türkiye'de 'post-modern darbe' olarak bilinen '28 şubat' sürecini hedef alan soruşturmada mahkemeye sevk edilen 12 kişiden, aralarında emekli orgeneral çevik bir'in de bulunduğu dokuzu tutuklanırken, üç kişi serbest bırakıldı. böylece soruşturmada tutuklananların sayısı 18'e yükseldi.

eski genelkurmay ikinci başkanı orgeneral çevik bir'in de dahil olduğu şüpheliler, tutuklanmaları öncesi ankara 11. ağır ceza mahkemesi nöbetçi hakimliği'nde yaklaşık beş buçuk saat ifade verdi. bir ve diğer şüphelilerin, '’haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, sevk maddelerindeki eylemler için öngörülen cezanın alt ve üst sınırları ve bu maddelerin kaçma kuşkusu doğurması ile adli kontrol kararı verilmesinin yetersiz kalacak olması’ ve benzeri nedenlerle tutuklanmalarına karar verildi. serbest bırakılanlara ise yurtdışına çıkış yasağı getirildi.

özel yetkili ankara cumhuriyet başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü soruşturma kapsamında pazar günü sorguları tamamlanarak adliyeye sevk edilen 16 zanlıdan ise dokuzu tutuklanmış, yedisi serbest bırakılmıştı. mahkeme, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular ve şüphelilerin yurt dışına kaçma ihtimalini göz önüne alarak, ceza muhakemesi kanunu'nun 100/3 maddesi uyarınca tutuklama kararı vermişti.

sincan'da tanklar yürümüştü

tutuklanan zanlılar halen sincan f tipi cezaevi'nde. cezaevinin bulunduğu ankara'nın sincan ilçesinden 4 şubat 1997'de askerlerin 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yapması, zamanla 28 şubat sürecinin simgelerinden biri olmuştu.

28 şubat soruşturmasında, çevik bir'in de aralarında bulunduğu 28 kişi geçtiğimiz hafta gözaltına alınmış, aranan emekli kıdemli albay serdar çelebi de ankara emniyet müdürlüğü'ne teslim olmuştu. haklarında gözaltı kararı bulunan iki kişiye ise yurtdışında oldukları için ulaşılamamıştı.

soruşturmadaki gözaltı dalgası, ordu içinde gizli olarak kurulmuş olan örgütlenme batı çalışma grubu'nu (bçg) hedeflemişti. bçg'nin o dönemde yaptığı eylem planları ve imza attıkları belgeler inceleniyor.

bir’in izniyle deniz kuvvetleri bünyesinde 28 şubat kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için kurulduğu bçg’nin, söz konusu dönemde altı milyon civarında kişiyi irticai faaliyetlerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle fişlediği ifade ediliyor.

_{döneme damgasını vuran komutanlar: erol özkasnak, i.hakkı karadayı, güven erkaya ve çevik bir. [aa]}

başbakan recep tayyip erdoğan, pazar günü tekirdağ'da yaptığı konuşmada, soruşturmanın asla ve asla intikam amacıyla yürütülmediğini söylemişti. erdoğan, "12 eylül davasına müdahil olanların, 12 eylül'ün hesabını sormak için sıraya girenlerin, 28 şubat konusunda, 'intikam' kelimesini telaffuz etmeleri münasebetsizliktir, talihsizliktir ve iki yüzlülüktür" demişti.

ana muhalefet partisi chp'nin lideri kemal kılıçdaroğlu ise, soruşturmayla ilgili gözaltı dalgası sonrası yaptığı açıklamada, “adaleti intikam duygusuyla arayamazsınız” ifadesini kullanmıştı.

'post-modern darbe'

türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası olan süreç, 28 şubat 1997 tarihinde düzenlenen milli güvenlik kurulu (mgk) toplantısında somut bir hal almıştı.

cumhuriyetin temel değerlerinin ve laik rejimin tehdit altında olduğuna dair seslerin yükseldiği bir dönemde gerçekleşen dokuz saatlik mgk toplantısının sonunda, kurul'da yer alan generaller hükümete irticayla mücadele adına uygulamaya koyması için 18 maddelik bir belge sunmuştu.

dönemin başbakanı necmettin erbakan’dan imzalanması istenen belgede; laikliğin teminat altına alınmasından, kuran kurslarının milli eğitim bakanlığı'na devredilerek sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilmesine, tarikatların kapatılmasından orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medyanın kontrol altına alınmasına, kıyafet kanunu'na uyulmasından, atatürk aleyhindeki eylemlerin cezalandırılmasına kadar bir dizi madde yer alıyordu.

daha sonra çevik bir tarafından ‘demokrasiye balans ayarı' adıyla tanımlanan ve kayıtlara da bu isimle geçen süreçle ilgili, dönemin genelkurmay başkanı orgeneral ismail hakkı karadayı'dan sonra göreve gelen hüseyin kıvrıkoğlu, "28 şubat 1000 yıl sürecek" demişti.

kaynak: ajanslar