suriye'de bir süre kaybolan ve perşembe günü istibarat yetkililerine teslim edildikleri açıklanan iki türk gazeteciyle ilgili olarak, ankara'dan açıklama geldi. başbakan yardımcısı bülent arınç, dışişleri bakanlığı’nın, gazetecilerin ülkelerine sağ salim getirilmelerini takip edeceğini söyledi. 

öncelikle gazetecilerin serbest bırakılmaları için çalıştıklarını belirten arınç, “arkadaşlarımıza 'geçmiş olsun' diyorum. gazetelerine 'geçmiş olsun' diyorum. hayatta olduklarını duymak, bu karmaşa ortamında bizim için sevindirici oldu'' dedi. 

türkiye gazeteciler cemiyeti (tgc) ise gazetecilerin durumuyla ilgili endişesini dile getirdi. tgc, dışişleri bakanlığı’nın girişimlerini hızlandırıp, kaybolan gazetecilerin türkiye'ye getirilmelerini sağlamasını istedi.

tgc'den yapılan açıklamada, “arkadaşlarımızın can güvenliğinden endişeliyiz. suriyeli yöneticilerin ve askeri birliklerin, çatışma bölgesindeki gazetecilerin sivil statülerine saygı göstermeleri ve onların güvenliğini sağlamaları büyük önem taşıyor. gazetecilere saldırı, suriye'nin de onayladığı cenevre sözleşmesi'ne ve tehlikeli bölgelerdeki gazetecilerin korunmasıyla ilgili bm güvenlik konseyi kararına aykırı bir durumdur” ifadeleri kullanıldı.

kaybolan gazetecilerden gerçek hayat dergisinin ortadoğu temsilcisi adem özköse'nin babası mustafa özköse ise oğlunun kayıp olduğunun kendisinden bir süre saklandığını söyledi. özköse ''oğlum ortadoğu'yu çok iyi bilen bir insandı. daha önce de gazeteci olarak mavi marmara gemisi ile filistin'e gitmişti, afganistan'da da yaralanmıştı'' diye konuştu.

adem özköse ve kameraman hamit coşkun, suriye’ye belgesel çekmek amacıyla yaklaşık bir hafta önce hatay’dan giriş yapmıştı.

suriye yetkililerine teslim edildiler

suriye'de bir süre kendilerine ulaşılamayan adem özköse ve kameraman hamit coşkun’un, rejim yanlısı milislerce istihbarat yetkililerine teslim edildiği haberi perşembe günü basın kuruluşlarına ulaşmıştı.

anadolu ajansı,  görgü tanıklarının, suriye istihbaratına bağlı birliklerin iki zırhlı araç eşliğinde  türk gazetecileri idlib'in binniş kasabası yakınlarında bulunan el-fua köyü'nden  çıkardıklarını söylediğini bildirmişti. köyden alınan gazetecilerin nereye götürüldüğü ise bilinmiyor.

kameraman hamit coşkun'un yaralı olduğunun duyulması üzerine yerel kaynaklar, gazetecilere işkence yapılmış olabileceğini belirtmişti.

cpj, hükümeti sorumlu tutuyor

abd merkezli gazetecileri koruma komitesi (cpj) ise gazetecilerin güvenliğinden suriye hükümetini sorumlu tutuyor. grubun ortadoğu ve afrika programı koordinatörü muhammed abdul dayem “yetkililer onların güvenliğini sağlamalı ve en kısa sürede onları serbest bırakmalı” diye konuştu. 

cpj’ye göre suriye’de geçtiğimiz kasım ayından bu yana sekiz yerli ve yabancı gazeteci hayatını kaybetti. komite, bu ölümlerden beşinde hükümetin suçlu olduğuyla ilgili soru işaretleri bulunduğunu söylüyor.

suriye ordusu türkiye sınırı yakınındaki idlib kentinde 9 mart tarihinde operasyon başlatmıştı. ordunun kentte kontrolü tamamen ele geçirdiği sanılıyor. idlib’de 100’den fazla kişinin öldüğü ve yüzlerce kişinin de kayıp olduğu belirtiliyor.

suriye’de muhaliflerin kalesi olarak bilinen hums kenti de geçtiğimiz ay ordunun yaklaşık 26 gün süren kuşatması ve operasyonu sonucu rejim kontrolüne yeniden girmişti. bölgede katliama varan şiddet olayları sırasında çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. bunların araaısnda amerikalı gazeteci marie colvin ve fransız foto muhabiri remi ochlik de vardı. yerel kaynaklar gazetecilerin kentte gömüldüklerini belirtmişti.

deneyimli bir dış muhabir olan abd’li marie colvin, ingiliz sunday times gazetesi için çalışıyordu. colvin, 2001 yılında ingiliz baısn ödülleri komitesi tarafından ‘yılın dış muhabiri’ ödülüne layık görülmüştü. 

fransız fotoğrafçı remi ochlik ise tunus ve mısır devrimleri ile libya’daki savaşı fotoğraflamıştı. ochlik’in fotoğrafları, le monde magazine ve time dergileri ile amerikan wall street journal gazetelerinde yayınlanmıştı.

kaynak: al jazeera ve ajanslar