Avrupa
AB'den Türk yargısına eleştiri
İfade özgürlüğü ihlallerindeki artışın ciddi endişe kaynağı olduğu belirtilen ilerleme raporunda, darbe davalarındaki uzun tutukluluk süreleri ve iddianamelerin uzunluğu eleştiriliyor.
Haberin Öne Çıkanları
Yargıya 'güven kaybı'
Sivil-asker ilişkileri
Medyada 'oto sansür'

ab komisyonu, türkiye hakkında yıllık olarak hazırladığı ilerleme raporunda, ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları, hukuk alanındaki eksiklikleri, medyaya yönelik baskıları ve kürt meselesinin çözümünde inisiyatif alınmamasını eleştirdi.
doksan yedi sayfalık metinde, türk yargısı tarafından uygulanan tutukluluk sürelerinin uzunluğuna, devlet içindeki yasa dışı yapılanmalara ilişkin dava süreçlerindeki aksaklıklara ve bu durumun toplumu kutuplaştırdığı noktalarına yer verildi.
öte yandan, sivil-asker ilişkileri ve yeni anayasa sürecinde son bir yılda aldığı mesafe övüldü.
sivil-asker ilişkileri
raporda, ‘güvenlik güçleri üzerinde sivil denetimin daha da sağlamlaştırıldığı ve genelkurmay başkanlığı’nın siyasi konularda doğrudan ya da dolaylı baskıdan genellikle kaçındığı’ ilerlemeler arasında yer aldı.
sivil-asker ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeler arasında ayrıca, subayların artık milli güvenlik dersleri vermemesi, istihbarat paylaşımına askeri istihbaratın da dahil edilmesi, askeri harcamaların sayıştay ve tbmm tarafından denetlenmesinde kısmen ilerleme sağlanması sayıldı.
raporda, genelkurmay’ın hala milli savunma bakanı yerine başbakana bağlı olduğu, jandarma üzerinde sivil kontrolün yetersiz kaldığı, yargıda asker-sivil ikili yapısının devam ettiği ve türk silahlı kuvvetler iç hizmet kanunu'nun değiştirilmediği ifade edildi.
ab komisyonu ek olarak, milli istihbarat teşkilatı (mit) yasasında yapılan değişiklik ile özel olarak görevlendirilen istihbarat ve kamu görevlileri hakkındaki soruşturmaların, başbakanın iznine tabi hale getirilmesinin, ‘bazı kamu personeline keyfi dokunulmazlık sağladığı, tutarsız yoruma açık olduğu ve yasal denetimi dışladığı’ değerlendirmesinde bulundu.
uzun tutukluluk süreleri
raporda ayrıca, ‘balyoz planı’ ve ‘ergenekon’ gibi devlet içindeki yasa dışı olduğu iddia edilen yapılanmalara yönelik davaların, ‘türkiye'de demokratik kurumların uygun işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için fırsat sunduğu, fakat yargılama sürecindeki eksiklikler ve geniş kapsamla ilgili endişelerin bu davaları gölgelediği’ ifadesi yer aldı.
söz konusu davalarda, ‘savunma hakkının, uzun tutukluluk sürelerinin ve aşırı uzun ve türlü ayrıntılara giren iddianamelerin endişe kaynağı olduğu, davaların siyasette kutuplaşmaya katkı yapabileceği’ görüşü dile getirildi.
kürt sorunu
ab komisyonu, kürt meselesinin, ‘ülkenin demokrasisi için kilit bir meydan okuma olmayı sürdürdüğünü’ ve 2009 yılında ortaya çıkan demokratik açılımın ve başbakan recep tayyip erdoğan'la chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nun çözüm için başlattıkları inisiyatifin ‘devamının gelmediğini’ dile getirdi.
raporda, pkk'nın çatı yapılanması olduğu iddia edilen kck'ya yönelik soruşturmanın önemli ölçüde genişlediği, artan sayıda bdp'li siyasetçi, belediye başkanı ve meclis üyesinin tutuklandığı ve bunun yerel demokrasiye olumsuz yansımaları olduğu ifade edildi.
ab’nin yürütme organı metinde ayrıca, aralık ayında şırnak'ın uludere ilçesinde 34 sivilin ölümüyle sonuçlanan hava saldırısı ile ilgili ‘şeffaf bir soruşturma yapılmamasının güven kaybına neden olduğu ve siyasi sorumluluğun hala tartışılmadığı’ değerlendirmesine yer verdi.
yeni anayasa süreci
raporda yeni anayasa sürecinin kürt meselesi başta olmak üzere türkiye'nin köklü sorunlarına çözüm fırsatı sunduğu dile getirildi.
yeni anayasa yapımı sürecinde atılan müspet adımların övüldüğü raporda, şeffaflık konusunda bazı sınırlamalar olsa da, hazırlıkların demokratik ve katılımcı bir süreçte devam ettiği belirtildi. yeni anayasanın meşruiyetinin, uzlaşma ruhunun korunmasından ve katılımın mümkün olduğunca geniş tutulmasından geçtiği vurgulandı.
ab raporunda, hükümetin yeni anayasayla daha fazla demokratikleşme ve siyasi reform hedefine bağlı olduğu belirtilirken, ‘önemli yasal düzenlemelerde sivil topluma yeterince danışılmaması’ eleştirildi.
ifade özgürlüğü
ab komisyonu, ifade özgürlüğü başlığı altında, türkiye'de ermeni meselesi ve ordunun rolü gibi hassas konuların tartışıldığını ve muhalif görüşlerin sıklıkla ifade edildiğini, tutuklu yargılanan birçok gazetecinin serbest bırakıldığını ve üçüncü yargı paketiyle, basılmamış kitaplara el konulmasının yasaklandığını aktardı.
raporda, ‘bu reformların ifade özgürlüğüyle ilgili kayda değer ilerleme sağlamaya yetmediği’ belirtildi.
metinde ayrıca, ‘çok sayıda gazeteci, yazar ve akademisyen hakkında davalar açıldığı, birçok olayda açıkça hükümeti eleştiren gazetecilerin işten çıkarıldığı ve bunlara ilaveten medya gruplarının genellikle farklı alanlarda faaliyet gösteren holdingler olmasının, çıkarları farklılaştırarak fiiliyatta ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına ve basında oto sansürün yaygınlaşmasına neden olduğu’ ifadelerine yer verildi.
ab’nin yürütme organı konumundaki komisyon, aday ve aday adayı ülkelerin üyelik sürecine ilişkin olarak yılda bir kere ilerleme raporları yayımlıyor.
kaynak: ajanslar
Yorumlar