Türkiye
Erol Özkasnak cezaevinde
28 Şubat soruşturmasla ilgili operasyonların ikinci dalgası kapsamında, Eski Genelkurmay Genel Sekreteri de dahil sekiz kişi tutuklandı.
Haberin Öne Çıkanları
Dördü muvazzaf
Sincan'a götürüldüler
Tutuklu sayısı 26

'28 şubat' sürecini hedef alan soruşturmanın ikinci dalgası kapsamında aralarında dönemin genelkurmay genel sekreteri emekli tümgeneral erol özkasnak’ın da bulunduğu sekiz kişi tutuklandı.
perşembe günü yapılan operasyonda gözaltına alınan dördü muvazzaf 11 asker cuma sabahı ankara adliyesi’ne getirildi.
gözaltına alınanların tamamı, savcılıktaki sorgularının tamamlanmasının ardından, ‘hükümetin görev yapmasını tamamen ya da kısmen engellemek’ suçundan tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi.
mahkeme, özkasnak’ın yanısıra muvazzaf albaylar mustafa hakan bural, ahmet dağcı, bahaddin çelik, mustafa ihsan tavazar; emekli albaylar, veli seyit, osman bülbül ve seyfullah sönmez'in tutuklanmasına karar verdi. tutuklanma gerekçesi olarak şahısların ‘haklarında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, sevk maddelerindeki eylemler için öngörülen cezanın alt ve üst sınırları ve bu maddelerin kaçma kuşkusu doğurması ile adli kontrol kararı verilmesinin yetersiz kalacak olması’ gösterildi.
mahkeme kararının ardından muvazzaf askerler, merkez komutanlığına ait araçla askeri cezaevine, diğer kişiler ise ankara emniyet müdürlüğü'ne ait bir minibüsle sincan cezaevi'ne gönderildi.
tutuklu sayısı 26
ikinci dalgayla beraber 28 şubat operasyonu kapsamında tutuklananların sayısı 26’ya yükseldi. ilk operasyonda aralarında dönemin eski genelkurmay ikinci başkanı çevik bir’in de yer aldığı 18 kişi tutuklanmıştı.
soruşturmadaki gözaltı dalgası, ordu içinde gizli olarak kurulmuş olan örgütlenme batı çalışma grubu'nu (bçg) hedeflemişti. bçg'nin o dönemde yaptığı eylem planları ve imza attıkları belgeler inceleniyor.
'28 şubat' için kullanılan 'post-modern darbe' ifadesi, özkasnak'a ait. özkasnak, '28 şubat süreci' için "post-modern darbe, tereyağından kıl çeker gibi, eski darbelere benzemeyen bir şekilde hiç kan akıtmadan, hiç kimseyi üzmeden, gayet usulüne uygun bir şekilde demokratik uygulamalarla, mgk tarafından da benimsenerek, devletin başındaki en büyük insandan ilgili bakanlıklara kadar hepsi de dahil edilerek, hatta halkımız ortak edilerek, sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla, çok başarılı bir şekilde yürütülen bir süreçtir" ifadelerini kullanmıştı.
'balans ayarı'
türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası olan süreç, 28 şubat 1997 tarihinde düzenlenen milli güvenlik kurulu (mgk) toplantısında somut bir hal almıştı.
cumhuriyetin temel değerlerinin ve laik rejimin tehdit altında olduğuna dair seslerin yükseldiği bir dönemde gerçekleşen dokuz saatlik mgk toplantısının sonunda, kurul'da yer alan generaller hükümete irticayla mücadele adına uygulamaya koyması için 18 maddelik bir belge sunmuştu.
dönemin başbakanı necmettin erbakan’dan imzalanması istenen belgede; laikliğin teminat altına alınmasından, kuran kurslarının milli eğitim bakanlığı'na devredilerek sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilmesine, tarikatların kapatılmasından orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medyanın kontrol altına alınmasına, kıyafet kanunu'na uyulmasından, atatürk aleyhindeki eylemlerin cezalandırılmasına kadar bir dizi madde yer alıyordu.
daha sonra çevik bir tarafından ‘demokrasiye balans ayarı' adıyla tanımlanan ve kayıtlara da bu isimle geçen süreçle ilgili, dönemin genelkurmay başkanı orgeneral ismail hakkı karadayı'dan sonra göreve gelen hüseyin kıvrıkoğlu, "28 şubat 1000 yıl sürecek" demişti.
kaynak: ajanslar
Yorumlar