2015 Genel Seçimi
Demirtaş: AKP'nin yönetimi gayrimeşru
HDP Eşbaşkanı Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümet kurulması için görevlendirme yapmamasını eleştirdi: AKP bir aydır gayrimeşru bir şekilde Türkiye'yi tek başına yönetiyor.
diyarbakır'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan hdp eş genel başkanı selahattin demirtaş, cumhurbaşkanı tayyip erdoğan'ın hükümeti kurma görevini vermemesini eleştirdi. bu durumun "normal" olmadığını söyledi.
"bu kadar uzun süre görev vermeme durumunun normal olması mümkün değil. şimdi türkiye'de olağanüstü bir durum yok. en çok oy alan partiden bir milletvekiline cumhurbaşkanı'nın görev vermemesi için hiçbir neden yok. neden bu kadar bekletiyorlar? doğrusu bunu kabul etmek, anlamak mümkün değil. fakat akp şu anda bir aydır, hakkı olmadığı halde hukuksuz bir şekilde, gayrimeşru bir şekilde türkiye'yi tek başına yönetiyor. halktan oy almamış olmasına rağmen bir aylık tek başına bir iktidar, bir hükümet dönemi yaşanıyor. bu arada atamalar yapılıyor, yüksek düzeyde bürokraside atamalar gerçekleştiriliyor. bakanlıklarda düzenlemeler yapılıyor. hükümet dış politika ile ilgili, iç politikayla ilgili tam yetki sahibi olmamasına rağmen kararlar alıyor, bu kararları uygulamaya koyuyor. bunların tamamı aslında siyasi etiğe, siyasi ahlaka aykırı tutumlardır. bir an önce koalisyon görüşmelerinin başlaması lazımdır. eğer bir koalisyon ihtimali varsa, kurulacak ise ki bunlar görüşmelerde çok kısa bir sürede netleşecektir. kurulacak koalisyon hükümeti güvenoyu alırsa çalışmasına devam eder. ama aksi takdirde türkiye bir erken seçime gidecekse de bunun bir an önce netleşmesi lazım. belirsizlik hali siyasette de, ekonomide de, toplumda da belli rahatsızlıklar yaratıyor, bu da çok normaldir. bu rahatsızlıkların giderilmesi için derhal bu belirsizliğin ortadan kalkması gerekiyor."
"cumhurbaşkanı erken seçime sürüklüyor"
demirtaş son bir ayda yaşanan gelişmelerin koalisyonu mu, yoksa erken seçimi mi işaret ettiğine dair görüşünü ise şöyle açıkladı:
"akp yönetiminin koalisyon kurma konusunda istekli olduğunu düşünüyorum. fakat cumhurbaşkanı'nın erken seçim konusunda daha istekli olduğu anlaşılıyor. burada akp yönetimi ve mevcut geçici hükümetin tutumu mu ağır basacak, bir koalisyon konusunda uzlaşmaya mı çalışacaklar, bir hükümet mi kurulacak? yoksa cumhurbaşkanı'nın akp üzerindeki tahakkümü, akp üzerinde kurmuş olduğu hegemonya ve vesayet devam mı edecek? bunu görmüş olacağız. yani cumhurbaşkanı'nın dayatması doğrultusunda türkiye bir erken seçime sürükleniyor. fakat bundan da biz hdp olarak çekinmiyoruz, çekinmediğimizi her aşamada da belirttik. kasım'da, ortasında veya sonunda herhangi bir gün erken seçim tarihi olarak belirlenirse, bu belirsizlik ortadan kalkarsa türkiye açısından iyi olur. bir erken seçimde taşlar daha ciddi bir şekilde yerine oturur diye düşünüyoruz. fakat kestirmek zor. erken seçim giderek ağır basıyor. görünen o. ancak akp yönetimi hükümet kurma isteğini hayata geçirebilecek mi, cumhurbaşkanı'na rağmen bunu yapabilecek mi, vesayetten kurtulabilecek mi? bunu önümüzdeki hafta hep birlikte göreceğiz. bu konular netleşmiş olacak."
"siyasette kan davası olmaz"
koalisyon görüşmeleri kapsamında kendilerini ziyaret edecek partilere sunmak için bir dosya hazırladıklarını söyleyen demirtaş şöyle konuştu:
"mesele koltuk, yetki paylaşımı değildir. adaleti, demokrasiyi ve barışı gerçekleştirme konusunda hangi partiler bir araya gelirse gelsin, bu ilkeleri hayata geçirme konusunda samimiyet belirirse biz kesinlikle o partilerin işini kolaylaştırırız, hangi parti olursa olsun hiç fark etmez. akp, chp, mhp hiç fark etmez. illa koalisyon içerisinde yer alırız demiyorum. ama onların bu ilkeleri hayata geçirme konusunda samimiyetlerini görürsek destekleriz. hayata geçirmeleri konusunda parlamentoda dışarıdan yardımcı oluruz. çünkü bizim için türkiye toplumunun ihtiyacıdır önemli olan. siyasette düşmanlık, kan davası, kin, öfke olmaz, kişiselleştirme olmaz. önemli olan bizler değil, halkın beklentileridir, istekleridir. biz onları hayata geçirme konusunda her türlü samimi, ilkesel duruşu ortaya koymaya hazırız."
"doğan ile cumhurbaşkanı'nın görüşmesi kişisel"
demirtaş, hdp gaziantep milletvekili celal doğan'ın cumhurbaşkanı erdoğan ile yaptığı görüşme ile ilgili soruları da, "kişisel bir görüşme" diye cevapladı. görüşmeden haberdar olduğunu da ifade eden demirtaş şunları söyledi:
"celal bey, gaziantep büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı dönemde, sayın erdoğan istanbul büyükşehir belediye başkanlığı yapıyordu. oradan kalma kişisel dostlukları var. giderken de bize bilgi verdi, dönerken de bize bilgi aktardı. sayın celal doğan disiplinsiz, ciddiyetsiz bir şekilde davranacak birisi değil. fakat görüşmenin kendisi kişisel bir görüşmedir. hdp'yi temsilen, hdp'nin isteği üzerine gerçekleşmiş bir görüşme değil. bizden doğru sayın cumhurbaşkanı'na ne mesaj gitmiştir, ne de sayın cumhurbaşkanı'ndan bize mesaj gelmiştir. zaten görüşmenin içeriğini sayın celal doğan kamuoyuyla açık açık paylaşmıştır. onun dışında konuşulmuş, paylaşılmış bir şey yoktur."
"bombacı kesinlikle devlet içinden destek aldı"
7 haziran genel seçimi öncesinde diyarbakır'daki hdp mitinginde patlatılan bombalar ve yürütülen soruşturma ile ilgili çıkan haberleri de değerlendiren demirtaş ortaya yeni bir iddia attı.
"saldırıyı gerçekleştiren kişi işid elemanı. adıyaman'dan suriye'ye gidip işid'e katılıyor. ailesi ve komşuları, onun işid'e katıldığını polise bildiriyorlar ve polis 'terör nitelikli suçlardan arama' kaydı koyuyor. ve diyarbakır'da bomba koymadan bir gün önce kaldığı otelde polis bunu gözaltına alıyor. arama kararı kaydı var hakkında. fakat ne hikmetse işid'e katıldığına dair tek bir soru sorulmuyor bu kişiye. sadece asker kaçağı olduğu iddiasıyla işlem yapılıyor ve ne hikmetse askere de götürülmüyor. çocuk serbest bırakılıyor ve oteline geri dönüyor. ayaküstü gözaltına bile alınmadan işlem yapılıyor ve serbest bırakılıyor ve aynı kişi ertesi gün gelip miting meydanında katliam gerçekleştiriyor. şimdi kimler bu soruşturmayı gizlediler, kimler bu çocuğu korudular? diyarbakır'a kimlerin desteğiyle geldi? bombayı kimlerin desteğiyle hazırladı? kim bombayı diyarbakır'a sokmasına izin verdi? miting alanına bombayı sokmasına kim yardım etti? bunların hepsi bir örgütün varlığına işaret ediyor. fakat bu örgüt de gizli, saklı, devlet bilgisi dışında bir örgüt de değil, öyle anlaşılıyor. kesinlikle devletin içerisinden destek almıştır. kesinlikle istihbaratın, emniyetin içinden destek almıştır, öyle anlaşılıyor. bunlar kimlerdir? ortaya çıkarılması lazım. başbakan atıp tutacağına, bürokraside 693 atama yapacağına, geçici hükümet sıfatıyla bunlarla uğraşacağına, çıksın, bunlara cevap versin. niye hâlâ bir kişi tutuklu? büyük bir katliam gerçekleştirilmiş, neden arkasındaki devlet güçleri, devletin içerisinde buna destek olanlar neden ortaya çıkarılmıyor, neden bunların hesabı sorulmuyor? neden bizi tatmin edecek bir soruşturma ve açıklama yapılmıyor? bütün bunlar ortada kalmış sorular. ama bir gün bizim gücümüz olursa geçmişe dönük bunların hepsinin hesabını soracağımızı herkes bilmelidir. hiçbir suç cezasız kalmamalıdır."
"öcalan ailesiyle görüştürülmeli"
hdp eş genel başkanı demirtaş çözüm süreciyle ilgili değerlendirmeler de yaptı. pkk'nın cezaevindeki lideri abdullah öcalan'ın imralı'da görüşme yapamamasıyla ilgili şunları söyledi:
"hükümet kurulmadan heyetlerin imralı adası'na gitmesi çok mümkün görünmüyor. fakat ailesinin gidip imralı'da kendi sağlık durumuyla ilgili bilgi alması önünde hiçbir engel yok. adalet bakanlığı'nın bu konuda derhal gerekli izni tamamlayarak, ailesinin kendisiyle görüşmesine olanak sağlanması gerekiyor. bu tecrit görüntüsünün ve tecrit durumunun ortadan kalkması gerekiyor. fakat hükümet kurulur kurulmaz da çözüm süreciyle ilgili tutum nedir, ne olacak? bunların netleşmesi ve çözüm sürecine dair belirsizliğin de bir an önce ortadan kalkması gerekiyor. bizim beklentimiz şudur; çözüm süreci önemli bir noktaya geldi, fakat son üç aydır akp tarafından donduruldu. büyük bir yanlış, büyük bir hata yapıldı bu konuda. kaldığı yerden devam etmeli demiyorum, daha ileri bir noktadan devam etmeli. yani eskisi gibi tek taraflı, akp'nin kontrolünde, onun istediği şekilde yürüyen bir çözüm süreci olmaz. şeffaf, aleni olmalı, kamuoyuna açık olmalı. parlamento dahil olmalı, gözlemci heyet olmalı ve dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde şeffaf, açık müzakere sürecine geçilmeli ve bu konuda kamuoyu, halk tatmin olmalı ki çözüm süreci hızlı bir şekilde nihayete ersin. halkın bilmediği, kamuoyunun bilmediği gizli saklı işlerle barış olmaz. kapalı kapılar ardından barış olmaz. ne yaptığımızı, ne ettiğimizi, ne konuştuğumuzu, nerede anlaştığımızı, nerede anlaşamadığımızı halkın bilmesi lazım. biz açık ve şeffaf bir görüşmeden yanayız. kurulacak koalisyon hükümeti eğer bu konuda dürüst bir tercih ortaya koyarsa, hdp kaldığı süreci kaldığı yerden yürütmeye desteklemeye hazırdır. çünkü barış bizim için geçici bir heves değil, yaşam gerekçesidir."
kaynak: dha
Yorumlar