suriye’nin şimdiki lideri beşar esad’ın babası olan dönemin devlet başkanı hafız esad 2 şubat 1982'de hama'da müslüman kardeşler örgütü tarafından başlatılan ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırmıştı.

 

özel kuvvetler tarafından kuşatılan kent, 27 gün boyunca havadan ve karadan bombardımana tutulmuş ve toplu idamlar gerçekleştirilmişti. katliamda ölenlerin sayısı on binlerle ifade ediliyor. uluslararası af örgütü, ölü sayısını 10 bin ila 25 bin arasında tahmin ediyor. farklı kaynaklar ise ölü sayısını 40 bine kadar çıktığını belirtiyor.

 

hama’da 30 yıl önceki ölümler anılırken, kentteki mevcut tablonun benzer bir sona doğru ilerlediği de dile getiriliyor. suriye muhalefetinin hama kentinin medya sorumlusu ve genel devrim konseyi üyesi semih el hamavi, hama katliamının oğul esad tarafından tekrarlandığını söyledi. hamavi, kentte ayaklanma boyunca düzenlenen operasyonlarda 100 binden fazla kişinin tutuklandığını ve bir o kadar insanın da evsiz kaldığını aktardı. 

 

o günleri gören ve yaşayanlarla görüştüklerini anlatan el hamavi, "esad rejiminin 1982'de hama'da bir katliam yaptığını tüm dünyaya kanıtlayacağız" dedi.

 

1982'de yaşananlarla ilgili birçok arap ülkesinde, avrupa'da ve amerika'da gösteri ve konferansların düzenleneceğini vurgulayan hamavi, suriye'nin tüm kentlerinde geniş katılımlı gösterilerin yapılacağını dile getirdi.

 

 

genel devrim konseyi’nden bir başka isim olan ebu adnan ise, hama kentinde birkaç günden bu yana bir insanlık dramının yaşandığını, halkın yiyecek ekmek, kış ayında yakacak mazot ve ilaç bulamadığını söyledi.

 

suriye ordusunun birkaç günden bu yana kentin bab kıbli ve hamadiye bölgesine düzenlediği operasyonlarda onlarca evin yıkıldığını ve onlarcasının da ciddi hasar gördüğünü belirten ebu adnan, halkın, düzenlenen operasyonlar nedeniyle bu bölgelerde aç, susuz olduğunu ve yiyecek ekmek bulamadığını bildirdi. 

kentin bazı bölgelerinde bir insanlık dramının yaşandığını dile getiren ebu adnan, ordunun baskınlarında çok sayıda kişinin rastgele tutuklandığını ifade etti.
 

aralarında silahlı grupların olmadığını, sadece ordudan ayrılan askerlerin olduğunu ve bu askerlerin, halkı rejimin ordusundan koruduğunun ifade eden ebu adnan, “göstericiler hiçbir zaman silah taşımadı, hala da taşımıyor. özgürlük çığlıkları karşısında mermi yiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

new york’taki birleşmiş milletler (bm) merkezinde ise arap birliği’nin suriye’de iktidar değişikliği öngören planı güvenlik konseyi toplantısında ele alındı. toplantıda rusya’yı ikna çabaları sürüyor. diplomatlar, görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini ve bir karar metni üzerinde uzlaşı arandığını belirtti. ingiltere’nin bm daimi temsilcisi mark lyall grant karar üzerinde ancak önümüzdeki günlerde bir oylama yapılabileceğini söyledi. arap birliği tarafından hazırlanan ilk taslak metin üzerinde güvenlik konseyi’ndeki görüşmelerde bir uzlaşma sağlanamamış, özellikle rusya'nın itirazları giderilememişti.

 

güvenlik konseyi'nin daimî üyesi olduğu için karar taslağını veto etme hakkı bulunan rusya'nın, itiraz ettiği konuların yeni taslaktan çıkarıldığı belirtildi. ilk metinde suriye devlet başkanı beşar esad'ın görevi bir yardımcısına bırakması ve ardından seçimlere gidilmesi istenirken, diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre yeni metinde böyle bir ifade yer almıyor. 

 

rusya, esad’ın görevi bırakmasının suriye’de bir rejim değişikliğine yol açabileceğini savunarak taslak metne itiraz ediyordu.

 

 

bm’de böylesi bir diplomasi trafiği yaşanırken, rusya’dan gelen bir açıklamada suriye’ye silah satışının durdurulmayacağı bildirildi.

 

rusya savunma bakan yardımcısı anatoly antonov, rusya'nın şam yönetimine silah satmakla uluslararası yükümlülüklerini ihmal etmediğini ve bu nedenle suriye'ye silah satışının durdurulmayacağını söyledi. antonov, rusya'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ''bugün itibarıyla silah teslimatlarımız üzerinde bir sınırlama yok. biz yükümlülüklerimizi yerine getirmek durumundayız ve yaptığımız da bu'' diye konuştu.

 

orta doğu ve kuzey afrika ülkelerini yoğun olarak etkileyen ‘arap baharı’ hareketi, geçtiğimiz mart ayında suriye’ye de sıçramıştı. yirmi milyon kişinin yaşadığı ülkede düzenlenmeye başlayan demokratik reform gösterileri, ordunun sert müdahalesiyle karşılaşmış, muhalifler ve ordudan kopan askerler de rejime karşı silahlı mücadeleye başlamıştı.

bm verilerine göre ülkedeki şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı 6 bin civarında. ancak bm geçtiğimiz günlere yaptığı açıklamayla suriye’deki ölü sayısını artık tahmin edemediklerini duyurmuştu.