abd ve rusya, şiddetin dinmediği suriye'deki krizle ilgili karşılıklı suçlamalarda bulundu. abd dışişleri bakanı hillary clinton, krizin başladığı günden bu yana moskova'yı ilk kez açık bir şekilde eleştirirken, rusya'nın suriye'yi iç savaşa ittiğini söyledi.

clinton, avrupa seyahatinin ilk ayağı danimarka'nın başkenti kopenhag'da yaptığı konuşmada, "ruslar bana iç savaş istemediklerini söylüyorlar ancak izledikleri politika iç savaşa ortam hazırlıyor" ifadesini kullandı.

rusya'yı suriye sorununun çözümüyle ilgili yanlarına çekmeleri gerektiğini söyleyen clinton, "çünkü karşı karşıya olduğumuz tehlike çok büyük ve işlerin daha da kötüye gidebileceğini biliyoruz" şeklinde konuştu.

abd'nin suriye'ye yönelik herhangi bir askeri harekatı için, rusya dahil uluslararası desteğe ihtiyaç duyulacağını söyleyen clinton, moskova'yı suriye devlet başkanı beşar esad'a karşı daha sert bir tutum izlemesi konusunda ikna etme çalışmalarını bırakmayacaklarını vurguladı.

clinton, suriye’deki nüfus yoğunluğunun  silahlı müdahalede meydana gelecek sivil ölümlerin yüksek olmasına neden olacağını belirterek, "mezhepler arasında bölünme yaşanan bir ülkede bu bir iç savaşa dönüşebilir. bu da bölgede bir savaşa yol açabilir, çünkü unutmayın ki suriye’nin içinde iran da var" diye konuştu.

'dengeli, istikrarlı ve mantıklı'

rusya ise esad yönetimine destek verilmediği, yalnızca uluslararası hukuka saygı ve müdahaleci olmayan bir siyasete özen gösterildiği konusunda ısrarcı.

rusya devlet başkanı vladimir putin'in sözcüsü dimitri peskov, rusya'nın duruşunun belli olduğunu, 'dengeli, istikrarlı ve tamamen mantıklı' bir siyaset izlediklerini belirtti.

peskov, 108 kişinin hayatını kaybettiği hula katliamına rağmen rusya'nın suriye'ye daha fazla müdahale girişimine katılmamasını, 'tamamen duygulardan arınmış' bir karar olarak değerlendirdi.

moskova'da bulunan al jazeera muhabiri rory challands, moskova'nın suriye'deki etkinliğini kaybetme korkusu yaşadığını ifade ediyor.

suriye’de iç savaş uyarısı yapan isimlerden  biri de bm genel sekreteri ban ki mun oldu. ban, geçen hafta hula’da yaşanan katliam gibi sivillere yönelik katliamların suriye’yi büyük bir iç savaşın içine sürükleyebileceğini söyledi.

ban, “böyle bir iç savaşın ardından ülke uzun süre kendine gelemiyebilir” diye konuştu.  suriye’deki güvenlik durumunun lübnan’da da etkisi olduğunu belirten ban, bu durumun büyük kaygı uyandırdığını söyledi. ban ki mun, şiddete son vermesi gereken tarafın suriye hükümeti olduğunun altını çizdi.  

ingiliz dışişleri bakanı william hague ise ab’nin suriye’ye yönelik yeni yaptırımlar uygulamaya hazırlandığını belirtti. hague, birliğin diğer ülkelere de beşar esad yönetimine şiddeti sona erdirmesi konusunda baskı yapılması için benzer adımlar atmaya çağırdığını aktardı.

53 kişi öldü

öte yandan suriye insan hakları gözlemevi, ülkenin çeşitli kentlerinde düzenlenen operasyonlarda ölü sayısının perşembe günü 53 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

londra merkezli örgüt, ordunun çeşitli kentlerde kullandığı ağır silahlarla ve güvenlik güçlerince açılan ateşte, hums'ta 30, şam'ın banliyölerinde sekiz, deyr ez zor kentinde beş, dera'da dört, halep, hama ve idlip'de ikişer kişinin öldüğünü açıkladı.

bu arada, sham news network (snn) haber ağı, asker ve şebiha milislerinin, humus'un el kuseyr ilçesine bağlı buveyda köyünde içinde 15 işçinin yer aldığı bir minibüsü kaçırdığını ve tüm işçileri bıçaklayarak öldürdüğünü ileri sürdü.

snn, rastan'da da ordunun, ağır silahlarla ilçeyi bombalamasında ölü ve yaralıların olduğunu ve yaralılar için acil tıbbi malzemeye ihtiyaçlarının olduğunu bildirdi.

suriye'de 2011 yılının mart ayında demokratik reform gösterileriyle başlayıp, daha sonra muhaliflerle rejim güçleri arasında silahlı mücadeleye dönüşen olaylarda binlerce kişi öldü.

kaynak: al jazeera ve ajanslar