Soma'da Facia
Soma davasında sanık ifadelerine devam
Soma'da 301 madencinin öldüğü faciayla ilgili başlayan davada savunma yapan tutuklu sanıklardan emniyet teknikeri ile teknik müdür de faciada yaşamını yitiren başmühendis Mehmet Efe’nin talimatlarıyla hareket ettiğini söyledi. Davaya Pazartesi günü devam edilecek.

akhisar cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 tutuklu, 37 tutuksuz sanık hakkında akhisar ağır ceza mahkemesi'nde açılan davada, 13 nisan pazartesi günü başlayan ilk duruşmada dördüncü oturum açıldı.
duruşmada savunma yapan emniyet teknikeri mehmet ali günay çelik, yaşamını yitiren başmühendis mehmet efe’yi işaret edip onun talimatlarıyla görev yaptığını söyledi.
çelik suçlamalara karşı savunmasında şunları söyledi:
"ben 15 yıldır bu şirkette çalışıyorum ve emniyet teknikeriyim. emniyet birimi mehmet efe’ye bağlı olarak 13 maden mühendisi ve 6 teknikerden oluşur. ayrıca 75’e yakın işçi ve usta vardır. ocak genelinde mehmet efe’nin verdiği talimatlarla emniyet kurallarını takip ederiz. emniyet birimi olarak kül verme, ayak yapma, baraj yapmak, havalandırma kapısı açmak, soğutma işlerini yaparız. bütün işçi arkadaşlarımız nerede, ne yapacaklarını bilen kişilerdi."
bilirkişi raporuna itiraz etti
madenlerdeki yangın türlerinden ve çalışma sistemlerinden bahseden çelik, bilirkişilerin raporlarındaki sensörler ve sensör değerlerindeki farklılıklarla ilgili değerlendirmesine katılmadığını belirterek, "bilirkişinin bu yöndeki raporuna itiraz ediyorum. kabul etmiyorum. ekip olarak yangın konusunda çok hassastık" dedi.
'ben bakmıyorum'
hakimin defterler arasındaki uyumsuzlukla ilgili sorusuna çelik şöyle cevap verdi:
"s panosunun bulunduğu bölgede sabit emniyet vardiya amiri vardı. vardiye amirleri tertip verir. aynı bölgeye aynı kişiler gider. o gün vardiya amiri hüseyin demir vardı. sensör değerlerini başmühendis mehmet efe değerlendirir. ben bakmam. ocak içerisindeki sensör değerlerini vardiya amirleri kendi defterlerinde kayıt altına alır. benim üzerimde seyyar alet vardır. o sinyal verirse müdahale ederim. ayrıca ocak içerisinde geçtiğim yerlerde sabit sensörlerle karşılaştırırım. eğer fark varsa o sensörün değiştirilmesini sağlarım. ben defter ve sabit sensörler arasındaki farklar için deftere bakmadım."
'dumandan ilerleyemedim'
çelik kaza günü yaşananları ise şöyle anlattı:
"biraz ilerlediğim zaman yangının olduğu alana yaklaştım. üstü gri alt tarafı ise siyah olan bir duman vardı. duman burada türbüle oluyordu. sıcaklıklarda insanın yüzüne vuruyordu. ben böyle olduğunu bilmiyordum. yeraltındaki durumu tahmin etmedim. duman ve sıcaklık vardı ama alevleri görmedim. yoğun dumandan ilerleyemeyeceğimi anladım ve geri çıktım. ancak beşinci gün bilirkişilerin gidemediği yere gittim. buralarda yangın yoktu. tüm ülkenin gözü buradaydı ve yukarıdaki sayı ile elimizdeki cesetler tutmuyordu. bakmadığımız bir tek yangınının çıktığı yer kalmıştı. bizler de tüm riski göze alıp oradaki arkadaşlarımızı çıkardık."
ailelerden tepki
çelik’in savunmasında sürekli başmühendis mehmet efe’yi işaret etmesi, ölen işçilerin yakınlarında tepkiye neden oldu. aileler, "mehmet efe ölmeseydi ne yapacaktınız" diye bağırdı. işçi yakınları, mahkemece bulunamayan ancak dinamit patlatma kayıt defterinin işletmede mevcut olduğunu iddia eden çelik’e, "mehmet efe’dedir o defter" diyerek tepki gösterdi.
davada perşembe günü savunmasını yapan teknik müdür ismail adalı da iş güvenliğinden başmühendis mehmet efe'nin sorumlu olduğunu söylemişti. aileler benzer bir tepki vermiş, "öldü ya, her şeyi ona yükleyin" diye çıkışmıştı.
ardından tutuklu sanıklardan vardiya amiri yasin kurnaz’ın savunması alındı. kurnaz, kendilerinden başmühendis mehmet efe sorumlu olduğu için sık sık onun adını geçirmek zorunda kaldıklarını söyledi.
kurnaz, "mehmet efe bizim sorumlumuzdu her şeyi ona sorardık, elbette onun adını söyleyeceğiz. ben sıcaklık sensörünün yerini bilmiyorum. nasıl çalışır, neye göre kayıt yapar, bilmiyorum" dedi.
'yalan ifade veren işçiler var'
maskeler konusunda ise kendi maskesinin ve diğerlerinin 6 ayda bir kontrol edildiğini ifade eden kurnaz, bu konuda yalan ifade verenlerin olduğunu, bir işçinin hiç yeraltına inmediği halde, kendi maskesine 7 yıldır bakım yapılmadığını söylediğini ileri sürdü. bu ifade sonrasında salonu dolduran işçi yakınları, "onun için mi bizim çocuklarımız öldü, oynuyorlardı herhalde" sözleriyle tepkilerini gösterdi.
suçlanan efe'nin babasından tepki
sanıkların ifadelerinde suçladıkları başmühendis mehmet efe’nin babası resul efe, tepkisini duruşma çıkışında gösterdi. resul efe şunları söyledi:
"üzerinde akın bey var, ramazan doğru var, yönetim kurulu başkanı can gürkan var. bunlardan aldığı emirle ve eline verilen imkânlar dahilinde görev yaptığını tahmin ediyorum. kararlarının arkasında durduğuna inanıyorum ama şu an içeride bahsedilen suçların yüzde 90'ı mehmet efe'ye gidiyor. ama ne kadar suçlu veya neyi, ne kadar, kim nasıl emir aldı, yaptı; bunu tespit etmeyi biz de istiyoruz."
özellikle akın çelik'i suçlayan efe, "koltuk düşkünü olduğunu çok iyi biliyorum. ocak müdürü olduktan sonra ocağa inmeyen birisi. nasıl oluyor da işletme bu şekilde çalışıyor. her şeyden haberi var. akın bey bu ocağın azraili" dedi.
tutuksuz sanıklardan yalçın erdoğan’ın ardından vardiya amir yardımcısı engin yılmaz savunmasını yaptı. yılmaz anlık gaz yükselmelerinin dinamit patlatılmasından kaynaklandığını anlattı. mahkeme başkanı aytaç ballı’nın, faciadan iki gün önce saatler boyunca sensörlerin yüksek gaz ölçümü yaptığını, bunu göz önünde bulundurup üretimi durdurup durdurmadıkları yönündeki soruya yılmaz, hatırlamadığı karşılığını verdi.
bunun üzerine mahkeme başkanı ballı da, “üretim durdurulsa hatırlardın” dedi. işçilerin 50 ppm’in üzerinde çalışmalarına da izin vermediğini ve böyle bir talepte de bulunmadığını öne süren yılmaz, hakimin kendisine yönelttiği sorulara sık sık bilmediği yönünde cevaplar verdi.
mahkeme başkanı aytaç ballı, “sen hiçbir şey bilmiyorsun herhalde” diyerek tepki gösterdi.
iş müfettişlerinin teftişi sırasında onlarla hiç karşılaşmadığını söyleyen yılmaz, kendisinin de işçilerinki gibi maske kullandığını, açıp kontrol etme şansının olmadığını ve ara ara bakımının yapıldığını söyledi.
tutuklu sanıklardan yasin kurnaz ile tutuksuz sanıklardan vardiya amiri yalçın erdoğan’ın ardından ergin yavuz’un da gaz yükselmelerine, top patlatılması olarak da isimlendirilen dinamit patlatılmasının neden olduğunu ve bu patlatmaların da kayıt altında bulunduğu yönünde bilgi vermesi bir anda mahkeme salonunda iki tarafın avukatları arasında tartışmaya neden oldu.
tutuklama talebi
işçi ailelerinin avukatlarından selçuk kozağaçlı, ifade veren işçilerin dinamit patlatmalarının kayıt edildiği defterin delil niteliği taşıdığını, ancak avukatların bunu bildiği halde 11 aydır delil kararttıklarını, bu nedenle delilin yanına gidecek olan tutuksuz sanıkların tutuklanmasını talep etti. buna itiraz eden sanık avukatları ise, müvekkillerinin kendilerine verdikleri bilgiler doğrultusunda maden ocağında dinamit kayıt defterini bulduklarını öne sürdü. mahkeme başkanı ballı ise, bu noktada araya girip ifade alınmasına devam edeceğini, bu nedenle de avukatlara söz hakkı vermeyeceğini ve talep almayacağını söyleyip tartışmayı bitirdi.
diğer tutuksuz sanık harun güneş de dinamit kayıt defterini gördüğünü söyledi. son ifadeyi veren tutuksuz sanık coşkun derici ise, kurtarma çalışmalarına babasının katıldığını, kendisinin katılmadığını söyledi. derici kendisiyle aynı gün işe başlayan ve aynı işi yapan arkadaşı refik bostancı’nın soruşturmaya dahil edilmeyip, kendisinin yargılanmasını anlamadığını belirtti.
duruşma diğer tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması için pazartesi gününe ertelendi.
sanıklar arasında uzlaşma iddiası
duruşma bittikten sonra açıklama yapan çhd genel başkanı selçuk kozağaçlı, “sorgular tamamlandıktan sonra bizler de hazırladığımız soruları sanıklara soracağız. duruşmada sermaye sahibiyle üst düzey yönetici olan mühendisler arasında cezaevinde uzlaşma olduğunu gördük. birbirleriyle ilgili geçmişteki suçlamalara hiç değinmediler. bunlar birbirlerini şikâyet etmişlerdi. ancak gördük ki aralarındaki ihtilaflar bitmiş. cezaevinde derin bir uzlaşma olmuş. şirketin yönetim kurulu başkanı ramazan doğru için 'benim genel müdürüm' dedi. ramazan doğru ise yönetim kurulunda bulunduğunu söyledi. ancak üzülerek şunu gördük ki, düşük ücretle çalışan maden mühendisleri, teknikerler suçlamaları üstlenmiş görünüyorlar. bu durumu anlamıyoruz. bu hukuk dışı bir olaydır, buna izin vermeyeceğiz. hikâyenin bu versiyonunu kabul etmeyeceğiz. düşük ücretli çalışanların nasıl böyle bir tuzağa çekildiğini anlamıyoruz. araştırılmalıdır. genel müdür, 'maden mühendislerinin kaderi böyledir' dedi. işte bu zihniyetteki kişilere maden yönettiriyoruz. yangının nedeniyle ilgili üst düzey yetkililer, hiçbir beyanda bulunmadılar. onlara sorarsanız aniden ortaya çıkan duman 301 işçinin ölümüne neden oldu. yangın, göçük var mı? yok. buna inanmamızı bekliyorlar. işletme müdürü kendi kahramanlıklarını anlattı. peki bu işletmenin güvenliğini sağlayan müdür nerede? üç vardiye amirinin 6 hükümlüsü bu davada suçlu kabul edilmiştir, suçu üstlenmiştir” dedi.
topçu kayıt defteri olarak da bilinen dinamit patlatma kayıt defteriyle ilgili değerlendirmede bulunan koçağaçlı, “tutuksuz sanıklar dinamit kayıtlarının tutulduğunu söyledi. ama bu defterler 11 aydır ortada yoktu. meslektaşlarımız 'biz de tasnif ediyoruz' dedi. bu kabul edilemez. o defterler dosyanın aydınlatılması için hayati önemdedir. tutuksuz sanıklar defteri yanlarında götürdü. bu delillerin karartılmasıdır. bunlar hemen mahkeme tarafından adli emanete alınmalıdır. davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” diye konuştu.
sanıklara yoğun güvenlik önlemi
katılımın önceki günlere göre az olduğu gözlenen duruşmada, tutuklu 8 sanık jandarma kordonu altında, salonda kendilerine ayrılan bölüme alındı. jandarma ekibi sanıkların etrafında çember oluşturarak güvenliklerini sağladı.
orta bölümü müşteki ve mağdurlara, sağ tarafı basın mensupları ve izleyicilere, sol bölümü ise mağdur aile avukatlarına ayrılan salonda, güvenlik tedbiri olarak ayrıca öndeki iki sırada bulunan koltuklara çevik kuvvet polisleri yerleştirildi.
dünkü oturumda soma kömürleri aş yönetim kurulu başkanı can gürkan, şirketin genel müdürü ramazan doğru, işletme müdürü akın çelik, teknik müdür ismail adalı ve teknik nezaretçi ertan ersoy'un savunmaları alınmıştı. gürkan savunmasında, bilirkişi raporunda çelişkiler olduğunu belirtmiş, ihmal ve iş güvenliğine yatırım yapılmadığı yönündeki iddiaları reddetmişti.
sanıklar hakkında istenen cezalar
davada tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanık ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar