çarnaev kardeşleri güney rusya’nın savaş yorgunu federal cumhuriyeti çeçenistan’daki daha büyük bir hareketle ilişkilendirecek hiçbir kanıt yok. kardeşlerden hiçbiri daha evvel orada yaşamamış. büyük kardeş tamerlan rusya’da doğmuş ve on altı yaşında abd’ye taşınmış. küçük kardeş cahar kırgızistan’da doğmuş, dokuz yaşındayken abd’ye taşınmış ve 2012’de abd vatandaşlığı almış.
medya, amerika’da büyümüş olmalarına rağmen çarnaev kardeşlerin hayatlarını çeçen merceğinden veriyor. basın tarafından senelerdir gözardı edilen kuzey kafkasya’daki siyasi kargaşa, abd’yi ilgilendiren bir suçun sabit gerekçesi haline geldi.
the daily news, "boston katliamının kökleri stalin’in on yıllar önce çeçenistan’daki müslümanları zorla göç ettirmesinde mi?” diye sorarken; aynı soru national post, the washington post ve çarnaevleri yüzyıllık ihtilafların ayaklı sembolleri dışında bir şekilde görmeyi reddeden diğer yayınlarda yankı buldu. uzmanlar, eski sovyetler birliği’nde kötü bir şeyin yaşandığı her sefer ortaya konan gerekçeyi tekrarlayarak ‘stalin’i suçlayın’ diye bağırıyorlardı. stalin’i suçlayın, çünkü telaffuz edebildiğimiz bir ismi var.
bir anlamda, bu duygu yeni değil. amerikalı müslümanlar uzun zamandır her terör saldırısının ardından gelen cehalet ve önyargıyla baş etmek zorundalar. müslümanların kamuoyu nezdinde özür dilemeleri yönünde yersiz talepler ortaya çıkarken, nakarat hep “lütfen müslüman ya da arap olmasınlar” şeklinde. bu hafta, özrü asıl hak edenlerin müslümanlar olduğunu ortaya koydu. cnn’in “koyu tenli bir şüpheli” hakkındaki özensiz spekülasyonlarının ardından, perşembe günü new york post gazetesi ön sayfasında yayınladığı fotoğrafla fas asıllı amerikalı lise öğrencisi ve yıldız koşucu salih barhun’un bombacılardan biri olduğunu iddia etti. “arapken koşuya çıkmak” şimdinin “siyahken araç sürmek” tabiri haline gelmiş durumda.
aynı günün sonrasında, fbi beyzbol şapkası takmış iki genç erkeğin fotoğraflarını yayınladı. söz konusu erkekler “has amerikalı” ‘fraternity’ (erkek öğrenci kulüpleri) üyelerine o kadar benziyorlardı ki, insanlar ırkçı fişlemenin bu sefer nasıl işleyeceğiyle ilgili espriler yapmaya başladılar. fotoğraftaki erkekler beyazdı (ingilizce’de “beyaz” (ırk, tenli, ya da avrupa asıllı) insanları tarif etmek için aynı zamanda kafkasyalı anlamına gelen “caucasian” kelimesi kullanılıyor), dolayısıyla spekülasyon yabancı terörden uzaklaşıp cinayet işleyen beyaz adamlar için kullanılan bahanelere yöneldi: akıl hastalığı, hükümet karşıtlığı, evde yaşanan sorunlar... adamlar beyaz ve “kafkasyalıydı” (ta ki bir sonraki güne, yani yanlış türden kafkasyalılar haline gelene ve bir anda “beyazlıklarını” yitirene kadar).
yanlış kafkasyalıyı çarmıha germek
sosyal medyada çeçenistan sıklıkla çek cumhuriyeti
ile karıştırıldı. [twitter]
müslümanlar önyargıyla karşı karşıyalar, ama kafkasyalı müslümanlar özel bir tür önyargıyla karşı karşıya: kendisini doğuran cehaletin büyüklüğü sebebiyle fasit şekilde her şeye bir anlam yükleyen tür. edward said, “haberlerin ağında islam” (covering islam) isimli kitabında “ilgi olmadığı zaman yorumlama, anlama ve bilgi de hiçbir zaman olmaz” diyor. bu haftaya dek kafkasya’ya dair ilgi ve bilgi o kadar azdı ki, çek cumhuriyeti’nin abd büyükelçisi ülkesinin çeçenistan ile aynı olmadığını belirten bir basın açıklaması yayınlamak durumunda kaldı.
çarnaevlerin güdüleri hakkında hiçbir şey bilmeyen, çeçenler hakkında ise çok az bilgiye sahip amerikan medyası vikipedi’ye daldı ve elinde stereotiplerle geri geldi. çarnaevler, 21. yüzyılda geçen amerikalı hayatlarından soyutlanıp uzak toprakların zaman içinde sonsuza değin donmuş sembolleri haline getirildiler. gazeteci eliza shapiro, tamerlan çarnaev’in “ismini gaddar bir savaş komutanından aldığını” ilan etti; halbuki tamerlan, ya da timur, kafkasya ve orta asya’da sıradan bir isim. shapiro’nun iddiası, adı nicholas olan bir çocuğa bu ismin acımasız rus çarı 1. nikolay onuruna verildiğini söylemekle eşdeğer. new york times gazetesinden köşe yazarı nicholas kristof buradaki ironiyi kaçırmış olacak ki, o da twitter’da benzer bir ifşada bulundu. (kristof’un, yorumunu kısa bir süre içinde geri çektiğini de söylemek gerekir.)
diğer haberciler edebi göndermelere, daha doğrusu hilelere başvurdular. akademisyen juan cole, “turgenev’in babalar ve oğullar romanındaki nihilistler arkadi ve bazarov’u oynuyorlardı” diyerek twitter hesabı amerikan rap şarkı sözleriyle dolu olan bir suçlunun saiklerini açıklamak için 1862’de yazılmış bir rus romanını işaret ediyordu. daha az egzotik olan faillerin saiklerini belirlemek için edebi gereçlerin daha önce bu şekilde kullanılmasının hafızalarda pek yeri yok; ama kim bilir? belki de bir yerlerde hırslı bir analist obama’ya zehir gönderen mississippili elvis taklitçisine ışık tutmak için faulkner’ın eserlerini deşmekle meşguldür.
bazıları ise çeçen ruhuna açılan kapı olarak sosyal medyaya döndü. gazeteci julia ioffe (çarnaevleri tolstoy, puşkin ve tabii ki stalin üzerinden açıkladıktan sonra) kardeşlerden küçük olanın rus sitesi vkontakte’yi kullanmasını asimile olamayışının kanıtı olarak sundu ve ardından kişisel fotoğraflarını öneme göre sıraladı.
ioffe şöyle diyor: "cahar’ın en açıklayıcı fotoğrafı lise mezuniyetinde siyah arkadaşına sarıldığı değil, bir mutfak masasında otururken yaşıtı ve orta asyalı gibi görünen bir erkeğin omzuna kolunu attığı fotoğraf. önlerinde bir tabak plov (bir çeşit pilav), yani pirinç ve etle yapılan orta asya yemeği ve bir şişe salata sosu var.” bir gazetecinin daha tanıdık bir yerden gelen bir insanın iç dünyası hakkında böylesine nefes kesici bir küstahlıkla yazabileceğini hayal etmek zor. (neden orta asyalı arkadaş siyah olana göre daha fazla şeyi “açıklıyor”? burada “açıklanan” tam olarak nedir?)
çarnaevlerin hikayesinin mantıklı bir analiziyle (ki evet, böyle bir şey var) karşı karşıya olup olmadığınızı test etmenin bir yolu “çeçen” kelimesini başka bir etnisiteyle değiştirmek. gazeteci oliver bulloughs new york times’da “viyana’da çeçenleri her zaman tanıyabiliyordum” diyor. “avusturyalılara göre daha koyu renk saçlılardı, daha gösterişli, 1950’li yılların gangsterleri gibi bir giyim tarzları vardı; hiçbir zaman yapacak bir işleri yoktu.” şimdi “çeçenler” yerine “yahudiler” kelimesini koyun. viyana’da azınlık avı asla iyi bir şekilde sonuçlanmaz.
bir etnisiteyi şeytanlaştırmak
medyayı eleştirmek kolay ve bu feci haftadan sonra eleştirilecek çok şey var. ancak çeçenlere (ve aynı mantıkla, toplumun aralarındaki ayrımların farkına çok ender vardığı eski sovyetler birliği’ndeki tüm müslümanlara) yöneltilen gelişigüzel ırkçılığın sonuçları ciddi. medya, çarnaevlerin bireysel seçimlerini gözardı edip etnisitelerini vurgulayarak ve o etnisiteyi barbar ve şiddet dolu göstererek, isimleri ve “terör kültürleri” tarafından katil olmaya mahkum edilmiş bir halk portresi yaratıyor haksızca. çeçenistan’da insanlar yok, sadece semboller var. çeçen asıllı amerikalılar yok, sadece tehditler var.
etnisite sık sık şiddet eylemlerinin gerekçesi olarak gösteriliyor. ancak doğasında şiddet olan hiçbir etnisite yoktur. çarnaevler kendilerini şiddet yanlısı çeçen hareketleriyle aynı safta konumlandırdıysalar bile (ki şu an itibariyle buna dair hiçbir kanıt yok) çeçen etnisitesini boston’daki şiddetin sebebi olarak göstermek sorumsuzluktur.
yüz sene önce, tek bir polonya asıllı amerikalının şiddet eylemi ülkenin tüm polonyalılara şüpheyle yaklaşmasına sebep oldu. şimdilerde polonyalılar “beyaz” olmuş durumdalar; yani beyaz olmadığına karar verilen etnik grupların rutin olarak yüzleşmek zorunda oldukları ihanet ve adam öldürmeye niyetli olma suçlamalarından büyük oranda korunabiliyorlar. polonya asıllı bir amerikalı bir suç işlediğinde, etnik kökeni de kendisiyle birlikte mahkemeye gitmiyor.
ancak bu değişim amerika için bir zafer değil. bunun o zaman polonyalıların başına gelmesi bir trajedi ve dersimizi almamış olmamız ve bugün hâlâ hispaniklere, araplara, çeçenlere ya da buraya sığınmaya gelip onun yerine önyargı bulan herhangi bir göçmenin başına gelmesi ise daha da büyük bir trajedi. zanlıların amcası ruslan çarnı, yeğenlerini kınadığı duygusal açıklamada “bu ülkeye saygı duyuyorum, bu ülkeyi seviyorum” diyor. “her bir kişiye insan gibi muamele görme şansını veren bu ülkeyi…”
çeçenler ve eski sovyetler birliği’nden gelen diğer müslüman göçmenler insan. şiddet içeren ihtilafların yürüyen sembolleri değiller. bu ülkede işlenmiş bir suçu açıklamak için yabancı bir ülkeye gözünüzü çevirmeyin. suçu işleyen iki adama bakın ve onları yaptıkları şey yüzünden yargılayın; atalarının vatanı yüzünden değil.
sarah kendzior, doktorasını yakın zamanda washington university in st louis’de tamamlamış bir antropolog.
twitter'dan takip edin: @sarahkendzior
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar