Haber analiz

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Mısır yol ayrımında

Ülkedeki ilk demokratik cumhurbaşkanlığı seçimleri geride kalmışken, devrimin kazanımlarının devam etmesi için temel güçlerin uzlaşması gerekiyor.

Göstericiler Muhammed Mursi posteri taşıyor.
İktidarı devralan Muhammed Mursi ve devreden YAK'ın eylemleri, 'seçilmişlerle' 'atanmışların' ilişkisini gösterir nitelikte. [Reuters]

Cumhurbaşkanlığı seçimleri görüş yazıları

mısır cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci ve son turu, ilk turu kazanan müslüman kardeşler cemaatinin siyasi kolu hürriyet ve adalet partisi adayı muhammed mursi ile önceki rejimin adamı ve mübarek rejiminin son başbakanı ahmed şefik arasında 16 ve 17 haziran tarihlerinde yapıldı. 18 haziran pazartesi sabahı mursi’nin kampanyası, yaklaşık 1 milyon oy farklıyla cumhurbaşkanlığını kazandığını ilan etti. şefik’in kampanyası yenilgiyi kabul etmedi ve hatta generalin sözcüleri kendi adaylarının kazandığını açıkladılar. günün ilerleyen saatlerinde seçimleri takip eden medya ve hukuk çevreleri mursi’nin kazandığını teyit ettiler.

resmi sonuçların açıklanması gecikti, ancak eldeki rakamlar, mursi’nin gurbetteki mısırlıların oylarının da ilave edilmesi sonrası 800 binden fazla oyla rakibini geçtiğine işaret ediyor. dışarıdaki oylar büyük farkla mursi’nin lehineydi. bu rakamlar alt seçim komisyonlarının açıklanmış sonuç tutanaklarına dayanmasına rağmen, iki adayın kampanyalarının şikayetlerini ve itirazlarını dikkate alacak nihai resmi sonuçlar açıklandığında, oy oranlarının çok az farklılık göstermesi uzak bir ihtimal değil. bu turda oy kullananların oranı yüzde 52’ye yükseldi. (geçerli yaklaşık 50 milyon oy arasında 26 milyon.) bu oran, ilk turda kaydedilen yüzde 46’nın üstünde. bu artış, mısırlıların henüz seçim yorgunluğu içine girmemelerine işaret etse de, rekabetin dozuna ve adayların destekçilerinin kapasitesine ilave bir gösterge oluşturmaktadır.

seçim süreci: karşılıklı korku

seçimler, ilk tur sonuçlarının ağırlığıyla oldukça gergin bir siyasi atmosferin gölgesinde yapıldı. ilk tur sonuçlarının ortaya çıkması sonrası devrimci güçler, demokratik partilerin ve yarıştan çıkan başkanlık seçimlerinin iki temel adayı, mursi’nin arkasında yer almak için büyük çabalar harcadı. özellikle de bu kimseler nezdinde şefik’in aldığı desteğin ve seçim kampanyasının elde ettiği mali imkanların boyutunun anlaşılması sonrası... ancak ocak 2012’deki halk meclisi seçimlerinden itibaren mısır siyaset sahasını saran bölünmüşlük acımasızca devam etti. cumhurbaşkanı eski adayı ve ihvan eski yöneticisi abdulmunim ebulfutuh, mursi’ye temkinli desteğini açıklarken bir başka eski aday hamdin sabbahi hiçbir adayı desteklemedi. sabbahi, anayasa mahkemesi'nin seçimleri iptal etmesine, tekrarlamasına veya cumhurbaşkanlığı yarışını başa götürecek ikinci devrimin patlak vermesine sebebiyet verecek bir mucize bekliyordu. mursi, ebulfutuh ve sabbahi’ye, cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi ciddi teklifler sundu, ancak her ikisi de teklifi reddettiler.

ilk turda beşinci sırada yer alan eski aday amr musa’nın, mursi için desteğinin alınmasına yönelik umutlar zayıftı. hatta musa seçim kampanyasının son günlerinde şefik’in kazanacağına kanaat getirdi ve dolayısıyla kendisine yönelik ifadelerinde daha uzlaşmacı bir görüntü çizdi. üstelik musa’nın ilk turda ezici yenilgisi başka bir aday eliyle değil, şefik eliyle yaşandı.

usame el gazali harb ve sadeddin ibrahim gibi birçok başka liberal ismin yanı sıra, liberal özgür mısırlılar partisi, vefd partisi’nden bazı liderler ve solcu tecemmü partisi, şefik’i desteklediğini açıkça ilan etmekten çekinmediler. resmi medya organlarının tamamı ile özel gazete ve televizyon kanallarının çoğu şefik’i destekledi. ne var ki, şefik’e en büyük destek, kapatılan ulusal parti’nin, ülkenin dört bir yanına yayılmış adamlarından; önceki rejimle sağlam ilişkileriyle bilinen zengin iş adamlarının geniş bir kesimden; seçimleri yönetmekle sorumlu güvenlik kurumu çevrelerinden; ayrıca seçmenlerle doğrudan bağlantılı, taşra kentlerinde ve bölgelerinde klasik sosyal haritaya vakıf yerel yönetim çevrelerinden geldi. şefik’in askeri kurum, devlet içindeki ve dışındaki eski rejim tabanları da dahil, devlet organı için en iyi aday olduğuna şüphe yoktu.

buna karşın oldukça yaygın selefi akım içindeki veya cemaat islamiye ve klasik islami cemiyetlerdeki islamcı güçler ve liderler, mursi’nin yanında yer aldılar. ayrıca mursi’nin kampanyası ebulfutuh’un kampanyasında çalışan genç aktivistlerden geniş bir kesimin ve sabbahi kampanyasında çalışanlarından destek aldı. mursi 6 nisan hareketi’nden ile devrimci islamcı gençlerden oluşan mısır akımı partisi’nden ve daha küçük devrimci birçok gruptan destek aldı. ihvan’ın örgütsel makinesi yarış pistine girerek, ülkenin dört bir yanında benzeri görülmemiş bir şekilde çalıştı.


mursi'nin ikinci tura kalması üzerine imad abdulgaffur
(selefi nur partisi), kendisine açıkça destek vermişti. [reuters]

mursi’nin büyük ölçüde kısa olan ikinci seçim kampanyasında benimsediği söylem, açık islami dilin damgasını vurduğu ilk turdaki seçim kampanyasındakinden daha fazla ulusalcı, diğer güçler ve eğilimlerle uzlaşmacıydı. ayrıca ilk turun birçok durağında mursi’ye eşlik eden din adamları da ikinci turda yoktular. ancak şefik’in kampanyasının siyasi olarak mursi’nin kampanyasından önde gittiği kesindi. siyasi dirayetinin eksikliğiyle bilinen şefik’in arkasında mısırlı seçmenlerin çoğunluğunu nasıl etkileyeceğini bilen profesyonel isimler vardı. seçim kampanyasının bazı dönemlerinde mursi’nin, (küçük çaplı çiftçiler, işçiler ve büyük kentlerin fakirleri gibi) çok fakir veya borçlu seçmen kesimlerine şefik’in sunduğu vaatleri yakalamak için hızlanması gerekiyordu.

mursi’ye zarar veren, rakibinin yanında yer alan medyayla mücadele içindeki seçim mekanizmasının halk meclisi’ne yönelik sert kampanyayla mücadelede aciz kalmasıydı. mısırlıların bilincinde halk meclisi’nin, ihvan ve islamcıların meclisi olduğu görüntüsü yerleşti. oysa meclisin, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki ömrünün birkaç ayı zarfında yasama alanında başarıları oldu. ancak anayasa mahkemesi’nin 14 haziran 2012 perşembe günü siyasi tecrit yasasının ve halk meclisi seçimleri yasasının bazı maddelerinin anayasal olmadığına hükmeden iki kararının çıkması sonrası artan sempati mursi’ye destek oldu.

bu iki karar mursi’nin (ve bütün siyasi çalışmanın), eski rejimin araçlarının ve yüksek askeri konsey’in (yak) bariz saldırılarına maruz kaldığı düşüncesi oluşturdu ve kararsızlardan büyük bir kesimin tutumlarını mursi lehinde belirlemesine destek oldu. mursi’nin aynı günün akşamı yaptığı meydan okuyan konuşmasının kamuoyunda büyük etkisi oldu, kendisinin, devrimin adayı ve eski rejimi yeniden diriltme girişimleri karşısında duruşun son umudu olması, konumunu güçlendirdi.

ayrıca mursi’nin kampanyası, özellikle de kitleler ve medya buluşmaları ile uzman kesimlerle görüşmelerin belirlenmesinde, ek olarak seçim kampanyasının organizasyonu ve yönetiminde üstün bir performans sergiledi. ayrıca sonuçlarla verimli bir ilişki kurdu. bu verimli çalışma, 18 haziran 2012 pazartesi sabahı saat dörtten önce, alt komisyonlarının büyük çoğunluğunda her adaya verilen oyların toplamına ulaşma başarısında görüldü. mursi’nin kampanyası, sonuçlar netleşince kendisinin seçimleri kazandığının erken ilan edilmesi de dahil, birçok taktiksel adım attı. sonuç tutanaklarının bir kopyası basına ve ilgili kimselere gönderildi.

raporlar, seçimlerde doğrudan veya dolaylı şaibe yapıldığını belirtti. şaibeler, raporlara göre önceki rejim güçlerinin kapsamlı ve yoğun şekilde para kullanmasında kendini gösterdi. doğrudan şaibeler, mükerrer oy kullanılması, bir kartla birden fazla oy atılması ve hatta oy kartlarının toplu halde seçim sandıklarına sokuşturulması gibi gözlemcilerin zor tespit edebildiği manipülasyon araçlarının işleve konmasında görüldü. ancak devrimin halk meclisi’nin çıkardığı seçim yasası, alt seçim komisyonlarının, adayların temsilcilerinin huzurunda oyların sayımını yapmasını; ve bu temsilcilere, ana seçim komisyonlarına ve yüksek seçim komisyonuna gönderilen sonuç tutanağının bir kopyasını vermesini zorunlu kıldı. bu da şaibeleri, sonuçları garanti olmayan bir girişim haline getirdi. yani manipülasyon yapan kişi, iki rakip arasındaki nihai farkın ne olacağını yaklaşık bir rakamla dahi bilemedi.

sonuçlar: ilk tur eğilimlerinin onayı

mısır cumhuriyeti’nin 27 ilini beş seçim bölgesine ayırmak mümkün:

birinci bölge büyük altı ili kapsıyor: kahire, gize, degahliye, şarkiye, iskenderiye, buheyra. her biri 6,5 milyon (kahire) ile 3,2 milyon (buheyra) arasında değişen seçmen kitlesini içeriyor ve toplam oy oranı neredeyse cumhuriyetin bütün bölgelerindeki seçmen sayısının yarısına varıyor.

ikinci bölge başka şehirler içeriyor (garbiye, minya, kalyubiye, sohac, menufiye ve asyut): oy oranı ise her biri için 2 ila 2,9 milyon arasında değişiyor.

üçüncü bölge dört şehri kapsıyor (kafr eş şeyh, gina, feyyum, beni süveyf ): her biri için oy oranı 1,4 ile 1,9 milyon arasında bulunuyor.

dördüncü bölge dört şehri içeriyor (asvan, dimyat, ismailiye, uksor): her birinin oy oranı 1 milyonun altında ve yarım milyonun üstünde.

beşinci grup ise yedi şehri kapsıyor (port said, süveyş, kızıldeniz, güney sina, mursi matruh, yeni vadi ve kuzey sina): her birinin oy oranı yarım milyondan az.

birbirleriyle yarışan iki taraf arasındaki çekişme birinci ve ikinci grupta kızıştı ve hiçbiri büyük bir atılım gerçekleştirmedi. şefik tartışmasız en büyük oy kitlesine sahip kahire de dahil olmak üzere, en büyük altı şehrin üçünde zafer elde etti. birinci turda aynı şehirlerde mursi’nin önünde yer aldı ve ikisinde de bütün adaylar arasında ilk sırada yer almayı başardı. mursi ise büyük altıdan üçünü kazandı. birinci turda bu altının ikisinde ilk sırada yer almıştı. mursi ayrıca iskenderiye’de şefik’in önünde geldi. mursi’nin en büyük başarısı iskenderiye’deki bu bitirici zaferde kendini gösterdi. burada ihvan’ın seçim kampanyası iyiydi ve büyük selefi kitle de ihvan’ın yanında yer aldı. ikinci sürpriz, şefik’in kahire’de büyük zafer elde etmekteki başarısızlığıydı. şefik, kahire’nin kendisine 1 milyon oya varan bir fark getireceğini umuyordu. mursi, şefik’in kahire’de kendisine attığı yarım milyonluk farkı, küçük gize şehrinde yaklaşık yarım milyon farkla telafi etti.

ancak kahire’de 1 milyon oya varan büyük hristiyan kitlesi, çeşitli siyasi akımları ve sosyal güçleriyle, siyasal islamcı güçler önünde önemli bir engel oluşturdu. sadece kahire değil, giza ilinin ekseri kesimi de öyle.


seçimlerin ilk turuna katılım oranı yüzde 46 civarındayken, ikinci turda
bu sayı yaklaşık yüzde 52 oldu. [reuters]

ikinci grupta şefik, garbiye ilinde tartışmasız en büyük başarısını gerçekleştirdi. kendisine verilen oylar mursi’ye giden oylardan 600 bin fazlaydı. ayrıca şefik, enver sedat döneminden beri devlet ve yönetime sıkı sıkıya bağlı menufiye ilinde de büyük zafer elde etti. şefik’in payı, mursi’nin payından yaklaşık yarım milyon oy fazlaydı. şefik kahire’ye bitişik kalyubiye’de de daha az bir farkla kazanırken, mursi ikinci grubun diğer üç ilinde öndeydi. en büyük zaferini el minya’da gerçekleştirdi ve 400 bin oy fark attı. ancak nihayetinde mursi’nin kefesini ağır bastıran gelişme, üçüncü, dördüncü ve beşinci gruplardaki kentlerin çoğunluğunda seçimleri kazanması oldu.

coğrafi olarak gize’den asvan’a kadar uzanan said kentlerinde ezici çoğunluğu ve mersa matruh’tan kuzey sina’ya kadar akdeniz sahilini içeren 17 vilayette mursi kazandı. şefik ise, uzun said hattı boyunca sadece tek bir yerde, uksor’da ve akdeniz sahili boyunca da sadece port said’de öndeydi. seçim haritasının coğrafi dağılımı sadece marjinalleşmiş illerde mursi’nin kazandığı söylemini çürütüyor. zira mursi’ye güçlü şekilde oy veren sahil kentleri genelde hiçbir şekilde marjinal kalmış kentler arasında görülmemektedir. diğer yandan nil deltası’nın tarım şehirleri ve kahire’nin şefik’i tutması ve cumhuriyetin dört bir yanında kendisine oy veren hristiyanlar, mursi’yi yakalamasına destek oldu.

iki adayın kitlesinin sosyal analizini yapmak için henüz erken olabilir, ancak bazı göstergeler sosyal şartların seçmenin davranışında belirleyici olmadığına açıklık getiriyor. orta bölgede çok fakir görülen said nüfusu büyük yoğunlukla mursi’ye oy verirken, şefik’in oylarının çoğunluğu başkentin nispeten daha fakir olan semtlerinden geldi. şefik, kahire’nin orta sınıf semtlerini ise rakibiyle bölüştü.

genel tablo içinde ilk turda ebulfutuh’a giden oyların çoğunluğunun ikinci turda mursi’ye gittiği görülüyor. mursi, sabbahi’nin oylarında daha az bir oranı alabildi. mursi’nin, amr musa’nın oylarından aldığı oran ise çok daha azdı. musa’nın ilk turda aldığı oyların çoğunluğu ikinci turda şefik’e gitti. bunun yanı sıra şefik, sabbahi’nin oylarından da daha az ve ebulfutuh’un oylarından da küçük miktarda aldı. baskın kanaat sabbahi’nin oylarından elle tutulur bir oranın mursi’ye oy vermediği, ancak boykot kampanyası bütünü itibariyle başarısız oldu. belki de ikinci turda oy kullananlarda, ilk tura oranla görülen somut artış, selefileri destekleyen kesimin oylarıyla gerçekleşti. selefilerin liderleri ilk turda seçim merkezlerine gitme noktasında bölünmüşlerdi.

sonuçların böyle olması her iki tarafın da tutarlı bir seçim stratejisinin olmasından kaynaklanmıyor. nihayetinde iki adaydan hiçbiri ilk turda, ikinci turda alacakları eğilimin ortaya çıktığı illerde somut bir ilerleme kaydedemedi. belki de bu durum mursi’nin elde ettiği pek fazla olmayan farka açıklık getiriyor.

askeri kontrolün sürmesi ve genişletilmesi

cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde, sırasında ve sonrasında anayasa mahkemesi ve yüksek askeri konsey’den oldukça anlamlı beş karar çıkmıştı.

ilki, seçimlerin başlamasından sadece iki gün önce anayasa mahkemesi’nin siyasi tecrit yasasının meşru olmadığı yönündeki kararıydı. bu karar şefik’in cumhurbaşkanlığı seçimleri turunu sürdürmesinin önünü açtı. oysa halk meclisi’nden, önceki rejim adamlarının siyasi haklardan mahrum olması yönünde bir yasa çıkarılmıştı. üstelik yasanın yüksek seçim kurulu tarafından anayasa mahkemesi’ne sunulmasının hukuki yönü şaibeli bir uygulamaydı.

ikinci karar ise oldukça tartışmalıydı ve halk meclisi seçimleri yasasının birçok maddesinin anayasal olmadığı kararıyla ilgiliydi. anayasa mahkemesi ‘kuruluşundan beri meşruiyeti eksik olan halk meclisi’nin feshedildiğini’ ilan etme hakkını kendisinde gördü. anayasa mahkemesi ne hükmün metninde, ne de gerekçelerinde ‘feshedilme’ sözcüğünü kullandı, ancak hükmün verdiği izlenim, anayasa mahkemesi’nin 28 milyon mısırlının seçtiği meclisi feshetmek istediği yönünde oldu.

ordu ve polis güçleri milletvekillerinin girişini engellemek için halk meclisi’ni kuşattılar. kararın çıktığı iki gün zarfında yak başkanı mareşal tantavi, halk meclisi başkanı dr. muhammed el ketatni’ye, anayasa mahkemesi’nin kararını bildiren bir mektup göndererek yak’ın halk meclisi’ni bilfiil feshedilmiş olarak gördüğüne ilişkin açık bir mesaj verdi. ancak ketatni çok sayıda milletvekilinin, önemli emekli yargıç ve anayasa hukukçuların desteğini alarak meclisin feshedilmediği ve geçiş dönemini düzenleyen anayasal deklarasyonunun, yürütme gücü merkezlerinden hiçbirine, meclisi feshetme hakkı vermediğini düşünüyor. ketatni, yargıya böyle bir hak verilmesi bir yana, yargının devletin yasama organı üzerinde yürütme yetkisini olmamasının gerektiği kanaatinde. ketatni ile yak arasında 17 haziran 2012’de her iki tarafı hoşnut edecek bir çözüme varmak için yapılan görüşme sonuçsuz kalmıştı.

üçüncü karar yak’ın 17 haziran 2012 akşamı oyların sayımına başlanılmasının üzerinden birkaç saat geçmesi sonrası yürürlükteki anayasa deklarasyonunu tamamlayan yeni bir anayasa deklarasyonu çıkarmasıydı. yeni anayasa deklarasyonu halk meclisi’nin fiili olarak feshedildiğini ve halk meclisi’nin yasama ve denetleme yetkilerinin yak’a verilmesini öngörüyor. yak haziran sonunda konumunu seçilmiş cumhurbaşkanına teslim etmesi sonrası dahi yeni halk meclisi seçilene kadar yetkileri korumuş olacak. böylelikle cumhurbaşkanının ve hükümetinin genel bütçe de dahil, yak’ın onayı olmaksızın bir karar çıkarma imkanı olmayacak. ayrıca anayasa deklarasyonu nispeten anlaşılmaz bir metin içinde cumhurbaşkanının silahlı kuvvetler başkomutanlığı yetkilerinden, hatta ülkenin yeni anayasasının yazımı ve onaylaması yetkilerinden dahi mahrum bırakılmasını içeriyor.

deklarasyon buna ilaveten yak’a, halk meclisi’nin oturumları durdurulmadan önce seçtiği halihazırdaki kurucu komisyonun çalışmasını sürdürmesini karşısındaki engelin ortaya çıkmasından itibaren, bir hafta zarfında anayasa yazımı için yeni kurucu komisyonu oluşturma hakkı veriyor. anayasa deklarasyonu, cumhurbaşkanının, yak başkanının, başbakan, yargı kurumları başkanı ve kurucu komisyon üyelerinin beşte birinin, kurucu komisyonda kabul edilen metne itiraz etme, konuyu anlaşmanın çözümü için anayasa mahkemesi’ne gönderme hakları olduğunu öngörüyor. anayasa mahkemesi’nin kararı da bitirici ve nihai oluyor.


seçim sonrası yak (solda başkan tantavi) ve mursi arasında ihtiyatlı
bir ilişki var. [reuters]

yeni anayasa deklarasyonundaki bu iki madde, seçilmiş kurucu komisyonun şu an yak’ın rahmeti altında çalışmasına, çalışmalarında aksaklık veya yasallığına yönelik yargı itirazı olması, doğrudan feshedilmesine götürecektir. ayrıca kurucu komisyonun çalışmaları için halk meclisi’nin kabul ettiği oylama kurallarının, üyeler arasında herhangi bir metin etrafında anlaşmazlık yaratması halinde, bu kuralların hatırı sayılır hiçbir etkinliği olmayacak. yeni anayasa deklarasyonu, aynı komisyonun üyeleri de dahil birçok çevreye anayasa taslak metnine itiraz etme hakkı verdi. (haberin arapça metni)

14 haziran 2012’de yak, 30 mart 2011’de çıkarılan anayasa deklarasyonunda öngörülen milli savunma konseyi’nin (msk) oluşturulması yönünde bir kararname çıkardı. şaşırtıcı olan, kararnamenin ancak resmi gazetede yayınlanmasından birkaç gün sonra birçoklarının dikkatini çekmesiydi. kararname msk’nın, konseyin başkanı olarak cumhurbaşkanı ile savunma bakanı da dahil 11’i asker 16 üyeden oluşmasını, konseyin kararlarını mutlak çoğunlukla almasını, ülkenin güvenliği ve selamet araçlarıyla ilgili konularda ilgilenmesini öngörüyor.

msk’nın oluşturulması fikri, ülkenin güvenliği ve savunmasıyla ilgili konuların belirlenmesinde sivil-asker ortaklığını düzenleyecek bir konsey olması itibariyle, bütün siyasi güçler arasında uzlaşma konusuydu ve farklı siyasi güçlerin tasavvurundaydı. ancak vadedilen savunma konseyinin, askerlerin çoğunluğundan oluşturulması kararının çıkması, yak’ın, ülkenin stratejik kararlarını kontrol altına alma eğiliminin mesajını veriyor.

ayrıca yak, 2011 yılındaki 56 numaralı önceki kararını düzelterek bir karar çıkardı. karar general abdulmumin fevde başkanlığında ve dört kişinin üyeliğinde cumhurbaşkanlığı mali ve birey işleri divanı komisyonu oluşturmasını öngörüyor. yak, general fevde’nin cumhurbaşkanlığı divanının başkanı olmayacağını vurgulamasına rağmen, kararın, yeni cumhurbaşkanını maliye veya cumhurbaşkanlığı bireyleriyle ilgili her karar aldığında bu komisyona başvurmak ve kararın hayata geçirilmesi için komisyonun çoğunluğunun onayını almak zorunda bıraktığı açık. böyle bir karar cumhurbaşkanının başkanlık kurumu, mali işleri ve kadrolarıyla ilgili konularda dahi yetkilerinin kısıtlanması olarak anlaşılabilir. yani cumhurbaşkanı yak tarafından atanmış divan komisyonunun onayı olmaksızın kendisine danışmanlar veya yardımcılar atayamayacak.

nihayetinde yak, yasama yetkilerini kendisinde tuttuğu için yeni cumhurbaşkanı kararnamelerle yasalar çıkaramayacak. hatta kendisinin ve hükümetinin çıkarmayı planladığı her yasa tasarısını onay için yak’a göndermesi gerekiyor. bu da msk veya başkanlık divanının oluşturulması da dahil, yak’tan çıkan kararların etkin olacağı ve cumhurbaşkanının bu kararları değiştiremeyeceği anlamına geliyor. yeni halk meclisi seçimlerinden sonra yak yasama yetkisini devredene kadar durum bu şekilde yürütülecek.


devrimin başarıya ulaşması için yak'ın, söz verdiği gibi iktidarı sivil
yönetime bir an önce devretmesi gerekiyor. [reuters]

çatışma ufukları ve dosyaları

cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli göstergelerinden biri de mısır devletinin müslüman kardeşlere karşı seksen yıl boyunca benimsediği uzaklaştırma politikasını fiili olarak sona erdirmesi. bu uzaklaştırma mısır’da siyaseti anlamsızlaştırdı, iç çekişme ve şiddetin farklı ve tekrarlanan dönemlerini doğurdu. ülkedeki temel siyasi güç şu an yeni cumhuriyetin inşasına katılmak için geri döndü. diğer yandan mursi’nin seçimleri kazanması, ülkeyi, eski rejimin iktidara dönmesi tehlikelerinden uzaklaştırdı. şefik’in kazanması ise iç tepkiler oluşturabilir ve istikrarsızlaştırabilirdi.

ancak seçimler aynı zamanda ülkenin, farklı siyasi güçlerin ve özellikle de hürriyet ve adalet partisi’nin özgür, demokratik ve çoğulcu bir atmosferde siyaset yapmak için zaruri altyapı eksikliğini gösterdi. yeni mısır, halihazırda devlet ile önceki rejimle sıkı ilişkilerle bağlı iş adamlarının mülkiyeti arasında dağılmış medya organlarında özgür, profesyonel ve çoğulcu anket merkezleri veya şirketlerine ihtiyaç duyuyor. yeni mısır, farklı siyasi eğilimleri ve güçleri destekleyebilen çeşitli sermaye tabanına muhtaç.

mısır siyasi hayatı, devrimden sonra demokrasiye geçiş operasyonunun başarılı olması için siyasi güçler arasında zorunlu uzlaşmanın çöküşünden mustarip olduğundan, yak’a, kendi konumunu ve rolünü güçlendirme fırsatı sağlandı. halk hareketliliği büyük protesto haftasında (18-25 kasım 2011) yak’ın iradesini kırmakta başarılı olmuştu. şeref hükümeti devrildi ve beraberinde ali es silmi’nin hazırladığı ‘ anayasanın üzerindeki ilkeler’ kabul edilmedi. ancak ihvan ve selefilerin ocak 2012’deki halk meclisi seçimlerini kazanması birçok liberal ve laik gücün ve şahsiyetin uzlaşma bölgesinden uzaklaşmasına, büyük islamcı ağırlıkla mücadele etmek için yak nezdinde destek arama girişiminde bulunmasına sebebiyet verdi. aynı zaman zarfında ihvan, devrimci ve gençlik gruplarıyla, liberal ve laik siyasi güçlerle ilişki bağlamında bir dizi hata yapıyordu. bu hatalar da siyasi anlaşmazlıkların tırmanmasına katkıda bulundu. birinci kurucu anayasa komisyonu açıklanır açıklanmaz islamcılar ile diğer siyasi güçler arasındaki anlaşmazlık ve kutuplaşma şiddetlendi.

yak’ın bugün yaptığı sadece mursi’nin cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim almasına yönelik bir tedbirle ilişkili değil, aynı zamanda halk hareketliliğine yönelik karşı bir saldırıyla ordunun devletin ve yönetimin mukadderatları üzerindeki kontrolünü, mümkün olan en uzun süre doğrudan ve dolaylı şekilde korumayı hedefliyor.

bu yüzden iktidarın 30 haziran 2012’de teslimi, özgür ve çoğulcu sivil cumhuriyetin inşasına doğru yolun sonu değil, başlangıcından ibaret olacaktı. her halükarda ülkenin geleceği üzerindeki bütün çekişme dosyalarının özellikle de 19 haziran 2012 salı akşamı tahrir meydanı’ndaki milyonluk gösteri sonrası bütün ihtimallere açık olduğu ortada:

1-            tamamlayıcı anayasa deklarasyonu dosyası islamcı ve devrimci güçler tarafından reddediliyor. bu dosyanın reddedilmesi 19 haziran 2012’deki milyonluk gösterinin temel başlığıydı.

2-            halk meclisi’nin akıbeti dosyası. milletvekillerinin çoğunluğu, hiçbir merciin meclisi feshetme kararı alamayacağını düşünüyor.

3-            seçilmiş cumhurbaşkanının (özellikle de yak’ın müdahalesi ve bunun karşısında devlet ve yönetiminin mukadderatları üzerinde kontrolünü dayatma girişimleriyle mücadeledeki) yetkileri dosyası. bu dosyaların tamamının aynı zaman dilimi içinde ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinden günler sonra açılması mısır’ın, yak ve beraberindeki devlet kurumlarının, destekçisi yargı ile müslüman kardeşler ve beraberindeki devrimci gençlik gruplarının, farklı selefi güçlerin, bazı liberal güçlerin ve isimlerin arasında acı bir mücadeleye sahne olacağı anlamına geliyor.

nihayetinde yak’ın, özgür ve demokrat sivil devletin inşası için somut ödünler vermesi gerekecek. bundan sonra da çekişme, devletin tamamen askerin kontörlünden kurtulması için, gelecek birkaç yıl zarfında düşük dozda sürecek. bir diğer seçenek ise yak’ın, haziran ayının ikinci haftasından beri yaptığı maskeli askeri darbenin karar alma oranını ele geçirme ve istikrarı sağlama hedeflerini gerçekleştirmediğini anlaması sonrası askeri darbe yapması.


ülkenin geleceğindeki olumlu gelişmeler engellemeler üzerinden değil,
temel güçlerin, devrimin kazanımlarını korumalarından geçiyor. [reuters]

tarihi anlaşmayı beklerken

mısır’ın, özgürlük ve demokratik dönüşüm lehinde bir süreç yaşaması için aşağıdaki konuların anlaşılması gerekmektedir:

1-            seçilmiş cumhurbaşkanının haziran 2012 sonunda mevkiini almasında kararlı olunmalı. zira cumhurbaşkanının yetkilerini belirleme planları ve baskıları ne boyutta olursa olsun, halk hareketliliğin yanında, ordunun yönetim ve devlet üzerinde kontrol sağlama planlarına karşı duran seçilmiş bir cumhurbaşkanının varlığı, güç dengeleri hesaplarında oldukça önemlidir.

2-            ihvan’ın cumhurbaşkanlığı adayı çıkarması etrafındaki tartışmalardan haftalar sonra görüldü ki bu siyasi oluşum, ordunun gücü ile önceki rejimin devletin içinde ve dışındaki kalıntıları karşısında durma ehliyetlerine ve kaçınılmaz güç kaynaklarına sahip tek akımdır. ihvan olmasaydı askeri konsey diğer siyasi güçlerden hatırı sayılır engeller olmaksızın, ülkede kontrolünü tamamen yayacaktı.

3-            ihvan belirli aralıklarla devrimci genç grupları açık ve belirli hedeflerin arkasına toplamakta başarılı olursa, 19 haziran salı akşamı tahrir meydanı’nda yaşandığı gibi, islamcı olmayan siyasi partileri kendisine katılmaya mecbur bırakması pek zor olmayacaktır. ancak ihvan, siyasi sahanın bütün renkleri arasında uzlaşmayı gerçekleştirmek için yorucu çabalar harcamak zorunda kalacak. tabii bu uzlaşmanın bedelinin, temel taleplerden ödün vermek anlamına gelmemesi gerekiyor. zira ihvan bir yandan devrimci sokakları tekrar kaybetmemek, diğer yandan da bu dönemde hiçbir siyasi gücün ülke yönetimini tek başına yürütemeyeceğini kabul etmek zorunda.

4-            ihvan’ın halkçı hareketliliğe ve bu hareketliliğin kapsamı içindeki siyasi güçlere açık, ülkenin özgür ve demokrat sivil devlete geçişini minimum düzeyde temin edecek stratejik hedefler belirmesi gerekiyor. ihvan bu hedeflerden temel ödünler üzerinde müzakere etmekten kaçınmalı. ihvan’ın veya diğer siyasi güçlerin şu an taktiksel ödünler olarak düşündükleri büyük anlaşmazlık dosyalarından birinden öz ödünler vermesi, ülkedeki demokratik geçişi uzun vadeye erteleyecek ve belki mısır’ı 1980 darbesi sonrası türkiye şartlarına veya halihazırdaki cezayir şartlarına benzer bir duruma götürecek, gelecekte ağır bir bedel ödemeye sevk edecektir.

5-            mısır şartlarının hususiyeti açısından oldukça hassas noktalardan biri de ülkenin orduya, kenetlenmesine ve gücüne acil ihtiyaç içinde olması. bu yüzden yak’la çekişmenin bir bütün olarak orduyla çekişmeye veya orduyu karalama amaçlı dizginsiz bir kampanyaya dönüştürülmesinden sakınılması, mısır’da demokratik ve devrimci güçlerin orduyla çekişmesi, suriye’de rejim yanlısı güçlere yönelik çekişmeye benzeyecek noktaya ulaşmadı. mısır’da devrimin stratejik hedefi, askeri kurumun ülkenin üzerindeki vesayet konumundan demokratik ve özgür bir yönetim sisteminin inşasında ortak konuma taşınması ve devlet kurumunun olmalıdır.

6-            bir bütün içindeki temel mesele, hem ihvan’ın hem komutanların, bedeli ne olursa olsun, mısır’ın değiştiğini ve değişim operasyonunun devam ettiğini anlamaları. ihvan, geçiş operasyonunun sürmesi için zorunlu hedefleri gerçekleştirmek amaçlı bir mücadeleye gireceğinden, böyle bir anlayış elzem olacaktır. ülke, patlama ve kanlı çatışma noktasına gelmeden yak’ın tutumlarını gözden geçirmesi için bu anlayış bir zorunluluktur.

mısır için en büyük ve hatta belki en iyi ihtimal, mübarek’in devrilmesinden bu yana en can alıcı olan bu krizin ihvan ile askeri kurum arasındaki müzakereci bir anlaşmayla son bulacağı yönündedir. bu ikisi ülkedeki iki temel güç ve üçüncü bir güce dair bütün değinileri halihazırda gerçek veriler desteklemiyor. güç kaynaklarının ve her birinin araçlarının farklılığı bir yana, sadece bu iki güç toplanma, organize olma ve hareke geçme gücüne sahiptir.

iki tarafa düşen, mısırlıların çoğunluğunu memnun edecek, devrimin kazanımlarını koruyacak, gelecek birkaç yıl zarfında bu kazanımların arttırılmasına izin verecek ve askeri kurumu ihvan’ın ve diğer devrim güçlerinin mısır devletini zayıflatmayı hedeflemedikleri ve tarihi intikam planı taşımadıkları konusunda tatmin edecek bir anlaşmaya varmak.

yalnız bu anlaşmaya varmak yak’ın, ülkenin geleceğini belirlemede tek başına hareket etme iradesinin kırılmasını, askeri konsey’in ihvan’ı ayrılmaz bir ortak olarak kabul etmesini gerektirmektedir.

bu anlaşma üzerinde görüşme zamanı geldiğinde, devrimci güçlerden geniş bir kesimi ve yanında duran devrimi destekleyen sokakları korumak için yeterince şeffaf olma sorunuyla karşı karşıya kalacaklardı. ihvan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve sonrasında yanlarında yer alanları kaybederse, değişim operasyonunu yok edecek, askeri kurumdan ve önceki rejim kampından gelecek karşı saldırı için kolay lokma olarak bitecektir. beklenen saldırı uzak değil yolun kenarındadır.

kaynak: al jazeera araştırma merkezi

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;