İstanbul Coppola'ya ilham vermiş
Ünlü yönetmenin kendi hayatından derin izler taşıyan son filminin senaryosu, İstanbul'da gördüğü bir rüyadan sonra ortaya çıktı.
Haberin Öne Çıkanları
Coppola'nın son filmi
Kendi ile yüzleşti

‘baba’ (the godfather) ve ‘kıyamet’ (apocalypse now) gibi kült filmlerin ünlü yönetmen francis ford coppola, kendi çocuğunun ölümünün ardından duyduğu acıyı keşfedişini son filmi ‘twixt’te seyirci ile paylaşıyor.
toronto film festivali’nde ilk dünya gösterimini yapan korku türündeki filmde, oyuncu val kilmer’ı kariyerinde düşüşte yaşayan bir yazarı oynuyor. filmin başkahramanı yazar, son kitabının tanıtım turu için geldiği kaliforniya’nın küçük bir kasabasında kendini gizemli bir ölümün ortasında buluyor.
daha önce kızını bir tekne kazasında kaybetmiş olan yazar, kasabada öldürülen kızın hayaleti ile karşılaşıyor ve hayalet ona kasabanın sırlarını anlatmaya başlıyor.
rüyadan senaryoya taşınan hikâye
filmin senaryosunda istanbul’da gördüğü, çok gerçekçi bir rüyadan esinlendiğini belirten coppola, “rüyayı görürken bir yandan da ‘tıpkı bir senaryo gibi’ diye düşünüyordum” dedi.
film, coppola’nın kendi hayatından da izler taşıyor. en büyük oğlunu sürat teknesi kazasında kaybeden coppola, film sürecinde acılarıyla yüzleştiğini söyledi.
“filmlerin kişisel hikayeleri yansıtması gerektiğine inanıyorum çünkü bir film yapmanın en güzel yanı, üzerinde çalıştığın konu hakkında çok şey öğrenmeni sağlamasıdır” diyen coppola “film yapmak soru sormak gibi. bu filmin de beni alıp daha önce kabullenemediğim şeylere dönüştürdüğünü başlangıçta fark etmedim” diye belirtti.
coppola’nın en büyük oğlu gian-carlo, 1986 yılında maryland eyaletinin annapoli şehrindeki south river adlı nehirde, sürat teknesi ile geçirdiği kaza sonucunda 22 yaşında hayatını kaybetmişti. gian-carlo yapımcılık kariyerinin henüz başlarındaydı. sürat teknesini amerikalı aktör ryan o'neal’ın oğlu griffin o' neal kullanıyordu. griffin o' neal, yönetmeye çalıştığı iki teknenin birbirine bağlı olduğunu fark etmemiş, kaza gian-carlo’nun ölümü ile sonuçlanmıştı.
coppola “her ebeveyn çocuklarının başına gelecek şeylerden sorumlu olduğunu hisseder ama ben olanlardan kendimi ne kadar çok sorumlu tuttuğumu daha önce fark etmemiştim ” dedi.
kazanın yaşadığı gün, oğlunun kedisinin de oraya gelmesini istediğini, bu sebeple sürekli “oraya gitmeliydim” fikri ile yaşayarak kalbinin derinliklerinde kazadan kendisini sorumlu tuttuğunu filmin çekimleri sırasında fark ettiğini belirten coppola, “o gün olay yerinde olsaydım kendimi şu anda daha iyi hissedip hisseder miydim bilmiyorum” dedi.
coppola filmin başkahramanı hall baltimore’un kariyer yolunun da kendininkine benzediğini kabul etti. “hall gibi hissettiğim zamanlar çok oldu. insanlar bana şimdi çok saygı duyuyor çünkü artık yaşlandım. ama geçmişte filmlere kötü eleştiriler geldiği zaman ailemi nasıl geçindireceğim diye dert ettiğim zamanlar oldu” diyen coppola, new york times’ın günümüzde klasikler arasında gösterilen ‘kıyamet’ filmi için son 50 yılın hollywood felaketi olarak tanımladığını hatırlattı.
Yorumlar