'Kıvırmak en zoruydu'
Rolü için yedi aylık sıkı bir çalışma sürecinden geçen ve dans etmeyi sıfırdan öğrenen oyuncu Kerem Can, 'Zenne'nin hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu söylüyor.
Haberin Öne Çıkanları
Berlin'de doğdu
Tiyatro ile başladı
Dans dersleri aldı

berlin’de doğup büyüyen, yurt dışında birçok tiyatro oyununda sahne alan kerem can, sinemaya ilk adımını attı.
can, bir türk yapımı olan ‘zenne’nin üç ana karakterinden en renklisini, ‘zenne can’ rolünü beyaz perdeye taşıyor.
türkiye’de 13 ocak cuma günü gösterime giren film, eş cinsel kimliğini açıklayınca 2008 yılında babası tarafından yedi kurşun ile öldürülen ahmet yıldız’ın hayatından esinlendi ve ona adandı.
film, başta askerlik olmak üzere eş cinsel bireylerin toplumda karşı karşıya kaldıkları zorlukları ve hayati tehlikeleri gözler önüne serme derdinde.
işletme okudu, oyuncu oldu
can’ın anne ve babası 70’lerin ortalarında yaşamak için berlin’i tercih etmiş.
babası gemi mühendisi, annesi diş hekimi olarak çalışmaya başlamış. can aslında tiyatroya önce hobi olarak başlamış. işletme okumuş, uluslararası ilişkiler üzerine yüksek lisans yapmış ancak her fırsatta oyunculuk derslerine de devam etmiş.
gerçek tutkusunun bu olduğuna karar verdiği anda oyunculuk artık onun mesleği olmuş.
filmdeki ‘zenne can’ rolü için yedi ay boyunca yoğun bir hazırlık süreci geçiren oyuncu, “farklı bir alanda çalışmak benim için büyük fırsattı” diyor.
‘bu rolde seni en çok ne zorladı?” sorusuna “her şeyi zordu” cevabını veriyor.
“vücut dilimi tamamen değiştirmem gerekiyordu. bu birinciydi. onu dansla değiştirmeye çalıştım. ikincisi ise zenne can türkiyeli ben berlinliyim. orada bir ortak nokta bulmam gerekiyordu. onu da provalarda yaptığımız denemeler ve konuşmalarla aşmaya çalıştık. o gerçekçiliği yakalamak benim için zordu. ilk günde yakalamadım ama sonrasında adım adım yaklaşmaya çalıştım” diyor.
senaryonun duygusallığı ve önemli bir konuyu ele alıyor olması da can'ı manevi anlamda zorlamış. bazı sahnelerde yaşadığı zorlukları "düşününce hala mideme kramp giriyor" şeklinde ifade ediyor.
yedi ayda zenneliği öğrendi
daha önce oyunculuk okullarında dans dersleri alsa da film için “dansı sıfırdan öğrendim” diyor can.
ezber provaları olmadığı zamanlarda günde dokuz saat, haftanın her günü çalışmış. “keremin dansı tam anlamıyla bir çalışkanlık örneğiydi” diyor filmin yönetmenlerinden can alper.
en büyük şansı dünyaca ünlü alman dansçı pina bausch’un hayattayken asistanlığını yapan ve dans grubunun baş koreografi daphnis kokkinos ile çalışması olmuş.
daha sonra berlin’de zenne eserzade ile çalışmaya devam etmiş.
can, rolü için günde dokuz saat çalışmış. [ajt]
“eserzade'den kıvırmayı öğrenmeye çalıştım. beni en çok zorlayan buydu. aslında spor yapan bir insanım ama esneklik ve kıvraklık kazanmam gerekiyordu. bir de türk müziğini yakından tanımam şarttı. türk müziğini seviyordum ve dinliyordum. ama o müzikte bir zenne gibi dans etmek başka, odunun teki gibi dans etmek başka” diyerek gülüyor.
hazırlık sürecinde berlin-wuppertal ve istanbul arasında mekik dokuyan can, kendi kendine bir de söz vermiş; çekimler bitene kadar ağzına alkol ve tatlı sürmemiş. sonucunda yedi kilo vermiş ve yeterince kıvrak bir zenneye dönüşmüş.
can, filmi ön yargılı insanların da izlemesini istiyor. “bu sadece bir film değil, çok önemli bir konu. tartışılsın, diyalog haline geçilsin. zaten sanatçının görevinin o diyaloğu kurmak olduğuna inanıyorum. tartışılacak bir şey yapalım ki insanlar bu konuları konuşsunlar, bu konuyla ilgilensinler” diyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar