Görüş

Siyasal İslam başarısız mı oldu?

İslami dünya görüşüne siyasi alanda geri adım attırılması, nihai bir başarısızlığın habercisi olarak görülmemeli.

Mumammed Mursi yandaşları darbe sonrası gösteride devrik cumhurbaşkanının posterini taşıyor.
Mısır'daki darbe İhvan'a, General Abdül Nasır dönemindekinden daha büyük zarar verdi. [Reuters]

islamcılar ne zaman bir gerilemeyle karşılaşsa veya seçimlerde küçük bir oy kaybı yaşasa islami hareketin serüvenini takip eden batılı uzmanlar en yüksek hoparlörlerle dünyaya siyasal islam'ın başarısızlığını, çöktüğünü ve sona erdiğini duyurmayı alışkanlık edindiler. sempozyumlarında ve medya organlarına yaptıkları açıklamalarda bu iddialar tekrarlanıyor. en doğru ve nihai yorumu yapan uzmanlar olarak görüldüklerinden dolayı medya tarafından konuşmaları bekleniyor.

çok geçmeden islam ülkelerindeki benzer uzmanlar da çalışanları bu iddiaları hata kabul etmez gerçekler olarak aldılar. mısır'da son yaşananlar, bu araştırmalar ve seminerler için önemli bir malzeme oluşturdu, pazar büyüdü ve mallarının satışı arttı.

peki, bu iddiaların geçerlilik boyutu nedir? gerçekten de siyasal islam denen olgu, büyük bir gerileme sürecinde mi, nihai başarısızlık ve kesin çöküş eğiliminde mi? yoksa konu genel itibariyle yeni bir başlangıç için geriye doğru kıvrılmalardan mı ibaret?

bu gidişat içinde bir gerileme ihtimal dahilinde olsa bile siyasal islam'ın yükselişine etki ettiği söylenemez.

1- islamcıların 'siyasal islam' kavramına alternatif olarak tercih ettiği kavram, 'islami hareket'tir. biz bu ifadeden "allah'ın, insanlara son sözü, kapsamlı hayat biçimi ve alemlere mesajı olması itibariyle islam'a davet eden faaliyetlerin tümünü" kast ediyoruz. istatistiki araştırmalar, islam'ın bugün en hızlı yayılan, akıllara ve iradelere daha fazla nüfuz eden din, ideolojik hayat biçimi olduğunu; mensuplarının uğruna tüm değerli şeyleri kurban etmeye, çabalamaya ve bağlanmaya hazır olduğunu teyit ediyor.

siyasal islam (islami hareket) denen olgu, bugün (dünyada en yaygın olan) dini bir halı üzerinde hareket ediyor. modern iletişim teknolojileri de bu olgunun tarihte benzeri görülmemiş bir yayılma hızına ulaşmasını sağladı. özellikle de inanç boşluğu, varoluş endişesi ve günümüzde aile ve aşiret gibi insanın çevresindeki sıcak kucakların yıkılışı dikkate alındığında siyasal islam neredeyse kendi yolunda hatırı sayılır hiç bir direnişle karşılaşmadı.

böyle bir durum, devletlerin, vatandaşlarını koruma kollama yükümlülüklerini hızlı şekilde bırakma eğiliminin ciddi boyut aldığı bir zamanda yaşanıyor. bu da laikliğin hızlı etkilerinden biri olarak endişeleri, bireyciliği ve samimiyetsizliği arttırdı. ayrıca bireyleri, beden ve ruhun, birey ve cemaatin, din ve dünyanın, vatanseverlik ve enternasyonalizmin taleplerinin buluştuğu sıcak kucaklar ve sistemler aramaya sevk etti. yolunu arayan birey, aradıklarının hepsini birleştirici kökleri ve bilinen ılımlılığı içinde islam'da buluyor.

islam'a, hareketlerine ve azınlıklarına yönelik açılan nefret savaşına rağmen tüm milletlerden ve kültürlerden elitlerin islam'a gelişi de bu duruma açıklık getiriyor.

2- islami hareket kendi geniş çizgisi içinde (her ideolojide ve millette bulunabilecek aşırı marjinallikleri bir kenara bırakırsak) dini, uygarlıkların kazanımlarının tamamlayıcısı olarak sundu; islam'ı, bu kazanımların (kadın-erkek herkesin eğitim hakkı gibi), adaletin, inanç, cinsiyet ve renk ayırım yapmaksızın hak ve özgürlüklerde fırsat eşitliğinin zıddı olarak görmedi. bu değerler çağdaş demokrasilerde bilindiği üzere herkesin yurttaşlık, insanlık, dini özgürlükler ve siyaset haklarını teminat altına almaktadır. haklarda ve özgürlüklerdeki eşitlik, ademoğluna yönelik tanrısal onurlandırmanın gerekli bir kolu olarak görülmektedir. "and olsun biz insanoğlunu üstün kıldık." (isra suresi: 70)

3- islami hareket, fıtrat dini islam'ın referansıyla hareket etmekte, kendi toplumlarının sorunlarına çözümler aramakta, insanlığın sorunlarının çözümüne katkıda bulunmakta, islam'ın değerleriyle ve insanların çıkarlarının gerçekleşmesindeki amaçlarıyla örtüşen tüm uygarlık deneyimlerinden istifade etmektedir. bu yüzden islami hareket, halklarımızın vicdanına daha yakındır. şayet islami hareketin davetçileri halklara kendi değerleri, kavramları ve diliyle seslenir, insanların sorunlarını anlar ve bu sorunları onların zihinsel ve inanç altyapısına göre formüle ederlerse kitleleri kolayca kazanacaklardır.

4- islami hareket, yarım asırı aşkın süredir neredeyse biraz olsun sakinleşmeyen ve şiddeti giderek daha da artan bir baskı dizisine maruz kaldı.

peşi sıra gelen baskılar bazı sonuçları beraberinde getirdi. islamcılardaki mücadele geleneğini derinleştirdi. bu mücadele islamcıları birbirine çekti, en az üç kuşağın yetişeceği ortak bir tarih oluşturdu.

ayrıca acımasız baskı, islamcıların haksızlığa uğradıklarına yönelik bir halk sempatisiyle sonuçlandı , herhangi başka bir siyasi rakipte benzeri görülmeyen kazanımlara ek oluşturdu. kararlı tutum sergileyenlere dayanma güçleri oranında fırsatlar doğar ve halklar mücadele edenlerin kadrini bilir.

5- bugün islamcılar geçmişe göre daha onurlu ve sağlam bir turum içerisinde ve insanların inanç ve kültürel kavramlarına yakın bir konumundalar. mısır'da olduğu gibi halk iradesini savunmak ve seçim sandıklarına başvurmak gibi soylu söylemler taşıyorlar. arap isyanlarının değerlerini (kendi iktidarlarının koruduğu ve darbenin yok ettiği medya özgürlüğünü) savunan muhteşem bir barışçıl devrime önderlik ediyorlar. ayrıca islamcılar siyasi çoğulculuğu ve filistin meselesi gibi ümmetin büyük sorunlarını da savunuyorlar.

buna karşın vefd partisi de dahil mısır'ın köklü liberalizmi, askeri darbeyi destekleyerek karşı devrim safında yer aldı. ordunun tankları seçim sandıklarını ayaklar altına aldı, halk iradesini ezdi, medya organlarının sesini kesti, cezaevlerini ardına kadar açtı ve savunmasız milyonlarca insanı vurdu.

ümmetin büyük sorunu filistin ise büyük bir mursi'ye karşı bir suçlama malzemesi oldu. ülkenin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olduğu halde, azledilmesini haklı çıkarmak ve siyonist oluşuma yaltaklanmak için hamas'la istihbarat paylaşımı suçlaması yöneltilmedi mi?

darbeyi alkışlayan mısır'ın 'modern' siyasileri ve arap dünyasındaki benzerlerinin içine düştüğü bu durum bir tür toplu intihar değil mi? buna karşın islami hareketin çıplak göğüsleriyle zulme karşı sergilediği onurlu duruşun kaynağı sadece inanç değil mi?

tarihsel, stratejik ve milli bir bakış açısından hareketle acımasız darbenin yanında durmak, liberalizmin, ilericilik, milliyetçilik veya laikliğin zaferi olarak görülebilir mi? yaşananlar siyasal islam'ın yenilgisi ve sonu olarak algılanabilir mi?

6- mısır'da yaşananların siyasal islam'ın gerilemesinden çok liberal, milliyetçi, arap ve laik gelenekten arda kalanı bitirecek bir gerileme olduğundan şüphe etmiyoruz. bu kesimler tutumlarını gözden geçirmediler ve olgunluk sergilemediler.

buna karşın darbe, islami harekete, iktidardaki hatalarını düzeltmesi için sorgulama fırsatı sağlayacak ve özellikle de tek bir partinin ve akımın yönetemeyeceği, tek bir eğilimin yazdığı kabul edilir bir anayasasının olmayacağı geçiş sürecinde mısır ve başka ülkelerdeki muhalefet güçleri için daha açılımcı olacaktır.

mısır ve diğer ülkelerdeki islami hareket, bu gerçeği idrak edecek, siyasi yelpazedeki herkese karşı daha açılımcı olacaktır. açılımdaki amaç ise sadece bu güçlerle geniş katılım sağlamak ve ittifak kurmak değil, aynı zamanda islamcı partilerdeki yönetim kademelerine gelmektir. zira islam ümmetin ortak mirasıdır.

7- mısır'daki ihvan, krallık döneminden beri (özellikle de nasır dönemindeki) mısırlı yöneticilerden gelen peşi sıra zorluklar atlatsa da, bu zorluklar general sisi'den gördükleriyle nitelik ve nicelik açısından karşılaştırılamaz. ihvan saflarında geçen altmış yıl zarfında toplam can kaybı sayısı 60 şehidi aşmadı. bu sayıya darbe sonrası cumhuriyet sarayı önündeki ilk çatışmada ulaşıldı. çok geçmeden binlerce ölü, yaralı ve tutukludan bahsedildi. bu da darbenin meşruiyetinin zayıflığının ve kahramanca barışçıl direnişin yükselişini baskıyla telafi etme yönündeki pervasız eğilimin açık kanıtıdır.

8- doğru bir bakış açısıyla ihvan'ın nasır'dan gördüğü baskı ile halihazırdaki baskı arasındaki fark, abdül nasır'ın ihvan'ı sadece devlet kılıcıyla değil, kendi halkına ve milletine taşıdığı büyük projelerle (bir kısmının ciddiyet boyutu bir yana) vurmasıdır.

nasır'ın, güvenlik ve siyasi baskı, tarım reformu projesi, eğitim-öğretim hizmetlerinin yayılması, ezher'in genişletilmesi, filistin'in kurtarılması, arapların birleştirilmesi, emperyalizmle başa çıkılması ve bağlantısızlar gibi kışkırtıcı ve müjdeleyici siyasi ve medeniyet projelerine dair yoğun gerekçeleri vardı. buna karşın sisi’nin kendi halkına ve araplara getirdiği proje nedir? acımasız baskıyı gerekçelendirmek için, meşru cumhurbaşkanının hamas’a istihbarat sızdırdığını söylemek.

9- uydu çağında zalim yöneticilerin suçları, en güçlü mercekler ve en parlak ışıklar altında işlenir hale geldi. suçları gizlilik içinde işlenen klasik dönemin firavunları için böyle bir durum söz konusu değildi. firavuna, bilgileri ele geçirmesi suretiyle halkı üzere mutlak otorite kurması ve musa'ya "ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum" demesini sağlayan da buydu. (mümin suresi: 29)

o dönem bitti ve zalim yöneticilerin suçları mercek altında artık. uydular çağında sisi'nin ve benzerlerinin hiçbir geleceği yoktur.

sonuç: yukarıda anlatılanlar doğrultusunda rahat bir şekilde söyleyebilirim ki, siyasal islam ne mısır'da yenilgiye uğradı ne de bir başka ülkede. düşünceler dünyası, modernizmin bizi işgal etmesinden bu yana benzeri görülmemiş şekilde islam'ın değerleriyle dolu. modernizm, çoğunluğu ortadan kaybolan büyük projeler (özgürlük, kalkınma, adalet, birlik veya filistin'in kurtuluşu) müjdeleyerek islam'ı marjinalize etmek suretiyle siyaset dünyası üzerinde hegemonya kurdu. bu durum islam'da düşünceyi devreye sokma ve bir kalkınma projesi arama ihtiyacını yineledi. kalkınma projesi de modernizmin islam sahasında filizlenmesi sonrası getirdiği kazanımları reddetmek için değil, bu kazanımlarla etkileşim içine girmek ve kuşatmak içindir.

siyasal islam bir gerileme içinde değil, kendi hatalarını düzeltme ve daha olgun bir yönetimden uzak olmayan yeni bir evreye hazırlık amacı taşımaktadır. siyasal islam açık medya kanalları zamanında, değersel, uygar ve siyasi gerekçelerden yoksun darbe projeleriyle mücadelede beklediği en büyük fırsatı tekrar kazanmak için onlarca yıla muhtaç değildir.

kendi toplumlarında kökleşmiş bu hareketler, (tek olmak yerine) islam'ın değerleri ile modernliğin değerleri arasında başarılı bir evlilik içinde barışçıl demokratik devrimin değerleri ile katılımın değerlerini taşımaktadırlar.

"allah işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler." (yusuf: 21)

tunuslu siyasetçi, düşünür ve en nahda hareketi lideri olan yazarın 'medeniyet yolumuz', 'batı ve biz', 'filistin sorunu yol ayırımında', 'kuran ile müslümanların gerçeği arasında kadın' ve 'islam devletinde yurttaşlık hakları' gibi kitapları bulunuyor.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Raşid El Gannuşi

tunuslu siyasetçi, düşünür ve en nahda hareketi lideri olan yazarın, 'medeniyet yolumuz', 'batı ve biz', 'filistin sorunu yol ayırımında', 'kuran ile müslümanların gerçeği arasında kadın' ve 'islam devletinde yurttaşlık hakları' gibi kitapları bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;