abd'de yapılan bilimsel çalışma, dünya'ya bilinen en uzak mesafede yer alan galaksiyi ortaya çıkardı.

texas austin üniversitesi, texas a & m üniversitesi ve california riverside üniversitesi astronomlarından oluşan bilim ekibi, z8-gnd-5296 adı verilen galaksinin, evrenin meydana gelmesine yol açtığı varsayılan büyük patlama'dan sadece 700 milyon yıl sonraki halini görüntülemeyi başardı.

galaksinin ışığının dünya’ya ulaşması 13.1 milyar yıl sürdü.

z8-gnd-5296’nın, bugün 13,8 milyar yaşında olan evrenin oluşumunun henüz ilk yüzde beşlik evresindeyken görüntülenmesi, ilk galaksi oluşumlarının incelenmesine olanak tanıması açısından önemli.

farklı mesafelerdeki galaksilerin özelliklerinin kıyaslanması, evrenin oluştuktan sonraki evrelerinde galaksilerin geçirdiği evrimlerin araştırılmasına ışık tutuyor.

43 aday arasından öne çıktı

z8-gnd-5296, son derece derin optik ve kızılötesi araçlar yardımıyla hubble uzay teleskobundan alınan görüntülerin incelenmesi sonucu keşfedildi.

galaksinin uzaklığıysa abd'nin hawaii eyaletinde bulunan keck teleskobu ile gözlemlerle teyit edildi.

keşif, keck teleskobu'nda kullanılan yeni geliştirilmiş multi-object spectrometer for infra-red exploration (mosfire) adlı aygıt sayesinde mümkün oldu.

amerikan ulusal optik astronomi gözlemevleriyle işbirliği içinde çalışan bilim ekibi, en uzak galaksiyi belirlemek için önce, hubble teleskobu tarafından daha önce tanımlanmış yaklaşık 100 bin galaksi arasından, dünya'ya en uzak olmaya aday galaksileri saptadı.

kızılötesi ışığı belirlemek amacıyla tasarlanmış, aynı anda çok sayıda nesneyi incelemeye imkan veren son derece hassas bir aygıt olan mosfire araştırmacılara, en uzak 43 galaksi adayını sadece iki gecede inceleme ve daha önce yapılan bilimsel çalışmalardan daha yüksek kalitede gözlemler yapabilme imkanı verdi.  

çok hızlı yıldız üretiyor

güneş’ten yaklaşık 1 milyar kat daha büyük olan gezegende diğer gezegenlerde olmayan ve onu görünür hale getiren iki önemli özellik var. bunlardan ilki z8-gnd-5296’nın, saman yolu’ndan yaklaşık 100 kat daha fazla, çok hızlı bir şekilde yıldız üretebilmesi. ikinci özelliği ise şaşırtıcı bir şekilde, hidrojenden ve helyumdan daha ağır elementleri yüksek oranda içermesi.

texas üniversitesi'nden steven finkelstein'in başkanlığında yürütülen araştırmanın sonuçları nature adlı bilimsel derginin 24 ekim sayısında yer aldı.

kaynak: ajanslar