Görüş
Suudi Arabistan'ın cesur siyasi hamlesi
Temsilciliklerin yeniden açılacağı yönündeki son haberler, Riyad'ın nihayet Şii Bağdat hükümeti ile uzlaşma içine girdiğinin ve artık Irak'taki gelişmeler üzerinde resmi ve karşılıklı düzeyde etkili olabilmek için ülkede varlık gösterme arayışı içinde olduğunun bir işareti.
suudi arabistan'ın bağdat büyükelçiliği ve erbil konsolosluğunu yeniden açacağı yönündeki son haberler, geç kalınmış, fakat olağan bir diplomatik gelişme gibi görünse de, suudilerin irak dış politikası açısından büyük önem arz ediyor.
saddam hüseyin'in 1990 yılında kuveyt'i işgal etmesinin ardından riyad-bağdat ilişkileri bozulurken, ardından baas sonrası kurulan hükümet ile yaşanan gerilimler, suudi arabistan'ı irak'taki diplomatik temsilciliklerini yeniden açmaktan alıkoydu. temsilciliklerin yeniden açılacağı yönündeki son haberler, riyad'ın nihayet şii bağdat hükümeti ile uzlaşma içine girdiğinin ve artık irak'taki gelişmeler üzerinde resmi ve karşılıklı düzeyde etkili olabilmek için ülkede varlık gösterme arayışı içinde olduğunun bir işareti.
bölgesel güç dinamikleri açısından bakıldığında, 2003 yılında saddam hüseyin hükümetinin devrilmesi, irak'ın tüm komşularını etkileyen bir gelişme oldu. ürdün ve suriye, iraklı mülteci akını ile karşı karşıya kaldı. hem suriye hem iran, bush yönetiminin irak'ı üs olarak kullanarak, kendi rejimlerinin istikrarını bozacağından endişe etti. türkiye ve suudi arabistan, 2003 sonrasında irak'ta güçlenen kürt ve şiilerin, kendi içlerindeki kürt ve şii nüfusta da benzer taleplerin uyanmasına sebep olacağı korkusunu yaşadı.
tartışmalı bir mesele
bağdat'taki büyükelçiliklerin abd liderliğindeki işgalin ardından yeniden açılması, ortadoğu'daki bölgesel aktörler açısından tartışma yaratan bir mesele oldu. irak'taki yeni siyasetçiler, yeni hükümete bölgede bir nebze meşruiyet kazandırmak adına, muhtelif arap ülke ve teşkilatlarını bağdat büyükelçiliklerini yeniden açmaya çağırdı.
arap birliği, bağdat'taki diplomatik temsilciliklerini yeniden açma konusuna tereddütlü yaklaşarak, bir arap başkentinin yabancıların denetimi altında olmasını dolaylı yoldan protesto etmiş oldu.
bağdat, suriye'nin eski baasçılara kucak açma ve irak'ta 2003'teki işgalin hemen ardından başlayan ayaklanmaya destek olma politikasına son vereceği umuduyla, bağdat büyükelçiliğini yeniden açması için defalarca istekte bulundu.
suudi arabistan'ın bağdat'taki elçiliğini açmamasında ise, amerikan güçlerinin bir arap başkentini işgal etmesinden ziyade, irak'taki yeni şii hükümetin yükselişini protesto etme isteğinin payı vardı.
1979 yılındaki iran devrimi'nin ardından, suudi arabistan'daki şiiler hükümetten daha fazla hak talebiyle protestolara başlamıştı. riyad, şii liderliğindeki irak hükümetinin yükselişe geçmesinin 2003 yılındaki protestolara benzer bir ayaklanmanın fitilini ateşlemesinden korkuyordu. suudi arabistan'ın petrol zengini doğu bölgesindeki şii nüfusun yeniden başkaldıracağı yönündeki kaygıları ülkenin iç meselesi. bununla birlikte 2003 irak savaşı, dış politikada bölgesel seviyede bir başarısızlığı da simgeliyordu.
iran etkisi
saddam hüseyin idaresindeki irak, 1991 yılındaki zayıf düşmüş hâliyle bile, 1979'dan bu yana ortadoğu ve islam dünyası hâkimiyeti konusunda riyad'a rakip olarak lübnan'dan pakistan'a pek çok bölgede vekil savaşları veren iran'a karşı hâlâ bir tampon görevi görüyordu. 2003 sonrasında suudi arabistan, bağdat'ın ilk şii hükümetini destekleyen iran'ın irak'taki nüfuzunun giderek arttığına ve tahran'ın, suudilerin arka bahçesi olarak gördüğü bir diğer ülke olan yemen'deki husi ayaklanması kapsamında cereyan eden olaylar üzerindeki etkisine tanık oldu.
suudi arabistan'ın sınırlarının her iki yakasında da iran'ın etkisi yüzünden köşeye sıkışması bir yana, riyad'ın bakış açısına göre bahreyn'deki arap baharı protestoları da iran destekli bir proje idi. üstüne üstlük, iran, hem nükleer program sahibi olmanın, hem de bölgede abd ile de facto bir çalışma ilişkisi içine girmenin eşiğinde görünüyordu.
suudi arabistan, başlangıçta suriye devlet başkanı beşşar esed aleyhindeki protesto ve ayaklanmalara destek vererek statükoya meydan okumakta isteksiz davransa da, sonrasında isyancılardan yana ağırlığını koydu. ancak iran, şam hükümetini canlı tutmayı başararak bu alanda da suudileri alt etmiş oldu.
(abd'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından) dış ilişkiler konseyi başkanı richard haass, ortadoğu'daki bölgesel durumu "ortadoğu'nun otuz yıl savaşı" ya da iran-suudi arabistan arasında mezhebe dayalı yeni bir soğuk savaş olarak nitelendiriyor.
şayet bu benzetmeyi kullanacak olursak, savaşın kazanan tarafının kesinlikle iran olduğunu söyleyebiliriz. bu açıdan, suudi büyükelçiliklerinin yeniden açılacağı haberleri, riyad'ın dış politikasını yeniden değerlendirmesi bağlamında ortaya çıkıp, tesadüfen de kral abdullah'ın hastaneye yatırıldığı bir dönemde açıklanırken, bu durumun krallığın gelecek yönetimi açısından ne anlama geldiğine dair endişe yarattı.
sessiz diplomasi
oysa büyükelçilikleri yeniden açma kararı, kral'ın sağlık durumu bozulmadan önce başlayan sessiz bir diplomasi sürecini yansıtıyor. iran ve suudi arabistan'ın irak'ın geleceği konusunda işbirliğine başladığına dair ilk işaret, irak şam islam devleti'nin (işid) 2014 yazında musul'a düzenlediği saldırının arkasından ortaya çıktı. tahran ve riyad, irak'ta nuri maliki'nin ardından başbakanlık koltuğuna haydar ibadi'nin oturması konusunda mutabık kaldı. bu anlaşma, suudi tarafındaki değişimin bir simgesi niteliğinde; ki, kral abdullah'ın amerikalı yetkililerle yaptığı bir toplantıda şahsen maliki'den hiç hoşlanmadığını ifade ettiği wikileaks belgesi de bunu doğruluyor.
irak-suudi arabistan ilişkileri, irak cumhurbaşkanı fuad mahsum'un kasım 2014'te riyad'ı ziyaret ederek kral ile görüşmesinin ardından yumuşama gösterdi ve iki ülke işid ile mücadele konusunda anlaşmaya vardı. irak'ta hem devlet içinde, hem de vatandaşlar arasında çok sayıda kişinin suudi arabistan'ı işid'in yükselişine maddi ve ideolojik açıdan imkân sağlamakla suçladığı düşünülecek olursa, bu anlaşma son derece mühim. örneğin irak'ta yayınlanan kamu spotlarında, ülkede sorun yaratmak amacıyla yerli halka para dağıtan, kısa cübbeli, sakallı bir adam gösterilerek, "yabancı" teröristlerin ihbar edilmesi isteniyor.
irak, iran ve suudi arabistan, işid ile mücadele konusunda geçici bir anlaşma sağlamaları gerektiği sonucuna varmış görünüyor. bölgedeki durumla ilgili bir benzetme yapacak olursak, "otuz yıl savaşı" veya "soğuk savaş" tabirleri yerine, ortadoğu'daki bölgesel oyuncuların, sonunda işid'e karşı kendi "terörle savaşlarını" başlattıklarını söylemek daha uygun olacaktır.
ibrahim el maraşi, san marcos'taki california eyalet üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi. maraşi'nin 'iraq’s armed forces: an analytical history' adlı bir kitabı bulunuyor.
twitter'dan takip edin: @ialmarashi
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar