Görüş

Libya: Zafer ilan etmek için çok erken

İsyancı Ulusal Geçiş Konseyi’ne Libya’da istikrarı sağlama ve yasaları düzenleme konusunda çok iş düşüyor.

Konular: Afrika
Muhalif güçler Trablus’ta Kaddafi yanlısı birlikleri köşeye sıkıştırırken, halk Bingazi’de kutlama gösterileri yapıyor. [REUTERS]

muammer kaddafi’nin henüz nerede olduğu bilinmiyor ve rejiminin yenilgisi çok uzakta olmayabilir. ancak bu yenilginin neler getireceği henüz bilinmiyor.

libya’daki bu geçiş dönemi, acımasız diktatörlere karşı isyan niteliğinde ortaya çıkan arap baharı bağlamında başladı. ancak mısır ve tunus başta olmak üzere bahreyn ve suriye gibi diğer arap ülkelerinin aksine, libya halkı rejimin saldırılarına karşı hızla ve geniş çapta silahlandı. alınan bu ilk karar doğrultusunda libya hava sahasının batı önderliğinde uçuşa yasak bölge ilan edilmesi çağrısı yapılırken, hemen ardından bm’nin “gerekli bütün önlemler” kararı doğrultusunda abd, nato ve katar askeri müdahalesine izin verildi.

alınan bu kararın amacı sivilleri korunması iken, güç kullanımına ilişkin asıl kararları abd, avrupa ve nato yetkilileri almaya başladı. al jazeera muhabirinin belirttiği üzere nato uçakları açık bir biçimde “muhalif ordu hava kuvvetleri” gibi hareket etmeye başladı. özellikle son birkaç gündür muhaliflerin ilerleyişinde hava saldırılarının rolü çok büyük. demek oluyor ki muhalif güçlerin trablus’a kadar ilerleyebilmesi ve bu kadar kısa süre içerisinde başkentin önemli bölgelerini kontrol altına alabilmesi ve hızla iktidara yaklaşması nato sayesinde olmuştur.

durum diğer arap diktatörlüklerinin devrilmesi sırasında yaşananlardan biraz daha farklı: o gece ortaya çıkan ve şehitler meydanı olarak yeniden adlandırdıkları trablus’un yeşil meydanı’nda kutlamalar yapan grubun çoğunluğunu güney dağlarından gelen silahlı isyancılar oluşturuyor. mısır’ın tahrir meydanı’nda ve diğer benzer meydanlarda gerçekleştirilen gösterilerin aksine, meydanda haberciler dışında neredeyse hiç kadın yoktu. trablus’ta gitgide alevlenen şiddet yüzünden bölge halkının çoğu ya çoktan şehri terk etti ya da geriye kalanlar evlerinden çıkmadı. isyancılar şehre girdiklerinde onları selamlayan çok az insan vardı. bu durum şehirde belirsizliklerin devam ettiğini işaret ediyor olabilir. ancak, libya nüfusunun üçte birini oluşturan trablus halkının muhalif güçlere bakışında bir müphemlik ve hatta belki de çok büyük bir tedirginlik de yaşanıyor olabilir.

libya’nın doğusunda bulunan ve isyancıların başkenti konumunda olan bingazi’de pazar günü yapılan kutlamalar bütün gece sürdü. pazartesi günü öğle saatlerinde libya’nın ulusal geçiş konseyi başkanı bir basın toplantısında konuştu. abd ve diğer birçok ülkenin libya’nın meşru hükümeti olarak tanıdığı konsey başkanı, trablus halkını tebrik ederken, aslında kaddafi karşıtı güçlerin artan etkisinin ulusal geçiş konseyi’nin başarısı olduğunu iddia etti.

tartışmalara açık meşruiyet

ulusal geçiş konseyi’nin meşruiyet tartışmaları devam ediyor. farklı unsurlardan oluşan ve kendinden menkul olan bu grup daha şimdiden içerisinde (zaman zaman ciddi boyutlarda) ayrılıklar yaşıyor. ulusal geçiş konseyi dış güçlerin askeri müdahalesi için çağrıda bulunurken kaç kişinin bu kararı desteklediği hâlâ belirsizliğini koruyor. patrick cockburn’ün the independent’ta belirttiği gibi, daha şimdiden aralarında abd ve britanya’nın da bulunduğu otuzdan fazla ülke, bingazi’de bulunan “ulusal geçiş konseyi’ni libya hükümeti olarak tanıdı. ancak başkenti şu anda ele geçirmekte olan milislerin de bu konseyi tanıyıp tanımayacağı henüz net değil. misrata’da şehirlerini korumak için uzun mücadeleler veren isyancı kuvvetler ulusal geçiş konseyi kararlarına uymak gibi bir niyetleri olmadığını üstü kapalı bir biçimde belirtiyor. askeri ve güvenlik kaygıları elbette trablus’un konsey’de temsil edilmemesine neden oldu. ancak başkentin ulusal geçiş konseyi’nin iktidarını tanıyıp tanımayacağı belirsizliğini koruyor. ayrıca ulusal geçiş konseyi’nin, şu ana kadar dışlanan libyalıları sahiplenmek için ne denli çaba göstereceği de henüz belirsiz.

libya’daki isyanın başarısı büyük ölçüde liderlerinin, libya’nın abd ve nato’ya olan bağımlılıklarını kırmalarıyla mümkün olacaktır. bu çerçevede (doğru mu değil mi tartışılır) ulusal geçiş konseyi bm’den sekiz ay içerisinde yapılacak olan seçimlere ilişkin yardım talebinde bulunacağını belirtti. eğer abd ve avrupa ülkeleri libya’nın donmuş hesaplarını doğrudan ulusal geçiş konseyi’ne devrederse, bu konseyin meşruiyet ve temsil sahasının yayılmasına ilişkin sorular daha da önem kazanacak. ulusal geçiş konseyi avrupa ve abd bankalarında tutulan milyarlarca petrol varlığı ile ilgili hak iddia edebilecek mi? libya’nın sorunlarını çözmek ve bağımsız bir gelecek yolu çizmek için nato ve abd’den çekilmesini talep edebilecek mi? başkan obama’nın “abd müttefikleri ve ortakları ile birlikte libya halkının güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz” sözleri doğrultusunda biraz zor gibi görünüyor. pazartesi günü gerçekleşen basın toplantısında ulusal geçiş konseyi başkanı mustafa abdül celil konsey'e özellikle destek olan ülkeleri ayrıcalıklı tutarak tüm uluslararası topluma teşekkürünü sundu. bu ülkelerin hangi ülkeler olduğu konusunda çıkarım yapmak pek de zor değil. ima edilen bu ülkeler arasında muhtemelen ulusal geçiş konseyi’nin askeri birliklerini eğiten katar emirliği ve yakın gelecekte yakın ilişkiler kurup, libya kaynaklarına ayrıcalıklı erişim hakkı beklentisinde olacak nato üyeleri ve abd bulunuyor.

her şeyin ötesinde konsey’in tutumu her şeyi belirleyecek. “yeni libya”, gerçekten yeni ve bütünlüğünü sağlamış, egemen bir libya olabilecek mi? yoksa küçük bir zümrenin otokratik kontrolünden çıkmayı başarıp, daha çok petrolü ve stratejik konumu ile ilgilenen batı güçlerinin etkisine girip, halkının insani ve ulusal haklarını bir kenara mı bırakacak?

libya ayaklanması bir arap diktatörünün daha iktidarına son vermek için arap baharı’nın bir parçası olarak başladı. mevcut gelişmeler de bu amacın başarıya ulaşmak üzere olduğunu gösteriyor. ancak ‘libya yazı’na ilişkin pürüzler ve bu mücadelenin sonuçta askeri bir hal alması önünde cevapsız sorular bırakıyor. son zamanlardaki gelişmeler libya halkının mı, yoksa abd’nin mi zaferi? abd ve nato’nun diktatörlükleri yıkma müdahalelerinin daha önceki örneklerine bakacak olursak, elimizde zafer her ikisine de ait olabilir diyebileceğimiz bir örnek yok.

phyllis bennis, siyasi çalışmalar enstitüsü (institute for policiy studies) ve amsterdam uluslarötesi ensititüsü’nde (transnational institute in amsterdam) uzman olarak çalışmaktadır. imparatoruluğa meydan okumak: halklar, hükümetler ve bm nasıl abd’ye kafa tutuyor (challenging empire: how people, governments and the un defy us) isimli kitabın yazarıdır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Phyllis Bennis

phyllis bennis, siyasi çalışmalar enstitüsü (institute for policiy studies) ve amsterdam uluslarötesi ensititüsü’nde (transnational institute in amsterdam) uzman olarak çalışmaktadır. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;