Haber analiz
Ali devri olayları
Hz. Ali’nin öldürülmesiyle beraber, İslam tarihinde halifelerin seçimle göreve geldikleri Hulefayı Râşidin Dönemi (632-40) sona erdi.

hz. osman’ın öldürülmesinden büyük üzüntü duyan ashap, müzakereler neticesinde hz. ali’yi halife seçti. bu zorlu ortamda hz. ali’yi bekleyen başlıca mesele, hz. osman’ın katillerini gerektiği gibi cezalandırmaktı. lakin ortada katil yoktu. kalabalık bir grup, hz. osman’ın katilleri olduklarını söylüyorlardı ki yeni halifenin hâlâ medine’de bulunan bu kalabalıkla başa çıkması imkansızdı.
ashaptan talha bin ubeydullah ve zübeyr bin avvam, isyancıların cezalandırılmasında ısrar ediyorlardı. hz. ali onlara, öncelikle merkezi otoritenin sağlanıp sonra katillerin yakalanmasından yana olduğunu ifade etti. şam dışındaki bütün vilayetlerdeki ahalinin hz. ali’ye biat ettiği haberleri gelmişti. şam valisi muaviye bin ebu süfyan ise akrabası olan hz. osman’ın katillerini gereğince cezalandırmadan hz. ali’ye biat etmeyeceğini açıkladı. bu talebi, gerçekleşmesinin o günün şartlarında mümkün olmadığı bilmesine rağmen gelecekteki halifelik hedefi için bir adım olarak kullanan muaviye, şam halkı ve ordusunu hz. ali’ye karşı kışkırtmaya yöneldi.
cemel vakası
hz. osman’ın öldürülmesi ve hz. ali’nin halife seçilmesini mekke-medine yolunda haber alan hz. ayşe, mekke’ye geri dönerek gittikçe şiddetlenen çekişmeye dahil oldu. hz. osman’ın icraatlarından duyduğu rahatsızlıkla tanınan hz. ayşe, yeni halifeye karşı muhalefetle ortaya çıktı ve hz. osman’ın katillerini cezalandırmakta gevşeklik göstermekle suçladığı hz. ali’ye karşı konuşmalar yapmaya başladı. daha önce hz. ali’ye biat etmiş olan talha ve zübeyr, birkaç ay sonra, hz. ayşe’ye katıldı; üçlü hz. ali’ye karşı ortak mücadeleye girişti.
hz. ayşe taraftarları ile hz. ali’ye bağlı kuvvetler, 14 cemaziyelevvel 36/9 aralık 656’da basra yakınlarındaki hureybe denilen yerde savaşa tutuştular. hz. ayşe bir deve üzerinde olaylara katıldığı için cemel vakası adıyla bilinen çatışmayı, hz. ali’nin askeri dehası sayesinde ona bağlı kuvvetler kazandı. karşı taraftan talha ve zübeyr de dahil olmak üzere çok sayıda müslümanın öldüğü çatışma sonunda yaralılar tedavi edildi, sağ kalanlar esir alınmadı. hz. ayşe bir kafile ile medine’ye gönderildi ve bir daha gündelik siyasete karışmadı. islam peygamberinin eşi ve hz. ebu bekir’in kızı olarak toplumda etkili bir konumu bulunan hz. ayşe’nin bu tavrının arkasında, hz. muhammed’in sağlığında kendisine iftira atıldığı (ifk hadisesi) dönemdeki tavrı dolayısıyla hz. ali’ye duyduğu kızgınlığın yattığı ifade edilmektedir.
sıffın savaşı ve tahkim hilesi
cemel vakası’ndan sonra kûfe’yi karargah edinen hz. ali, muaviye mesesine odaklandı. hz. ali’nin uzlaşma arayışlarına rağmen muaviye’nin tutumunu değiştirmemesi üzerine müslümanlar bir kez daha karşı karşıya geldi. şam’a doğru harekete geçen hz. ali’nin ordusu, fırat nehri’nin batısındaki sıffın ovası’nda karşı karşıya geldiler. iki ay süren (zilhicce 36-safer 37/haziran 657) savaşın bitimine doğru hz. ali, meşhur komutanı eşter vasıtasıyla karşı tarafa kesin darbeyi vurmak üzereyken, muaviye’nin imdadına kurnaz arkadaşı amr ibnu’l as yetişti. onun tavsiyesi uyarınca mızraklarına kur’an-ı kerim yaprakları asılan muaviye askerleri, “allah’ın kitabı sizinle bizim aramızda hakem olsun” şeklinde bağırdılar. yenilmeye yüz tutan muaviye ordusu için bu hile çare oldu, dindaşlarıyla savaşmakta tereddüt eden hz. ali kuvvetlerinin ciddi bir kısmı savaşmayı reddetti.
hz. ali, savaşı durdurmaya ve ihtilafın halledilmesi için hakem seçmeye mecbur kaldı. ordusu içinde kendisine başkaldıranların ısrarı üzerine ebu musa eş'ari’yi hakem tayin etti. muaviye’nin hakemi ise amr ibnu’l as’tı. iki hakem, maiyetlerindekilerle beraber şaban 38/ocak 659 sonundada dûmetü’l cendel’de buluştular. ümmetin içine düştüğü bu durumdan kurtulması için hz. ali ve muaviye’yi görevden alıp yeni bir halife seçmek konusunda mutabık kalmışlardı. durumu halka bildirmek için toplandıklarında amr, sözü önce ebu musa’ya verdi. ebu musa müvekkili olan hz. ali’yi halifelikten iskat ettiğini açıkladı. onun ardından söz alan amr ise meşhur hilesini yaparak müvekkili muaviye’yi halife olarak tayin ettiğini söyledi. hz. ali ve taraftarları bu hileli hareketi kabul etmediler. böylece sıffın savaşı ve tahkim sonunda müslümanların devleti ikiye bölündü; şam’da hilafeti için gerekli zemini oluşturan muaviye'nin, diğer islam beldelerinde ise meşru halife kabul edilen hz. ali’nin hakimiyeti devam etti.
başlangıçta hz. ali’yi tahkime zorlamışken, hakemler seçilip hüküm vermeleri kararlaştırılınca yaptıklarından pişman olan ama sonra yenildikleri hissine kapılan; seçilen hakemlerin verdiği hükmü ‘hüküm ancak allah’a aittir’ diyerek reddeden (daha sonra hariciler olarak adlandırılacak) grup, hz. ali ve muaviye ile bağlantısını kesip ilkin kûfe yakınlarında sonra da nehrevan’da toplandı. hz. ali onlarla önce nehrevan’da sonra da nuhayle’de savaşıp büyük kısmını ortadan kaldırdı.
hz. ali’nin nehrevan ve nuhayle savaşları’nda mağlup ettiği hariciler arasından kaçıp kurtulanlar, yeryüzünde fitne ve fesadın ortadan kalkması için üç kişinin, hz. ali, muaviye ve amr ibnu’l as’ın mutlaka öldürülmesi gerektiğine inanıyorlardı. muaviye ve amr suikasttan kurtulurken, hz. ali kûfe’de sabah namazı sırasında hançerle ağır yaralandıktan iki gün sonra, 21 ramazan 40/31 ocak 661 tarihinde vefat etti.
hz. ali’nin öldürülmesiyle beraber, dört halife olarak da anılan hulefayı râşidin (raşit halifeler) dönemi (11/632-40/661) sona erdi. babasının ardından altı ay kadar halife olan hasan bin ali, içinde bulunduğu şartların zorluğundan dolayı muaviye ile anlaşarak ona biat etti.
hz. muhammed’in ilk torunu olan hz. hasan’ın 49/669’da zehirlenerek ölmesiyle, ailenin en büyük temsilcisi olan kardeşi hüseyin bin ali, muaviye’nin kendisinden sonra oğlu yezid’e biat alma teşebbüsüne karşı çıktığı için büyük sıkıntılarla karşılaştı. önce medine’den mekke’ye gelen hz. hüseyin, daha sonra kûfelilerin daveti üzerine maiyetiyle birlikte mekke’den kûfe’ye giderken, kerbela’da 10 muharrem 61/10 ekim 680’de yezid’e bağlı güçler tarafından katledildi. hz. hüseyin’in öldürülmesi, şia mezhebinin teşekkülünde dönüm noktasıydı.
kaynaklar: islam mezhepleri tarihi, ed. hasan onat, sönmez kutlu, grafiker y., ankara, 2012.
islam düşünce tarihinde mezhepler, m. saffet sarıkaya, rağbet y., istanbul, 2011.
başlangıçtan günümüze islam mezhepleri tarihi, mustafa öz, ensar y., istanbul, 2011.
mezhepler tarihi ve terimleri sözlüğü, mustafa öz, ensar y., istanbul, 2012.
mezhepler tarihi sözlüğü, cevad meşkûr, ankara okulu y., ankara, 2011.
Yorumlar