Görüş

Angela Merkel’in vizyonu

Günlük siyasetin ötesinde, liderler, insanlara ilham vermek için “büyük fikirleri” nakledebilmelidir.

Angela Merkel Almanya forsunun önünde.
Angela Merkel'in Yunanistan'ı kurtarma planı eyalet seçimlerini kaybetmesine neden oldu. [Reuters]

avrupa euroyu kurtarmak için çabalarken, dünyanın büyük ekonomilerindeki liderliklerin zayıf olduğuyla ilgili şikayetler yükselmeye devam ediyor. bu eleştirilerin çoğunda almanya başbakanı angela merkel öne çıkıyor. merkel’in, halefi ve akıl hocası helmut kohl’unkine benzeyen bir avrupa vizyonu sunmakta başarısız olduğu iddia ediliyor. eleştirmenler haklı mı?

politikalara anlam kazandıran ve insanlarda bu politikaları ve onları öne sürenleri desteklemeleri gerektiği duygusu uyandıran bir vizyonu nakledebilmek, etkili liderlerin yaptıkları şeylerden biridir. liderlerin, paylaşılan amaçlar yaratılmasına ve ortak eylemlerin dinamizm kazanmasına yardımcı olma yollarından biridir bu. böylesi vizyonlar, genellikle gelecek için değişimi teşvik eden senaryolar sunar; ancak kimi zaman statükoyu (ya da geçmişi) cazip gösterip değişime direnmeyi de teşvik edebilirler.

ancak, her iki durumda da, bir vizyon yoksa insanları yönlendirmek çok güçtür. federal express’in ceo’su frederick smith’in şöyle bir sözü var: “liderliğin asıl görevi, organizasyonun vizyonunu ve değerlerini nakletmektir.”

bununla birlikte, vizyonlar söz konusu olduğunda dikkatli olmak gerekir. liderler, bazen, bir vizyonun sahip oldukları sorunların çoğunu çözebileceğini düşünebilir, ama vizyonların doğru olmaması (ya da çok fazla iddialı bir vizyona sahip olmak) zarara da yol açabilir. george h.w. bush’un bu konuda zayıf olduğu kabul edilir. aslında, “vizyon gibi bir şeye” sahip olmadığını söyleyerek zafiyetini kendisi itiraf etmiş ve hatta ekibi daha cesaretle ve coşkuyla konuşmasını istediğinde, “ben öyle şeyler yapmam” diyerek karşılık vermişti.

11 eylül terör saldırılarının şoku geçtikten sonra, oğlu, george w. bush ise çok daha iddialı bir vizyon geliştirmişti. eski danışmanlarından biri, oğul bush’un, ortadoğu’ya demokrasi getirmek gibi büyük fikirlere kapıldığını ve bu büyük fikirlerin babasının oynadığı küçük ve ihtiyatlı oyunlarla büyük bir zıtlık teşkil ettiğini söylemişti. ancak, zaman içinde baba bush’un dış politikasının daha başarılı olduğu ortaya çıktı.

lider olmak peşinde olan kişilerden bazıları da, takipçileri arasında saygı ve hayranlık uyandıracak bir vizyon ilan etmeleri gerektiğini düşünür. ancak uygulamaya bakıldığında, başarılı vizyonların çoğunun bir grubun ihtiyaçlarından kaynaklandığını ve daha sonra bir lider tarafından formüle edilip dile getirildiğini görüyoruz. örneğin, martin luther king jr.’ın “bir hayalim var” konuşmasında açıkladığı vizyonu, sadece amerika’nın iddia ettiği eşitlik ve kapsayıcılık değerlerine değil, aynı zamanda, afrika kökenli amerikalıların ikinci sınıf vatandaş olarak görülmeleri ve dışlanma deneyimlerine de dayanıyordu.

sağlıklı görebilmek

bir vizyonu dile getirme baskısı liderleri zor duruma da sokabilir. bir üniversite rektörü bunu şöyle açıklıyor: “herkes bana vizyonumun ne olduğunu soruyor. bu soruyu çok çabuk yanıtlarsanız insanlar bozuluyor ve zor duruma düşebiliyorsunuz. başlangıçta “siz ne düşünüyorsunuz?” diye sormak, verilebilecek en akıllı karşılık; sonrasında da vizyonunuzu dile getirmeden önce karşınızdakini dinlemelisiniz.”

başarılı bir vizyonun, takipçileri ve ilgili kişiler arasındaki çeşitli çevrelerde de cazip bulunması gerekir. bir gruba uyan bir vizyon başka gruplar için uygun olmayabilir. ayrıca, bir vizyonun sürdürülebilir olması için, ilgili grubun karşı karşıya olduğu sorunları etkili bir şekilde teşhis etmesi de gerekir. liderler, cevapları vermeye girişmeden önce, doğru soruyu sormalıdır. hedefleri seçmek ve bir vizyon içinde ifade etmek, takipçilerinin görüşlerini almanın yanısıra, yaptıkları seçimlerin bağlamını anlıyor olmayı da gerektirir. gerçekler doğru bir şekilde değerlendirilmelidir.

bir vizyonun ne kadar cüretkar olacağı liderliğin türüne göre değişir. toplumsal hareketlerin liderleri, kamu görevlilerine göre daha büyük vizyonlar öne sürebilir. bir hareketin lideri, takipçilerinin çok ilerisinde bir vizyonu savunabilir; ancak birden çok amacı ve sorumluluğu olan bir başbakanın halkla anlamlı bir diyalog sürdürmesi gerektiği için, yurttaşların çok fazla ilerisinde olmaması gerekir. abd’nin eski başkan yardımcısı al gore, 2000 yılında başkanlık yarışını kaybedip küresel iklim değişikliği ile mücadeleyi amaçlayan bir toplumsal hareketin başına geçtiğinde, pragmatik tarzını bırakmış ve onun yerine insanları bu konuda canlandırmayı amaçlayan ve kehanetlerde bulunmaktan kaçınmayan bir yenisini benimsemişti.

yorumcular, bir devlet liderinin vizyonu üzerinde hükme varırken, gerçekler ve riskler arasında denge yaratıp yaratmadığına ve amaçlarla olanakları dengeleyip dengelemediğine bakarlar. bir dilek listesi çıkarmak herkesin yapabileceği bir şeydir; ancak etkili vizyonlar esin kaynağı olmakla yapılabilirlik arasında bir denge sağlamalıdır.

britanya’nın eski başbakanı tony blair’in eleştirmenleri, bir lider olarak en güçlü yönlerinden birisinin bir vizyon ifade edebilmek olduğunu kabul etmiş; ancak ayrıntılara dikkat etmemesinden yakınmıştı. blair gibi, abd’nin yirminci yüzyıl liderlerinden woodrow wilson ve george w. bush da, iddialı bir dış politika vizyonunu dile getirmekte oldukça başarılı oldular; ancak uygulamada zorluklarla karşılaştıklarında vizyonlarını iyileştirmek ve yeniden biçimlendirmek konusunda yetersiz kaldılar. her ikisi de demokrasiyi öne çıkarıyor ve destekliyordu, ama bunu yapış biçimleri demokrasinin öne çıkarılması ve desteklenmesi konusunda ters tepkilere yol açmıştır.


woodrow wilson, abd için belirlediği iddialı
dış politikayı hayata geçirmekte başarı
gösteremedi. [opus penguin, flickr]

diğer taraftan, ihtiyatlı olmak kuşkusuz yeterli değildir. liderlerin, takipçilerini canlandırmak için bazen (winston churchill’in 1940’da büyük britanya’da yaptığı gibi), gerçekçi olmanın sınırlarını zorlamaları ve onlardan ekstra çaba göstermelerini istemeleri gerekir. bir vizyon, genel durumun anlaşılmasına dayanan belirli bir ihtiyattan yoksunsa değerini ve önemini kaybedip anlamsız bir fanteziye dönüşür ve savunduğu değerlerin altını oymaya başlar.

1930’larda amerikalıları “tecrit” siyasetinden vazgeçmeleri için ikna etmeye çalışırken son derece dikkatli davranan franklin roosevelt gibi, merkel de euroyu kurtarmak konusunda ihtiyatlı davrandı. yunan ekonomisini maddi olarak destekleyip kurtarmak için almanya’nın kaynaklarını kullanması kamuoyunda şüphe yarattı. içinde bulunduğu koalisyon bu konu yüzünden bölünürken, partisi eyalet seçimlerini kaybetti. daha cüretkar davranması, daha fazla destek kaybetmesi anlamına gelebilirdi; ancak kabul ettiği adımlar piyasalara güvence vermek açısından yetersiz kaldı.

merkel, nihayetinde, ekim ayının son günlerinde, avrupa’nın geleceğine yönelik bir vizyon açıkladı. alman federal meclisi’ni euroyu kurtarmayı amaçlayan paketi kabul etmeye razı eden onun bu hareketi olmuştur. merkel’in çok fazla bekleyip beklemediği ve vizyonunun ikna edici olup olmayacağı ise önümüzdeki aylarda belli olacak.

clinton yönetiminde abd savunma bakan yardımcısı olarak görev yapmış olan joseph s. nye jr., şu anda harvard üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmaktadır. nye jr., aynı zamanda gücün geleceği (the future of power) adlı kitabın da yazarıdır.

bu makalenin bir nüshası daha önce project syndicate tarafından yayımlandı.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Joseph S. Nye

harvard üniversitesi john f. kennedy school of government bölümü öğretim görevlisi, washington merkezli düşünce kuruluşu center for a new american security eşbaşkanı ve foreign policy dergisi yayın kurulu üyesi. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;