Görüş

Mısır’da devrimin ikinci perdesi

Gitgide askerlerin istediği bir anayasa yapımına götüren süreç, protestocuları tekrar Tahrir Meydanı'na topluyor.

Konular: Afrika, Mısır
Mısırlı protestocu havaya kalkan eller arasında.
Tahrir Meydanı'ndaki gösteriler bu sefer Yüksek Askeri Konsey'e karşı düzenleniyor. [AFP]

mısır’da ocak ayında başlayan protesto gösterileri sonrasında cumhurbaşkanı mübarek devrilmiş, ancak otoriter rejimin diğer bütün ayakları (başta ordudaki üst rütbeli subaylar olmak üzere) iktidarlarını korumayı başarmıştı. gösteriler mısır’ın demokratik bir rejime geçeceği umuduyla son bulmuştu. ancak mübarek’in devrilmesi sonrasında sönen devrim ateşinin dumanı tüterken, devrimcilerin umutları kırıldı; çünkü iktidarı eline alan yüksek askeri konsey mısır’ı sivillerin yönetimine bırakmaya niyetli olmadığını gösteren adımlar atmaya başladı.

protestolar neden şimdi başladı?

mısır’da 28 kasımda başlayacak seçimler 11 marta kadar devam edecek. seçimler tam 105 gün sürecek. seçimlerin sonucunda iki tip meclis belirlenecek: halk meclisi ve şura meclisi. iki meclis için iki ayrı seçim ve her meclis için de üç farklı tarihte yapılacak son derece karmaşık bir seçim sistemi var.

ancak seçimler sonucunda demokrasiye geçilmiş olmayacak. çünkü halk meclisi sadece yasama organı. şura meclisi’nin de sadece istişare ve danışma fonksiyonu olacak. yasaları veto etme ve hükümet kurma görevi seçimlerden sonra da yüksek askeri konsey’de (yak) olmaya devam edecek. yak’ın başındaysa 20 yıl mübarek’in savunma bakanı olarak görev yapan mareşal tantavi bulunuyor. seçimlerden hemen sonra halk meclisi ve şura meclisi bir araya gelerek 100 kişilik anayasa meclisi hazırlayacaklar. yak, 100 kişiden 80’ini ben atayacağım deyince mısır’da kıyamet koptu. çünkü mısır’da anayasa hazırlandıktan ve halk oyuna sunulduktan sonra yeni cumhurbaşkanı seçilecek ve yak’ın görevi ancak o zaman son bulacak. dolayısıyla yak (askerler) görevi bırakmadan önce kendi istedikleri tipte bir anayasa ve o anayasada orduya önemli ayrıcalıklar tanınmasını garantilemek istiyorlar. mevcut takvime göre 2013’ün ikinci yarısına kadar mısır’da yak ve tantavi işbaşında kalacak.

sorun sadece anayasanın yazılma sürecini askerlerin kontrol etmek istemesi ve müslüman kardeşler başta olmak üzere siyasi partilerin de buna karşı çıkması değil. askerler önümüzdeki hafta başlayacak seçimler için hiçbir parti mecliste çoğunluğu alamasın diye öyle bir sistem dizayn etmişler ki okuyunca insan inanamıyor. mesela halk meclisi’nin 498 üyesinin en az yüzde 50’si işçi ve köylü olmak zorunda (nasır sosyalizminden kalma). daha önce yüzde 7 olan seçim barajı yüzde 0,5’e düşürüldü ki her parti meclise girebilsin. halk meclisi’nin üçte biri (166 milletvekili) bağımsız olmak zorunda. bunlar hiçbir partiye üye olmayacaklar ve meclise girdikten sonrada bir partiye giremeyecekler. böylece yerel bölgelerde mübarek döneminin güçlü adamları ve zenginleri nüfuzlarını kullanarak meclise girebilecekler. bütün bunların amacı parçalı bir meclis ortaya çıkararak askerlerin anayasa sürecinin manipüle edebilmesini kolaylaştırmaktır. seçimlere bir hafta kala siyasi partilerin çoğu bütün bu sürecin sonunda 2013’te de askerlerin siyaseti kontrol edeceğini anlayınca isyan bayrağını açtılar.

bundan sonra ne olacak?

mısır’da en önemli soru önümüzdeki hafta seçim sürecinin başlayıp başlamayacağıdır. muhalefetin önde gelen partileri seçimler sonunda iktidarı alamayacaklarına ve askeri vesayetin devam edeceğine inandıkları için adil seçimler ve anayasa hazırlama süreci istiyorlar. ancak mısır’ı 1950’lerden bu yana yöneten ordunun, iktidarı sivillere kolayca bırakmayacağı anlaşılıyor. önümüzdeki haftalarda mısır’da siyaset, ordu ve demokrasi isteyen güçler arasındaki mücadelenin ne kadar sertleşeceğine ve buna dünya kamuoyunun nasıl tepki vereceğine göre şekillenecek.

marmara üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde dersler vermektedir. "dar-ül islam’dan türk vatanına" isimli kitabı 2012 yılında yale üniversitesi yayınları'ndan çıkacaktır. 

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Behlül Özkan

marmara üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde dersler vermektedir. "dar-ül islam’dan türk vatanına" isimli kitabı 2012 yılında yale üniversitesi yayınları'ndan çıkacaktır.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;